Blog

avukatTBB DİSİPLİN KURULU KARARI

ESAS NO. 2004/20 Esas
KARAR NO. 2004/113
KARAR TARİHİ:T. 10.04.2004

(Av. Meslek K. m. 5, 6; Av. K. m. 135, 136)

Şikayetliler hakkında Serik Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2000/133 esas sayılı dosyasına sundukları 30.05.2000 tarihli cevap dilekçesinde kullandıkları “ …….çocuğunun katili olan annenin ve onunla birlikte babanın bu davayı açmaları bir hukuk ve insanlık ayıbıdır… küçük B’nin ölümünü unutup, bu ölümden dolayı para elde etmek yoluna başvurmaları “ gibi söylemlerin Av. Meslek Kuralları’nın 5 ve 6. maddelerine aykırı olduğu iddiasıyla açılan Disiplin Kovuşturması sonunda eylemleri sabit görülerek disiplin cezası tayin edilmiştir.

Devamını Oku..

yargc.jpgDanıştay 12. Dairesi, eğer dava sonuçlanmamış ise lehe olan kanuni düzenlemenin uygulanabileceği yönünde karar verdi.

T.C.
DANIŞTAY
12.DAİRESİ BAŞKANLIĞI

ESAS NO:2010/1591

KARAR NO:2013/439

KARAR TARİHİ.12.2.2013

Temyiz İsteminde Bulunan (Davalı) : Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı

Devamını Oku..

indirAnayasa Mahkemesi, Eğitim-Sen’in Türkiye genelinde düzenlediği işe gelmeme eylemine katılan öğretmene verilen uyarı cezasını, sendikal hakkın ihlali saydı. Yüksek Mahkeme, ihlalin sonuçlarının ortadan kaldırılması bakımından yeniden yargılama yapılmak üzere kararı ilgili mahkemeye gönderdi.

Tarsus’ta Eğitim-Sen üyesi bir öğretmen, sendika yönetim kurulunun aldığı 28-29 Mart 2012’de Türkiye genelinde işe gelmeme kararına katıldı.

Tarsus İlçe Milli Eğitim Müdürlüğü ise eyleme katılan tüm sendika üyeleri hakkında yürüttüğü soruşturma sonucunda başvrucu öğretmene, mazeretsiz işe gelmediği gerekçesiyle uyarı cezası verdi.

Devamını Oku..

 

av

1136 sayılı Avukatlık Kanununda (m.2) avukatlığın amacı, hukuki münasebetlerin düzenlenmesini, her türlü hukuki mesele ve anlaşmazlıkların adalet ve hakkaniyete uygun olarak çözümlenmesini ve hukuk kurallarının tam olarak uygulanmasını her derecede yargı organları, hakemler, resmi ve özel kişi, kurul ve kurumlar nezdinde sağlamak olarak kabul edilmiştir. Avukatlık hukuk devleti için o kadar önemlidir ki ancak bu mesleğin gereği gibi yerine getirilmesiyle kişiler mahkemelerde veya icra mercilerinde haklarını arayabilir, usulüne göre takip edebilir ve savunabilir.

Devamını Oku..

indirDanıştay 3. Dairesi

Tarih   : 03.10.2013

Esas No : 2011/991

Karar No : 2013/3859

VUK Md. 10

KANUNİ TEMSİLCİNİN SORUMLULUĞU

Türk Ticaret Kanunu’nun 511 ve 515. maddesi uyarınca, tescil ve ilan yapılana kadar iç işlem niteliğinde olan hisse devri nedeniyle vergi dairesine kanuni temsilcilik görevinden ayrıldığına ilişkin bir bildirimde bulunmadığı anlaşılan davacının, kanuni temsilci sıfatıyla sorumlu tutulmasında hukuka aykırılık bulunmadığı hk.  

Devamını Oku..

indir

Gerçek vergi matrahlarının vergilendirilmesinin olmazsa olmaz koşulu, vergilemeye ilişkin olay ve işlemlerin , mükellefin defterlerine tam ve doğru olarak kaydedilmiş olmasıdır. Bu da, anılan olay ve işlemlerle ilgili kanıtlayıcı belgelerin doğru olmasını ve zamanında düzenlenip defterlere kaydedilmesini gerektirir.

 

Nitekim, vergilemeye ilişkin usul hükümlerinin yer aldığı Vergi Usul Kanunu’nun (VUK) 227 nci maddesinde de, ‘’ Bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça bu Kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir ‘’ denilmiştir. Ancak, Kanunkoyucu, belge düzeni ile ilgili olarak, 227 nci maddeye koyduğu yukarıda hükümle yetinmemiş, Kanunun izleyen maddelerinde, tevsik edici belgelerin neler olduğunu ve hangi özellikleri taşımaları gerektiğini de ayrıntılı olarak hükme bağlamıştır. Yine aynı Kanunun verdiği yetkiye dayanarak, idare, kullanılacak belgelerin Maliye Bakanlığı ile anlaşmalı matbaalara bastırılması yada noterlere onaylattırıldıktan sonra kullanılması zorunluluğunu getirmiştir. Vergi Usul Kanunu’nun, ceza hükümlerini ihtiva eden Dördüncü Kitabında da, belge düzeni ile ilgili hükümlere aykırı hareket eden mükelleflere verilecek cezalar konu edilmiştir.

Devamını Oku..

avrupa-insan-hakları-mahkemesiAvrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 27. maddesinin 1. ve 2. fıkraları Komisyona başvuru için altı şartı düzenlemektedir:

  1. Başvuruda bulunanın kimliği belli olmalıdır ( md. 27 1- a);
  2. Başvuru daha önce komisyonca incelenmiş bir başvuru ile aynı olmamalıdır „ res judicata“;
  3. Aynı konuda daha önce başka bir uluslararası yere başvurulmamış olması „Litispendenz“( md. 27 1-b) ;
  4. Başvurunun, sözleşme ile bağdaşır nitelikte olması ( md. 27/2 );
  5. Başvurunun açıkça temelden yoksun olmaması ( md. 27/2 );
  6. Başvuru hakkının kötüye kulanılmaması ( md. 27/2 ).

1.Başvuruda bulunanın kimliğinin belli olması

Sözleşmenin 25 maddesi gereğince yapılan başvurularda, başvuru dilekçesi imzasız ise, bu başvuru komisyonca işleme alınmayacaktır. ( md. 27/1 ). Dilekçenin imzasız oluşu ile, başvuru dilekçesinden başvuranın kimliğinin anlaşılamaması ifade edilmektedir..

Devamını Oku..

7b98bac423425030_630x350T.C.
YARGITAY
Altıncı Hukuk Dairesi

E:2014/9056
K:2014/10183
T: 22.09.2014

İflasın Ertelenmesi Kararından Sonra Borçlu Hakkında Takip Yapılması

Özet: iflasın ertelenmesi kararının verilmesinden sonra borçlu aleyhine 6183 sayılı Kanuna göre yapılan takipler de dâhil olmak üzere hiçbir takip yapılamaz ve başlamış olan takipler de durur. İflasın ertelenmesi ya da takip yapılmaması yönünde verilen tedbir kararından sonra yapılan takip nedeniyle itirazın iptali ya da itirazın kaldırılmasının istenmesi durumunda, davanın reddine karar verilmelidir.

Devamını Oku..

indirAnayasa Mahkemesi’nin, emeklilik ikramiyesi hesabında 30 yıl sınırını kaldıran kararı Resmi Gazete’de yayınlandı

Yüksek Mahkeme, kararında, daha uzun süre çalışmalarına karşın emeklilik hesabında 30 yıldan fazlasının hesaba alınmamasını Anayasa’ya aykırı buldu ve ilgili yasa maddelerini iptal etti. Karar sonrasında, emeklilik ikramiyesi hesabında, çalışılan sürenin tümü esas alınacak.

Mahkeme, konuyu, bir çalışanın, “36 yıllık hizmetinin 30 yıla kadarki kısmı için emekli ikramiyesi ödenen davacı tarafından, 36 yıllık hizmetinin kalan 6 yıllık kısmı için de tarafına emekli ikramiyesi ödenmesi istemiyle” yaptığı başvurusu sonrasında gündemine aldı.

Devamını Oku..

aldatma1Yargıtay 2. Hukuk Dairesi; ‘Aldatan kocayı eşi bir defa affetmişse; kocanın aynı kadınla tekrarlanan birlikteliği aldatmak sayılmaz’ dedi. Yargıtay’ın çok tartışılacak kararına göre bu durumda sadece yeni bir kadınla birliktelik aldatmak sayılacak.

 

‘Aynı kadınla 2. aldatma ağır kusur sayılmaz’

 

İstanbul Anadolu 5. Aile Mahkemesi’nde görülen boşanma davasında; Aldatan koca A.Y, eşi K.Y aleyhine şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açtı. Mahkeme “Aldatan kocayı eşi bir defa affetmişse; kocanın aynı kadınla tekrarlanan birlikteliği aldatmak sayılmaz, bu nedenle koca boşanmada ağır kusurlu değildir.” diyerek aldatan koca lehine boşanma kararı verdi.

Devamını Oku..

page_balyoz-hakiminden-saniklara-kicinizi-donerek-oturdunuz_463255463Yargılama faaliyeti, bağımsız ve tarafsız mahkemelerce yapılır. Adaletin kutsiyetine olan saygı ve mahkemelerin de adalet dağıtılan yerler olması nedeniyle; yargıya, yani mahkemeye saygı göstermek,adalet talep eden herkes için bir görevdir. Yargılama esnasında ayağa kalkılması meselesinin de, bu saygı ile alakadar bir husus olduğu düşünülebilir. Uygulamada bazı hâkimler, duruşma sırasında sadece hüküm açıklanması sırasında değil; ara kararın okunması sırasında dahi ayağa kalkılmasını istemekte; ayağa kalkmayanları (özellikler avukatları),ayağa kalkmaları konusunda uyarmaktadırlar. Aynı husus, yargılama sırasında iddia veya savunma amaçlı yapılan konuşmalar sırasındada cereyan etmektedir. Ayağa kalkmayan avukatlara karşı kimi yargıçların,hemen ayağa kalkılması hususunda bazen gurur kırıcı şekle varan ikazlar yaptığı görülmüştür. Bu durumda, avukatlar genellikle ikaza uyarak ayağa kalkmakta; kimi avukatlar ise haklı gerekçelerini sunarak kalkmamakta direnmektedir. Böylesi bir direnme karşısında mahkemelerin tutumu ise:

Devamını Oku..

o-INTERNET-CENSORSHIP-facebookHukuk düzeni içinde kimi zaman ayrı ayrı korunan değerler, çatışma içine girebilirler. Bugün özellikle basının toplumdaki öneminin artması ve gelişen teknolojinin yardımıyla birlikte basın özgürlüğü ile kişilik hakkı sıkça karşı karşıya gelmektedir. Hukuk düzeninin çatışan iki değeri aynı anda koruması söz konusu olamayacağından bu değerlerden hangisinin, hangi durumlarda diğerine karşı korunacağı sorunu ortaya çıkmaktadır. Günümüzde kişiliği tehdit eden en büyük araçlardan biri basındır. Ancak basın aynı zamanda demokratik bir toplumun en önemli ve vazgeçilmez araçlarından birisidir. Demokratik düzenin temel unsuru olan basın, gelişen teknoloji ve magazin kültürünün artması ile kişiliği daha çok tehdit eder hale gelmiştir. Demokratik bir düzenin öznesi olan kişinin çıkarları ile yine demokratik düzenin vazgeçilmez unsuru özgür basının çıkarları çatışır olmuştur. Bu durum, çatışmanın nasıl çözümleneceği sorununu ortaya çıkarmıştır.

Devamını Oku..

Biyometric_sistemler-280x210Bilgi güvenliği günümüz teknoloji dünyasının en önemli problemlerinden biridir. Kişiler ya da kurumlar, her türlü bilgiyi güveli bir ortamda tutabilmek ve bu bilgileri saklamak, korumak için büyük çabalar ve paralar harcamaktadır. Bir bilginin gizliliğinden ve güvenliğinden bahsedebilmek için söylenebilecek tek şey o bilginin kimsenin eline geçmemesi değildir. Bunun yanında bilginin bütünlüğü, bilgiyi gönderen kişinin gönderdiğini; alan kişinin de aldığını inkar edememesi gibi kavramlar da önem taşımaktadır. Bunlara bakıldığında gizliliğin en kritik noktalarından birinin yalnızca yetki verilmiş kişiler tarafından bilgiye erişmesi olduğu açıktır. Gerçek dünya ortamında kişilerin kimliklerini doğruladıkları imza, mühür gibi elemanlar, bu uygulamalar dijital ortamda gerçekleştiğinde geçerliliklerini yitirmektedirler. Dijital dünyada bunların yerine verilerin bazı matematiksel algoritmalardan geçirilmesi ile elde edilen dijital imzalar ya da söz konusu kişinin kendine has özelliklerinin kullanıldığı biyometrik güvenlik sistemleri kullanılarak söz konusu kişinin kimlik doğrulaması sağlanabilir.

Devamını Oku..

indirGünümüzde radyo ve televizyon yayıncılığı kitle iletişiminin merkezinde yer alır. 20. yüzyılın ürünü olan radyo ve televizyonun yazılı basınla arasında çok önemli bir fark vardır. Bu fark, radyo ve televizyonların kamusal bir mal olan frekansları ve atmosferi kullanması nedeniyle ortaya çıkar. Bu nedenle, milyonlarca kişiyi etkileyebilecek kapasiteye sahip olan radyo ve televizyon yayınlarını, “kamu yararı”na göre düzenleyecek olan yayın ilkelerinin varlığını zorunlu kılmaktadır. Zira, hiçbir zaman hiçbir toplumda sınırsız hürriyet diye bir şey olamayacağı, sınırsız hürriyetin anarşi ve neticede hürriyetsizlik doğuracağı da bir gerçektir.

Devamını Oku..

images (1)İletişimin bireyler için temel ve vazgeçilmez bir ihtiyaç olarak ortaya çıkmasından sonra telekomünikasyon ve teknoloji alanında birtakım gelişmeler ortaya çıkmıştır. Bu gelişmelere bağlı olarak da hukuk alanında düzenlemelerin yapılması gerekliliği doğmuştur. Bu gereklilik neticesinde de özel hukuk sözleşmeleri kavramı önem kazanmıştır. Bu sözleşmeler ise ikiye ayrılmaktadır;

  1. İşletmeciler arasındaki sözleşmeler (Arabağlantı- Roaming- Altyapı Kiralama Sözleşmeleri)
  2. İşletmeciler ve aboneler arasındaki sözleşmeler (Abonelik Sözleşmesi)

Roaming sözleşmeleri, işletmeciler arasında yapılan sözleşmeler alanına girmektedir. Aynı zamanda da roaming sözleşmeleri telekomünikasyon sektöründe de önemli bir yer teşkil etmektedir.

Devamını Oku..