Günümüzde radyo ve televizyon yayıncılığı kitle iletişiminin merkezinde yer alır. 20. yüzyılın ürünü olan radyo ve televizyonun yazılı basınla arasında çok önemli bir fark vardır. Bu fark, radyo ve televizyonların kamusal bir mal olan frekansları ve atmosferi kullanması nedeniyle ortaya çıkar. Bu nedenle, milyonlarca kişiyi etkileyebilecek kapasiteye sahip olan radyo ve televizyon yayınlarını, “kamu yararı”na göre düzenleyecek olan yayın ilkelerinin varlığını zorunlu kılmaktadır. Zira, hiçbir zaman hiçbir toplumda sınırsız hürriyet diye bir şey olamayacağı, sınırsız hürriyetin anarşi ve neticede hürriyetsizlik doğuracağı da bir gerçektir.
YAYIN HİZMETLERİ İLKELERİ
MADDE 8 – (1) Medya hizmet sağlayıcılar, yayın hizmetlerini kamusal sorumluluk anlayışıyla bu fıkrada yer alan ilkelere uygun olarak sunarlar. Yayın hizmetleri;
- a) Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, Devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı olamaz.
- b) Irk, dil, din, cinsiyet, sınıf, bölge ve mezhep farkı gözeterek toplumu kin ve düşmanlığa tahrik edemez veya toplumda nefret duyguları oluşturamaz.
- c) Hukukun üstünlüğü, adalet ve tarafsızlık esasına aykırı olamaz.
ç) İnsan onuruna ve özel hayatın gizliliğine saygılı olma ilkesine aykırı olamaz, kişi ya da kuruluşları eleştiri sınırları ötesinde küçük düşürücü, aşağılayıcı veya iftira niteliğinde ifadeler içeremez.
- d) Terörü övemez ve teşvik edemez, terör örgütlerini güçlü veya haklı gösteremez, terör örgütlerinin korkutucu ve yıldırıcı özelliklerini yansıtıcı nitelikte olamaz. Terör eylemini, faillerini ve mağdurlarını terörün amaçlarına hizmet ederşekilde sunamaz.
- e) Irk, renk, dil, din, tabiiyet, cinsiyet, engellilik, siyasî ve felsefî düşünce, mezhep ve benzeri nedenlerle ayrımcılık yapan ve bireyleri aşağılayan yayınları içeremez ve teşvik edemez.
- f) Toplumun millî ve manevî değerlerine, genel ahlaka ve ailenin korunması ilkesine aykırı olamaz.
- g) Suç işlemeyi, suçluyu ve suç örgütlerini övücü, suç tekniklerini öğretici nitelikte olamaz.
ğ) Çocuklara, güçsüzlere ve engellilere karşı istismar içeremez ve şiddeti teşvik edemez.
- h) Alkol, tütün ürünleri ve uyuşturucu gibi bağımlılık yapıcı madde kullanımı ile kumar oynamayı özendirici nitelikte olamaz.
ı) Tarafsızlık, gerçeklik ve doğruluk ilkelerini esas almak ve toplumda özgürce kanaat oluşumuna engel olmamak zorundadır; soruşturulması basın meslek ilkeleri çerçevesinde mümkün olan haberler, soruşturulmaksızın veya doğruluğundan emin olunmaksızın yayınlanamaz; haberin verilişinde abartılı ses ve görüntüye, doğal sesin dışında efekt ve müziğe yer verilemez; görüntülerin arşiv veya canlandırma niteliği ile ajanslardan veya başka bir medya kaynağından alınan haberlerin kaynağının belirtilmesi zorunludur.
- i) Suçlu olduğu yargı kararı ile kesinleşmedikçe hiç kimse suçlu ilân edilemez veya suçluymuş gibi gösterilemez; yargıya intikal eden konularda yargılama süresince, haber niteliği dışında yargılama sürecini ve tarafsızlığını etkiler nitelikte olamaz.
- j) Haksız çıkarlara hizmet eden ve haksız rekabete yol açan unsurlar içeremez.
- k) Siyasî partiler ve demokratik gruplar ile ilgili tek yönlü veya taraf tutar nitelikte olamaz.
- l) Genel sağlığa, çevrenin ve hayvanların korunmasına zarar verecek davranışları teşvik edemez.
- m) Türkçenin, özellikleri ve kuralları bozulmadan doğru, güzel ve anlaşılır şekilde kullanılmasını sağlamak zorundadır; dilin düzeysiz, kaba ve argo kullanımına yer verilemez.
- n) Müstehcen olamaz.
- o) Kişi veya kuruluşların cevap ve düzeltme hakkına saygılı olmak zorundadır.
ö) Bilgi iletişim araçları yoluyla yarışma veya lotarya içeremez, dinleyici ve seyircilere ikramiye verilemez veya ikramiye verilmesine aracılık edemez.
- p) Medya hizmet sağlayıcı tarafından yapılan veya yaptırılan anket ve kamuoyu yoklamalarının, hazırlık aşamasından sonuçların ilânına kadar noter nezaretinde gerçekleştirilmesi zorunludur.
- r) Kişileri fal veya batıl inançlar yoluyla istismar edemez.
- s) Toplumsal cinsiyet eşitliğine ters düşen, kadınlara yönelik baskıları teşvik eden ve kadını istismar eden programlar içeremez.
ş) Şiddeti özendirici veya kanıksatıcı olamaz.
(2) Radyo ve televizyon yayın hizmetlerinde, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimine zarar verebilecek türde içerik taşıyan programlar bunların izleyebileceği zaman dilimlerinde ve koruyucu sembol kullanılmadan yayınlanamaz.
(3) İsteğe bağlı yayın hizmeti sağlayıcıları, çocuk ve gençlerin fiziksel, zihinsel veya ahlakî gelişimini olumsuz etkileyebilecek nitelikteki yayın hizmetlerinin, bunların bu tür hizmetleri normal şartlar altında duymayacakları ve görmeyecekleri şekilde sunulmasını sağlamakla yükümlüdür.
1994 – 2002 yılları arasında yayın ilkelerinin ihlâli
Türkiye’de, yaklaşık dört yıl süren “sınır tanımayan” yayıncılık anlayışı, RTÜK’ün göreve başlamasından itibaren yerini yayın ilkelerinin ihlâline bırakmıştır. Bu bağlamda, mülga 3984 sayılı Kanunun 4. maddesi, 20 Nisan 1994’ten 14 Mayıs 2002’ye kadarki süre içinde 15 ulusal televizyon kanalı tarafından 141 tanesi uyarıyı, 251 tanesi yayın durdurmayı gerektirecek şekilde 392 kez ve 19 ulusal radyo kanalı tarafından, 51 tanesi uyarıyı, 64 tanesi yayın durdurmayı gerektirecek şekilde toplam 115 kez ihlâl edilmiştir.
2002 – 2007 yılları arasında yayın ilkelerinin ihlâli
15 Mayıs 2002 ile 28 Mart 2007 yılları arasındaki beş yıllık verilere bakıldığında ise, yayın ilkelerinin ihlâllerinde çok büyük bir artışın olduğu gözlenmektedir. Bu dönemde, 19 ulusal televizyon kuruluşu, 591’i “uyarı”, 4’ü “özür dileme”, 106’sı “program durdurma”, 19’u “para cezası” ve 6’sı “yayın durdurmayı gerektirecek şekilde toplam 726 ihlâlde bulunmuşlardır.
Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK), genel olarak radyo ve televizyon faaliyetlerini düzenlemek ve denetlemekle görevlidir. Karasal, sayısal, uydu, kablo ve IPTV ortamından yayın yapan kuruluşlara lisans ve yayın izni RTÜK tarafından verilir. RTÜK re’sen ya da izleyici şikâyeti üzerine yayıncı kuruluşları denetler ve gerekli hallerde yaptırım uygular.
Kural olarak radyo ve televizyon yayınlarının kesilmesi veya bunların engellenmesi mümkün değildir. Bunun iki istisnası bulunmaktadır;
- Yargı kararları ile yayının durdurulmasıdır.
- İdari kararla yani ya Başbakan veya görevlendireceği bakanın belli hallerde yayını durdurabilmesi ya da RTÜK tarafından yayının durdurulabilmesidir.
Buna uygun olarak kanunda “Yargı kararları saklı kalmak kaydıyla yayınlar önceden denetlenemez ve durdurulamaz. Ancak, milli güvenliğin açıkça gerekli kıldığı hallerde yahut kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması kuvvetle ihtimal dahilinde ise Başbakan veya görevlendireceği bakan yayını durdurabilir” hükmüne yer verilmiştir.(6112 sayılı kanun md 7) Buna göre Başbakan veya görevlendireceği bakan yayınları iki halde durdurabilir;
- Milli güvenliğin açıkça gerekli kılması halinde
- Kamu düzeninin ciddi şekilde bozulması ihtimali olması halinde
Anayasal bir kural olarak idarenin hiçbir işlemi ve eyleminin yargı denetimi dışında tutulması mümkün değildir.(AY m.125). Buna uygun olarak Başbakan veya ilgili bakan tarafından alınan, idari karar aleyhine de idari yargı mercilerine başvurmak mümkündür. Kanunda bu halde doğrudan Danıştay’a başvurulabileceği hüküm altına alınmıştır. Buna göre Başbakan veya bakanlarca Radyo ve Televizyon Yayınları Hakkında Kanunun 7. Maddesine dayanılarak verilen yayından men kararına karşı Danıştay’a başvurarak iptal istemli dava açılabilmesi ve yürütmeyi durdurma kararı istenilebilmesi mümkündür. Danıştay bu davalara ivedilikle bakar ve karara bağlar. Yürütmeyi durdurma talepleri hakkında 48 saat içerisinde karar verir.
Diğer idari yaptırımlar ise RTÜK tarafından yayın durdurma, para cezası veya yayından men yaptırımlarıdır. RTÜK, öngördüğü yükümlülükleri yerine getirmeyen, izin şartlarını ihlâl eden, yayın ilkelerine ve Radyo ve Televizyonların Kuruluş Ve Yayınları Hakkında Kanun’da belirtilen diğer esaslara aykırı yayın yapan özel radyo ve televizyon kuruluşlarını uyarır veya aynı yayın kuşağında açık şekilde özür dilemesini ister. Buna göre kanunda belirtilen koşullara veya RTÜK tarafından öngörülen yükümlülüklere aykırı davranan yayın kuruluşları kural olarak öncelikle uyarılacaktır. Bu uyarı üzerine söz konusu kuruluş aynı yayın kuşağında özür dileyecektir. Bunun tek istisnası kanunda belirtilen yayın ilkelerinden ilk üçü olan “Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlık ve bağımsızlığına, devletin ülkesi ve milletiyle bölünmez bütünlüğüne, Atatürk ilke ve inkılâplarına aykırı yayın yapılmaması”, “Toplumu şiddete, teröre, etnik ayrımcılığa sevk eden veya halkı sınıf, ırk, dil, din, mezhep ve bölge farkı gözeterek kin ve düşmanlığa tahrik eden veya toplumda nefret duyguları oluşturan yayınlara imkân verilmemesi” ve “Yayıncılığın, gerek yayın organı, gerekse hisse sahipleri ve üçüncü derece dahil kan ve kayın hısımları veya bir başka gerçek veya tüzel kişinin haksız çıkarları doğrultusunda kullanılmaması” ilkelerine aykırı yayın yapılması hali olup bu halde RTÜK herhangi bir uyarı yapmaksızın ilgili kanalın yayınını bir ay durdurur. İhlalin tekrarı halinde yayın süresiz olarak durdurulur ve yayın lisans izni iptal edilir.
RTÜK’ün uyarısına uyulmaması veya aykırılığın tekrarı halinde ihlâle konu olan programın yayını, bir ile oniki kez arasında durdurulur. Bu süre içinde programın yapımcısı ve varsa sunucusu hiçbir ad altında başka bir program yapamaz. Yayını durdurulan programların yerine, aynı yayın kuşağında ve reklamsız olarak, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarına RTÜK’çe hazırlattırılacak eğitim, kültür, trafik, kadın ve çocuk hakları, gençlerin fiziksel ve ahlakî gelişimi, uyuşturucu ve zararlı alışkanlıklarla mücadele, Türk dilinin güzel kullanımı ve çevre eğitimi konularında programlar yayınlanır.
Aykırılığın tekrarı halinde; Ulusal düzeyde yayın yapan kuruluşlara, ihlâlin ağırlığına göre, yerel, bölgesel ve kablo ortamından yayın yapan kuruluşlara kapsadığı yayın alanı itibariyle, ulaştığı nüfus oranına göre il ve ilçelere yayın yapanlara ihlâlin ağırlığına göre kanunda belirtildiği oranda idarî para cezası uygulanır. Radyo yayınları için kanunda belirtilen miktarların yarısı kadar idari para cezası uygulanır.
Yayın izninin verilmesi için gerekli şartlardan birini kaybeden veya şartların uygunluğunu hile ile elde eden kuruluşların yayın lisans izni iptal edilir. RTÜK Tarafından verilen bu idari yaptırım kararlarına karşı ise Ankara İdare Mahkemelerinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde iptal davası açılabilmesi ve özellikle yürütmeyi durdurma istenebilmesi mümkündür.
RTÜK’ÜN YAPTIRIM ÇEŞİTLERİ
- Uyarı
- Para Cezası
- Lisans Süresinin Kısaltılması
- Lisansın İptali
6112 sayılı kanun 10. Bölümde RTÜK’ün uyguladığı yaptırımlar kaleme alınmıştır. Buna göre; ilk olarak idari yaptırımlardan bahsedilmiştir.
İdarî yaptırımlar
MADDE 32 – (1) Bu Kanunun 8 inci maddesinin birinci fıkrasının (a), (b), (d), (g), (n), (s) ve (ş) bentlerindeki yayın hizmeti ilkelerine aykırı yayın yapan medya hizmet sağlayıcı kuruluşlara, ihlalin ağırlığı ve yayının ortamı ve alanı göz önünde bulundurularak, ihlalin tespit edildiği aydan bir önceki aydaki brüt ticari iletişim gelirinin yüzde ikisinden beşine kadar idarî para cezası verilir. İdarî para cezası miktarı, radyo kuruluşları için bin Türk Lirasından, televizyon kuruluşları ve isteğe bağlı medya hizmet sağlayıcıları için onbin Türk Lirasından az olamaz. Ayrıca, idarî tedbir olarak, ihlale konu programın yayınının beş keze kadar durdurulmasına, isteğe bağlı yayın hizmetlerinde ihlale konu programın katalogdan çıkarılmasına karar verilir. İhlalin mahiyeti göz önünde bulundurularak, bu fıkra hükümlerine göre idarî para cezası ile birlikte idarî tedbire karar verilebileceği gibi, sadece idarî para cezasına veya tedbire de karar verilebilir.
Daha sonra adli yaptırımlar madde 33’te kaleme alınmıştır.
Adlî yaptırımlar
MADDE 33 – (1) Üst Kuruldan yayın lisansı almadan veya yayınları Üst Kurul tarafından geçici olarak durdurulmasına ya da yayın lisansı iptal edilmesine rağmen yayın yapan gerçek kişiler ile tüzel kişilerin yönetim kurulu üyeleri ve genel müdürü, bir yıldan iki yıla kadar hapis ve bin günden beşbin güne kadar adlî para cezası ile cezalandırılır. Tüzel kişiler hakkında ayrıca 5237 sayılı Türk Ceza Kanununun 60 ıncı maddesindeki güvenlik tedbirleri uygulanır. İzinsiz olarak faaliyetine devam eden yayın cihaz ve tesisleri Üst Kurulca mühürlenerek kapatılır.
UYARI
8.maddeye göre belirlenen ilkelere aykırı yayın yapan hizmet sağlayıcıları önce uyarılır. 33. maddede yer alan “uyarı” yaptırımı, şu anki sistemde neredeyse hiç kullanılmayan “özür dileme” yaptırımını da içine alacak birşekilde düzenlenmelidir. Bunun için Ofcom’un(İngiltere’nin telekomünikasyon kurumu) uygulamalarını referans almak gerekmektedir. Ofcom, “uyarı” veya özür dileme metinlerini ilgili yayın kuruluşunda günün çeşitli saatlerinde yayınlatmaktadır. Örneğin Ofcom ilgili Yayın ilkeleri ihlali 105kararında, Bloomberg LP isimli yayın kuruluşuna verilen uyarı metninin, söz konusu yayın kuruluşunda arka arkaya üç gün saat 11.00’de yayınlanmasına karar vermiştir. Türkiye’de de “uyarı” yaptırımının etkisi buna benzer bir biçimde artırılmalıdır.
PARA CEZASI
Uyarının ilgili kuruluşlara tebliğinden sonra ihlalin tekrarı halinde hizmet sağlayıcılarına idari para cezası verilir. Bu miktarlar radyo kuruluşları için 1.000 TV kuruluşları için 10.000 TL’danaz olamaz.Para cezaları ulusal yayın kuruluşlarının reklam gelirleri göz önünde bulundurularak yeniden düzenlenmeli ve miktarlar artırılmalıdır.
LİSANS SÜRESİNİN KISALTILMASI
Yayın kuruluşları için beş yıl olarak öngörülen lisans sürelerinin kısaltılması ilke ihlâllerinde doğrudan uygulanan bir yaptırım olmamalıdır. Daha önce, yayın kuruluşları için yaptırımların kaydedildiği bir “karne” oluşturulmasıöngörülmüştür. Bu uygulamayla birlikte, belirli bir sürede Üst Kurul’ca belirlenen “yaptırım sınırı”nı aşan yayıncıların lisans süreleri kısaltılmalıdır.
LİSANS İPTALİ
Lisans iptali, ihlâlin ağırlığına göre, yalnızca 8. maddenin “a”, “b” ve “c” bentlerinin ihlâllerinde ve “karne”lerinde Üst Kurul’ca belirlenen “yaptırım sınırı”nı aşan yayıncılara karşı uygulanabilmelidir. Ayrıca her iki yılda bir en fazla ihlâlde bulunan iki yayın kuruluşu tespit edilerek bu kuruluşların lisansıiptal edilmeli, açılacak ihaleyle iki yeni yayın kuruluşuna frekans tahsis edilmelidir.
RTÜK’ÜN YAPTIRIMLARINA ÖRNEKLER
- UYARI
RTÜK, Polonya’da Nazi işgalinde yaşananların anlatıldığı ünlü ‘Piyanist’ filmini ‘şiddet’ sembolü olmadan yayınladığı gerekçesiyle Diyarbakır Özgür Gün TV’ye uyarı cezası verdi.
- PARA CEZASI
Samanyolu TV’de (STV) yayınlanan Küçük Gelin dizisine ceza geldi. Küçük bir kız çocuğunun zengin ve nüfuzlu bir aileye töre gereği berdel olarak verilmesinin anlatıldığı dizideki bir sahne ‘intiharı özendirdiği’ gerekçesiyle RTÜK’ten para cezası aldı.
YAPTIRIM UYGULAMASINDA RTÜK’DEN KAYNAKLANAN SORUNLAR
- maddenin RTÜK tarafından uygulanmasında dikkati çeken ilk husus, ihlâlin gerçekleştiği tarih ile Üst Kurul tarafından yaptırım kararı alınan tarih arasındaki önemli farktır. Ulusal radyo ve televizyon kuruluşları, RTÜKtarafından 24 saat izlenmekte ve ihlâller bu şekilde tespit edilmektedir. Ayrıca ihlâllerin tespitinde, izleyici şikâyetlerinin kaydedildiği bir telefon hattı olan “RTÜK İletişim Merkezi” de rol oynamaktadır. Bu şekilde, yayın ilkelerini ihlâl ettiği düşünülen programlar için Yayın İzleme Değerlendirme Dairesi uzmanları tarafından ihlâl gerekçesi ve ihlâl için öngörülen yaptırımı içeren raporlar hazırlanmakta ve Daire Başkanı’nın da onayıyla bu rapor, dokuz kişiden oluşan Üst Kurul’a sunulmaktadır. Konu hakkında son karar, haftada en az bir kez toplanan Üst Kurul tarafından verilmektedir. Ancak bu süreç kimi zaman ciddi biçimde uzamaktadır.
Yaptırım uygulamasında RTÜK’ten kaynaklanan diğer bir sorun, bir programın, bir yayın saatinde birden fazla yayın ilkesini ihlâl ettiği durumlarda, ilgili programa sadece tek yaptırım uygulamasıdır. Örneğin, daha önce “f” ve “ı” bentlerinden uyarısı bulunan bir programın, aynı yayın saatinde “f” ve “ı” bentlerini tekrar ihlâl etmesi durumunda, 6112 SayılıKanunun 33. maddesine göre her yayın ilkesi tek tek değerlendirildiğinden “f” bendinden ayrı, “ı” bendinden de ayrı program durdurma cezası almasıgerekmektedir. Ancak RTÜK uygulamalarında durum böyle olmamakta ve bir programda yapılan farklı ihlâllere tek bir yaptırım uygulanmaktadır.
YAPTIRIM UYGULAMASINDA YARGIDAN KAYNAKLANAN SORUNLAR
Yaptırım uygulamasında ortaya çıkan sorunlarla ilgili diğer bir sorun da yargı ile ilgilidir. RTÜK Hukuk Müşavirliği ve Yayın İzleme Değerlendirme Dairesi çalışanlarının belirttiğine göre, özellikle 2002 sonrasında ulusal radyo ve televizyon kuruluşları, yayın ilkelerinin ihlâli nedeniyle uygulanan yaptırımların neredeyse tamamında, kararın iptali için yargıya başvurmaktadır. Bu bağlamda, yayıncı kuruluşlar, ilgili kararın kendilerine tebliğ edildiği tarihten 15 gün içerisinde İdare Mahkemesine başvurmakta ve mahkemeler neredeyse başvuruların tamamında, kararın yürütmesini durdurup Üst Kurul’un savunmasını istemektedir. Ayrıca dava sürecinde, konuyla ilgili bilirkişilerin de görüşlerine başvurulmaktadır. Türkiye’de, yargı sürecinin yavaş işlemesi de göz önüne alındığında, RTÜK’ün kararlarının uygulanması ya da iptali için önemli bir zaman diliminin geçmesi gerekmektedir.
Bir önceki yazımız olan ROAMİNG SÖZLEŞMELERİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.