Dava, dükkân satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, kira kaybı tazminatı, olmadığı taktirde satım sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkelerine göre hesaplanacak karşılığının davalıdan tahsili, maddi tazminat istemine ilişkindir. Davaya konu taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin taşınmazın aynına ilişkin iş bu davaya bakmakla yetkili olduğu, ilk derece mahkemesinin taşınmazın aynına ilişkin kesin yetki kuralı bulunan iş bu davada yetkisizlik kararı vermesi usul ve yasaya aykırıdır. HMK’nun yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları başlıklı 18-(1) maddesinde “Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi yapılamaz” hükmü yer almaktadır. Taşınmazın aynına ilişkin olup HMK’nun 12. maddesi gereğince kesin yetki hali bulunan davada taraflar arasında yetki sözleşmesi yapılamaz. Taraflarca bu hususta yapılan yetki sözleşmesi geçerli olmaz. Ayrıca HMK’nun 17.maddesi gereğince tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında yetki sözleşmesi yapabilirler. Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için taraflarının tacir veya kamu tüzel kişi olması gerekir. Davacılar gerçek kişi olup tacir sayılamaz. Davacıların tacir olduklarına ilişkin dosya kapsamında her hangi belge, bilgi ve kayıt bulunmamaktadır. Davanın tarafları arasındaki satım sözleşmesi kapsamında yapılan yetki sözleşmesi geçersizdir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353. maddesi uyarınca dava dosyası incelendi;
GEREĞİ DÜŞÜNÜLDÜ:İDDİA Davacılar vekili dava dilekçesinde özetle; taraflar arasında imzalanan, 13.01.2014 tarihli Kozapark Akkoza dükkan satım sözleşmesi başlıklı sözleşme uyarınca, … ili, … ilçesi, … Mahallesi, Ada No:…, Parsel No:… da bulunan, Blok No: …, Kat No:…, Bağımsız Bölüm No:… taşınmazın davalı ….Sanayi ve Ticaret A.Ş adına olan kaydın iptali ile, takyidatsız olarak davacılar … ve … adına, 1/2 ‘ şer oranda tesciline karar verilmesi, bu talebimiz yerinde görülmez ise, sözleşmenin feshi ile sözleşme kapsamında davacıların davalıya yapmış olduğu toplam 1.429.000,00 TL ödemenin, Bakırköy 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/280 Esas sayılı dosyasından talep edilen bedel indirimi kısmı düşüldükten sonra kalan şimdilik 1.211.872,00 TL nin, her bir ödeme tarihlerinden dava tarihine kadar avans faizi ile birlikte davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
SAVUNMA: Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; haksız ve hukuki dayanaktan yoksun asıl davaya ilişkin cevap ve itirazlarının yasal süresi içerisinde sunulmasından ve öncelikle 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 17. ve 116 vd. maddeleri uyarınca dava dilekçesinin münhasır yetki sözleşmesinin varlığı nedeniyle yetki yönünden reddi ile dosyanın görevli ve yetkili İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerine gönderilmesini talep etmiştir.
İLK DERECE MAHKEMESİ KARARININ ÖZETİ :Mahkemece “…İş bu davacı ile davalı şirketler arasında imzalanmış olan 13/01/2014 tarihli “…. Dükkan Satım Sözleşmesi” yer alan yetki anlaşmasına göre sözleşmenin “uyuşmazlıklar” başlıklı 13.maddesi ile İstanbul Çağlayan Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkili yargı yeri olarak belirlendiğinden, davalı tarafın yetki itirazında bulunduğu anlaşılmıştır. 6100 sayılı HMK’nın 17. maddesine göre “Tacirler veya kamu tüzel kişileri, aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında, bir veya birden fazla mahkemeyi sözleşmeyle yetkili kılabilirler. Taraflarca aksi kararlaştırılmadıkça, dava, sadece sözleşmeyle belirlenen bu mahkemelerde açılır.” Taraflar arasındaki uyuşmazlık konusu olan 13/01/2014 tarihli “… Dükkan Satım Sözleşmesi” nin (“Sözleşme”) “Uyuşmazlıklar” başlıklı 13. maddesinde “İşbu sözleşmenin yorum ve uygulanmasından doğabilecek her türlü ihtilaf halinde başvurulabilecek tek merci İstanbul (Merkez) Mahkemeleri ve İcra Daireleridir. ..” hükmü kararlaştırılmıştır. Dava konusu olayda tarafların ikisi de tacir olduğundan HMK 17. Maddesi uyarınca sözleşmedeki bu şart geçerlidir ve uyuşmazlığın İstanbul Mahkemelerince çözümlenmesi gerekmektedir. Açıklanan nedenlerle davalı tarafın yetki itirazının kabulü ile dava dilekçesinin mahkememizin yetkisizliği nedeniyle dava şartı yokluğundan usulden reddine, davaya bakma yetkisinin İstanbul Asliye Ticaret Mahkemelerinin yetkili olduğu” gerekçesiyle dava dilekçesini yetki yönünden usulden reddi ile mahkememizin yetkisizliğine karar verilmiştir.
İLERİ SÜRÜLEN İSTİNAF SEBEPLERİ Gerekçeli karar taraf vekillerine 10/03/2019 tarihinde usulüne uygun tebliğ edilmiştir. Davacılar vekilinin 19/03/2019 tarihli dilekçesi ile süresinde istinaf talebinde bulunduğu, gerekli harç ve masrafı yatırdığı anlaşılmıştır. İstinaf başvuru dilekçesinin davalı vekiline tebliğ edildiği, davalı vekilinin cevap dilekçesi sunmadığı, istinaf ve katılma yoluyla istinaf talebinde bulunmadığı anlaşılmıştır. Davacılar vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde davacıların taleplerini terditli olarak sunduklarını ve ilk talebin tapu iptali ve tescil, olmadığı taktirde denkleştirme hesabı çerçevesinde bedel iadesi talep edildiğini, tapu iptali ve tescil davalarının kesin yetkinin olduğu bir dava türü olduğunu, kesin yetkili mahkemenin ise taşınmazın bulunduğu yer mahkemeleri olduğunu, dava konusu taşınmazın İstanbul ili Esenyurt ilçesi sınırlarında bulunduğunu, Esenyurt ilçesinin Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemeleri yetki alanında kaldığını, kesin yetkinin olduğu bir durumda yetki anlaşması hükümsüz olacağından tarafların yetki anlaşması yaptığına bakılmaksızın kesin yetkili yer mahkemesinin davaya bakmak zorunda olduğunu, davacıların yetki anlaşması yapacak kişilerden olmadığını, açıklanan nedenlerle Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2018/1202 Esas 2019/222 Karar sayılı, yetkisizlik kararının bozulmasına/kaldırılmasına karar verilmesini, davaya bakmaya Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemkesi’nin yetkili olduğuna ve davanın esası hakkında yargılama yapılması ve karar verilmesi için dosyanın Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesine iadesine/gönderilmesine karar verilmesini, yargılama giderleri ve avukatlık ücretinin davalı tarafa yükletilmesine karar verilmesin talep etmiştir.
DELİLLER:Dükkân satım sözleşmesi ve ekleri, Banka dekontu, İhtarname, Delil listeleri sunulan ve toplanan deliller.
DELİLLERİN DEĞERLENDİRİLMESİ VE GEREKÇE :Dava, dükkân satım sözleşmesinden kaynaklanan tapu iptali ve tescil, kira kaybı tazminatı, olmadığı taktirde satım sözleşmesinin feshi ile ödenen bedelin denkleştirici adalet ilkelerine göre hesaplanacak karşılığının davalıdan tahsili, maddi tazminat istemine ilişkindir. Taşınmazın aynından doğan davalarda yetki başlıklı 6100 sayılı HMK’nın 12. maddesinin 1. fıkrasında “Taşınmaz üzerindeki ayni hakka ilişkin veya ayni hak sahipliğinde değişikliğe yol açabilecek davalar ile taşınmazın zilyetliğine yahut alıkoyma hakkına ilişkin davalarda, taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi kesin yetkilidir” hükmü yer almaktadır. Yasada öngörülen bu düzenleme kamu düzenine ilişkin ve emredici bir yetki kuralı olduğundan sözleşme ile değiştirilemeyeceği gibi, mahkemece de re’sen gözetilmesi gerekir. Davaya konu taşınmazın İstanbul ili, Esenyurt ilçesinde bulunduğu anlaşılmakla, davanın Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinde görülüp sonuçlandırılması gerekmektedir. Davaya konu taşınmazın İstanbul İli Esenyurt İlçesinde olması nedeniyle Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin yargı çevresinde bulunduğu, dava konusu taşınmazın bulunduğu yer mahkemesi olan Bakırköy Asliye Ticaret Mahkemelerinin taşınmazın aynına ilişkin iş bu davaya bakmakla yetkili olduğu, ilk derece mahkemesinin taşınmazın aynına ilişkin kesin yetki kuralı bulunan iş bu davada yetkisizlik kararı vermesi usul ve yasaya aykırıdır. HMK’nun yetki sözleşmesinin geçerlilik şartları başlıklı 18-(1) maddesinde “Tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edemeyecekleri konular ile kesin yetki hallerinde yetki sözleşmesi yapılamaz” hükmü yer almaktadır. Taşınmazın aynına ilişkin olup HMK’nun 12. maddesi gereğince kesin yetki hali bulunan davada taraflar arasında yetki sözleşmesi yapılamaz. Taraflarca bu hususta yapılan yetki sözleşmesi geçerli olmaz. Ayrıca HMK’nun 17.maddesi gereğince tacirler veya kamu tüzel kişileri aralarında doğmuş veya doğabilecek bir uyuşmazlık hakkında yetki sözleşmesi yapabilirler. Yetki sözleşmesinin geçerli olabilmesi için taraflarının tacir veya kamu tüzel kişi olması gerekir. Davacılar gerçek kişi olup tacir sayılamaz. Davacıların tacir olduklarına ilişkin dosya kapsamında her hangi belge, bilgi ve kayıt bulunmamaktadır. Davanın tarafları arasındaki satım sözleşmesi kapsamında yapılan yetki sözleşmesi geçersizdir. İlk derece mahkemesinin yetkisizlik kararı usul ve yasaya aykırıdır. Davacılar vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri yerinde olduğundan kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/3. maddesi gereğince kabulüne, kararın kaldırılmasına, dairemiz kararı gereğince davanın yeniden görülmesi için dosyanın kararı veren mahkemeye gönderilmesine karar verilmesi gerektiği kanısına varılarak aşağıdaki hüküm kurulmuştur.
HÜKÜM : Gerekçesi yukarıda açıklandığı üzere:1-Davacılar vekilinin istinaf başvuru sebep ve gerekçeleri incelenmeksizin kamu düzenine aykırılık yönünden re’sen gözetilen sebeplerle davacılar vekilinin istinaf başvurusunun 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353/1-a/3. maddesi gereğince KABULÜNE, 2-Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 04/03/2019 tarih, 2018/1202 Esas ve 2019/222 karar sayılı kararının KALDIRILMASINA, 3-Dosyanın dairemiz kararına uygun şekilde işlem yapılmak ve yeniden karar verilmek üzere mahalli mahkemesine GÖNDERİLMESİNE, 4-Davacılar tarafından yatırılan 44,40 TL istinaf maktu karar harcının istem halinde davacılara iadesine, 5-Davacılar tarafından yapılan istinaf masraflarının ilk derece mahkemesi tarafından verilecek kararda değerlendirilmesine ve hükme bağlanmasına, 6-İstinaf incelemesi sırasında duruşma açılmadığından kendisini vekille temsil ettiren davacılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, Dosya üzerinde yapılan inceleme sonucunda, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunun 353/1 bendi gereğince kesin olmak üzere oy birliği ile karar verildi.09/05/2019
Bir önceki yazımız olan KOOPERATİFİN 3 YIL ÜST ÜSTE GENEL KURUL TOPLANTISINI YAPMAMASI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.