Archives: 2014

ipotek649 madde ve 22 bölümden oluşan Borçlar Kanunu Tasarısı kanunlaştı. Buna göre mal sahibi; kiralık yeri kararlaştırılan tarihte, sözleşmede amaçlanan kullanıma elverişli bir durumda teslim etmekle yükümlü olacak. Kiralık yerle ilgili zorunlu sigorta, vergi ve benzeri yükümlülükleri mal sahibi karşılayacak. Kiraya veren, kiralananın kullanımıyla ilgili olmak üzere, kendisi veya üçüncü kişi tarafından yapılan yan giderlere katlanacak. Buna göre, çatı onarımı ve dış cephe boyası gibi giderler, ev sahibi tarafından karşılanacak. Gayrimenkulu kiralayan, mal sahibinden kiralanan yerle ilgili ayıbın uygun bir sürede giderilmesini isteyebilecek. Bu sürede ayıp giderilmezse kiracı, bu ayıbı mal sahibi adına gidertebilecek ve bundan doğan alacağını kira bedelinden kesebilecek. Ayıbın verilen sürede giderilmemesi durumunda, kiracı sözleşmeyi feshedebilecek. Kiracı, aksine sözleşme ve yerel adet olmadıkça, kira bedelini ve gerekiyorsa ısıtma, aydınlatma ve su gibi yan giderleri, her ayın sonunda ve en geç kira süresinin bitiminde ödeyecek. Kiraya verenler, konut ve çatılı iş yerlerinde, sadece kira bedelini değil, elektrik ve su gibi yan giderleri de ödemeyen kiracılara karşı, temerrüt sebebiyle tahliye davası açabilecekler. Kira bedelleri, bir önceki yılda gerçekleşen üretici fiyat endeksindeki (ÜFE) artış oranını geçmemek koşuluyla artırılabilecek. Bu kural bir yıldan daha uzun süreli kira sözleşmelerinde de uygulanacak. Taraflarca bu konuda bir anlaşma yapılmamışsa, kira bedeli, bir önceki kira yılının üretici fiyat endeksindeki artış oranını geçmemek koşuluyla hakim tarafından, kiralananın durumu göz önüne alınarak hakkaniyete göre belirlenecek.

Devamını Oku..

Tutuklamanın süre ve şartlarının hukhandcuff.jpguka uygun  sayıldığı durumda da bunlara katlanmak gerekir. Her ne kadar İnsan Hakları Avrupa Mahkemesi, Şener ve Şık’ın hukuka aykırı tutukluluklarına ilişkin başvurularını İHAS m.3’de düzenlenen işkence yasağına aykırı bulmasa da, esas itibariyle haksız tutuklamanın bir yandan da işkence veya insanlık dışı veya aşağılayıcı muamele veya ceza sayılması gerektiği tartışmasızdır. Çünkü masumiyet/suçsuzluk karinesi altında kişi hürriyeti ve güvenliği hakkından yoksun bırakılmak suretiyle tutuklanan ve uzun bir süre kapalı cezaevi şartlarında tutulan, yani olağan günlük yaşam şartlarından koparılıp birçok hak ve hürriyeti kısıtlayarak bir yere kapatılan kişi, işkenceye, insanlık dışı, aşağılayıcı muameleye veya bir tedbir olan tutuklama vasıtasıyla cezaya maruz bırakılmıştır. Çünkü Türkiye Cumhuriyeti’nden tutuklu, adaletten kaçma veya delil karartma şüphesi nedeniyle tutukevinde değil, birçok insan hak ve hürriyetinin kısıtlandığı kapalı cezaevinde tutulmaktadır. Sırf bu durum bile, haksız tutuklanana karşı işkence yasağının ihlal edildiği anlamına gelir. Bu nedenle, gerçekte tutuklanmaması gereken bir kişinin hukuka aykırı şekilde tutulmasının bir sonucu da, kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının yanında işkence yasağının ihlal edilmesidir. Özellikle tutukluluğun açık hukuka aykırılığında veya tutuklama tedbirinin bir insanı baskı altına almak veya toplum yaşamından koparmak için uygulandığı durumda başka bir unsur veya kanıt aramaksızın İHAS m.3’de düzenlenen işkence yasağının ihlal edildiği kabul edilmelidir. Haksız tutuklamanın doğal bir sonucu olan kişi hürriyeti ve güvenliği hakkının ihlali zaten tartışmasız vardır. Esas olan, bunun yanında haksız tutuklanan bireyin hangi hak veya hürriyetinin ihlal edildiğinin tespitidir.

Devamını Oku..

yazk.jpgYargıtay 4.Hukuk Dairesi, aldatılan kocanın kişilik haklarının davalının haksız eylemiyle ihlal edildiğine kanaat getirerek, evlilik birliği devam ederken evli olduğunu bilerek karısıyla ilişki kuran adamın, davacı kocaya manevi tazminat ödemesine karar verdi. Aldatılan kadınların açtıkları manevi tazminat davalarında Yargıtay, son yıllarda verdiği emsal kararlarla, kadınların “öteki” kadından manevi tazminat almasına hükmediyordu. Bu kez aldatılan koca, karısının sevgilisinden manevi tazminat istedi. Evlilik birliği devam ederken karısının kendisini başka bir adamla aldatması nedeniyle karısından boşanan koca, eşinin kendisini aldattığı adama da manevi tazminat davası açtı. Davacı koca, evlilik birliğinin devamı sırasında karısıyla davalının evlilik dışı ilişkisi nedeniyle boşandıklarını, davalının, karısıyla evli olduğunu bilerek ilişki yaşamasının kişilik haklarını ihlal ettiği gerekçesiyle manevi tazminat talebinde bulundu. Asliye Hukuk Mahkemesi davayı reddetti.

Davacı kocanın kararı temyiz etmesi üzerine dosyayı görüşen Yargıtay 4. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozdu. Dairenin kararında, karı koca arasında şiddetli geçimsizlik nedeniyle boşanma davası açıldığı, yargılama sırasında kadının başkasıyla ilişki kurduğunu kabul ettiği belirtildi. Boşanma davasına bakan mahkemece, kadının evlilik birliği devam ederken başkasıyla ilişkiye girmesi nedeniyle tam kusurlu kabul edilerek, tarafların boşandığı ve bu kararın kesinleştiği ifade edilen kararda, “Davalının davacının eski eşi ile evlilik birliği devam ederken ve evli olduğunu bilerek ilişki kurduğu sabittir. Bu durumda davacının kişilik haklarının davalının haksız eylemiyle ihlal edildiğinin kabulü gerekip, uygun miktar manevi tazminata karar verilmesi gerekirken davanın tümden reddi doğru değildir” denildi.

Devamını Oku..

meclis.jpgTorba kanun tasarısı, Meclis Plan ve Bütçe Komisyonu’nda kabul edildi. Maden çalışanlarına yönelik düzenlemeler içeren torba kanun tasarısı, maden çalışanlarına yönelik düzenlemelerin yanı sıra, taşeron işçiler, kamu alacaklarının yapılandırılması, eğitim sistemi, özelleştirme ve kentsel dönüşümünde aralarında bulunduğu birçok alanda düzenlemeler getiriyor.

Kıdem Tazminatları

Alt işverenin değişip değişmediğine bakılmaksızın, aralıksız olarak aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait iş yerlerinde çalışmış olanların, bu şekildeki çalışma sürelerine ilişkin kıdem tazminatına esas hizmet süreleri, aynı kamu kurum veya kuruluşuna ait iş yerlerinde geçen toplam çalışma süreleri esas alınarak tespit edilecek. Kıdem tazminatları, çalıştırıldığı son kamu kurum ve kuruluşu tarafından işçinin banka hesabına aktarılacak. Kıdem tazminatı tutarı, iş yerlerinin bütçe tertibinde ve gider kalemlerinde yetip yetmediğine bakılmaksızın ödenecek. Gerekçeli müfettiş raporuna karşı tebliğ tarihinden itibaren 6 gün yerine, 30 iş günü içinde işverenlerce yetkili iş mahkemesine itiraz edilebilecek. İtiraz üzerine görülecek olan dava, basit yargılama usulüne göre 4 ay içinde sonuçlandırılacak. Mahkemece verilen kararın temyizi halinde Yargıtay, 6 ay içinde kesin karar verecek.

Devamını Oku..

baropulu.jpgVekaletsiz dosya inceleme hususu ile ilgili olarak emsal bir karara hükmedilmiştir. Soruşturma aşamasındaki bir dosyayı incelemek isteyen avukata, soruşturmayı yürüten savcının vekaletsiz şekilde dosyayı inceleyemeyeceğini söyleyerek incelemeye izin vermemesi üzerine yargı yoluna giden vekil lehine, avukatların dosyayı vekaletsiz şekilde inceleyebileceğine dair karar verilmiştir.

Soruşturma aşamasındaki dosyayı vekaletsiz şekilde incelemesine savcı tarafından izin verilmemesi üzerine vekil, savcının reddini yazılı olarak vermesini talep etmiş, sonrasında savcıdan almış olduğu red yazısı ile Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurmuştur. Avukat, Sulh Ceza Mahkemesi’nde hükmedilen ‘karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar’a Asliye Ceza Mahkemesi’nde itiraz etmiştir. ACM, Sulh Ceza Mahkemesi kararının Anayasa’da yer alan hak arama özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan adil yargılanma hakkı ve Avukatlık Kanunu hükümlerine aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle, savcının vermiş olduğu vekaletsiz şekilde dosya inceleme talebinin reddine ilişkin kararı kaldırmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne atıf yapılan ACM kararı bahsi geçen ilkeler ve hükümlere uygun şekilde verilmiştir. Zira, avukatlar, hukuk çerçevesinde savcı ile eşit düzeyde bulunmakta ve ayrıca, dosya incelemesi sonrasında vekil olarak dosyayı alıp almayacağına karar verme hakkına sahiptir. 

Devamını Oku..

 

Tavukat.jpg.C. YARGITAY 23. Hukuk Dairesi

E: 2013/3893, K: 2013/4893, T: 11.07.2013

Sıra Cetveline Şikayet, Vekalet Ücreti Alacağı, Rüçhan Hakkı

Özet:     Avukat sözleşme ile kararlaştırılan ve hakim tarafından takdir olunan ücretinden dolayı, kendi çalışması sonucunda müvekkilinin muhafaza ettiği veya kazandığı mallar ve davadaki diğer taraftan ilam gereğince tahsil edilecek para yahut alınacak mallar üzerinde diğer alacaklılara nazaran rüçhan hakkına haizdir.

Rüçhan hakkı vekaletnamenin düzenlenme tarihine göre, vekaletname umumi ise iş sahibi adına ücret konusu işten dolayı ilk yapılan resmi başvurma tarihine göre sıra alır. Şikayetçinin iş sahibi adına ücret Konusu işten dolayı ilk yapılan resmi başvuru tarihi, davalının haczinden önce olduğundan davalı alacaklıya 1. sırada yer verilmesi isabetsiz olup, Avukatlık Kanunu nun 164/2 maddesindeki sınırlar kapsamında kalmak kaydıyla, şikayetçinin alacağının rüçhanlı olduğu gözetilerek, sıra cetveli düzenlenmelidir.

(1136 s. Av. K. m. 166/2, 164/2)

Devamını Oku..

sınav_sorulariLise ve üniversiteye giriş ile çeşitli uzmanlıklar, mesleki terfii kazandırmak veya kamu sektöründe kademelere yerleştirme amacıyla düzenlenen sınavlar bakımından sorular bazında yapılan hataların sık sık gündeme gelmesinden hareketle, söz konusu sınavlar bakımından mevcut yargısal durumun değiştirilerek hak kayıplarının önüne geçilmesini amaçlayan İdari Yargılama Usulü Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifi meclise sunulmuştur.

Söz konusu sınavlarda başta sorular bakımından yapılan hatalar davalara konu olabilmekte ve yargı mercileri tarafından iptal istemli davalardan önce tedbir amaçlı olarak yürütmenin durdurulması kararı verilebilmekte, esastan kararlar sonraya bırakılabilmektedir. YD kararına karşı davalı idare itiraz yoluna gitmekte ve YD kararı kaldırılmakta yahut devamına hükmedilmektedir. Bu sefer de yetkili mahkemenin esastan kararı beklenmektedir. Bu nedenle mahkemeler esastan karar vermekte gecikmektedirler. Mahkemelerde söz konusu sürecin devam ettiği esnada ise, idare, sınava girenlerin bekletilemeyeceğinden hareketle mevcut sonuçlara göre yerleştirme yapmakta, okullara ve kurumlara insan yerleştirmektedir. İdarece yapılan işlemden aylar sonra ortaya çıkan iptal kararları karışıklığa sebep olmakta veya tamamen uygulanamayarak hukuk devletiyle bağdaşmayan bir tablo ortaya koymaktadır.

Meclise sunulan kanun teklifi ile merkezi sistem sınavlarına ilişkin iptal davalarında idare mahkemelerince verilen YD kararlarının verilmesi hususunun ortadan kaldırılarak esastan karar verilmesinin hızlandırılması, dolayısıyla sınavlara ilişkin olarak ortaya çıkan karışıklık ve huzursuzluğun giderilmesi amaçlanmaktadır. Kanun teklifi ile 01.06.1982 tarihli 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’na ‘ülke çapında yapılan ve sonuçlarına göre eğitim kurumlarına eğitim amacıyla, Kamu kurumlarına istihdam amacıyla yerleştirme yapılan sınavlara ilişkin iptal davalarında yürütmenin durdurulmasına karar verilemez. Bu sınavlara dair iptal davalarında 30 gün içerisinde esastan karar verilir.’ maddesinin eklenmesi amaçlanmaktadır.

Devamını Oku..

 

danistayKANUNİ TEMSİLCİLERİN TÜZEL KİŞİLERİN VERGİ VE BUNA BAĞLI ALACAKLARDAN DOLAYI SORUMLULUKLARI, KANUNİ TEMSİLCİ OLDUKLARI SÜRE İLE SINIRLIDIR,TAKDİR KOMİSYONUNUN KDV İNDİRİM REDDİ YETKİSİ BULUNMADIĞI,ARSA KARŞILIĞI EDİNİLEN BAĞIMSIZ BÖLÜMLERİN SATIŞININ KDV’YE TABİ OLMADIĞI

Devamını Oku..

cmhbCumhurbaşkanı seçimleri, Cumhurbaşkanında aranacak özellikler, seçim öncesi, seçim günü ve seçim sonrası yapılması gereken işlemlere ilişkin usul ve esasları düzenlemek amacıyla mevcut 6271 sayılı Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu, ikinci maddesinde seçimde uygulanacak genel ilkeleri; Cumhurbaşkanının halk tarafından seçileceği, seçimin genel, eşit ve gizli oyla, bütün yurtta aynı günde, yargı denetim ve yönetimi altında yapılacağı, seçmenin oyunu tam bir serbestlikle kendisinin kullanacağı, olayların sayımı, dökümü ve tutanaklara bağlanmasının açık olarak yapılacağı şeklinde belirtilmiştir. Cumhurbaşkanlığı seçimleri beş yılda bir yapılabilmekte, bir kimse en fazla iki defa Cumhurbaşkanı olabilmektedir. Seçimler, görev süresinin dolmasından önceki altmış gün içinde tamamlanmaktadır.

Kanunun seçim sistemi ve uygulanması başlıklı dördüncü maddesinde; genel oyla yapılan seçimlerde, geçerli oyların salt çoğunluğunu alan aday seçilmiş olacağı, ilk oylamada bu çoğunluk sağlanamazsa, ilk oylamada en çok oy almış bulunan iki adayın katılımıyla takip eden ikinci Pazar günü ikinci oylamanın yapılacağı ve bu iki adaydan geçerli oyların çoğunluğunu alan adayın Cumhurbaşkanı seçileceği düzenlenmiştir. Cumhurbaşkanı seçilen kişinin varsa partisi ile ilişiği kesilecek ve TBMM üyeliği sona erecektir.

Cumhurbaşkanı Seçimi Kanunu yedinci maddesinde aday gösterilme hususu düzenlenmiştir. Buna göre; Cumhurbaşkanlığına TBMM üyeleri içinden veya Meclis dışından aday gösterilebilmesi en az 20 milletvekilinin yazılı teklifi ile olacak, her milletvekili ancak bir aday için teklifte bulunabilecek, en son yapılan milletvekili genel seçimlerinde, aldıkları geçerli oylar toplamı birlikte hesaplandığında, %10’u geçen siyasi partiler ortak aday gösterebilecek ancak her bir siyasi parti ancak bir aday için teklifte bulunabilecektir.

Devamını Oku..

terorTerörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesine dair kanun tasarısı meclise sunulmuştur. Teklif, terörün sona erdirilmesi ve toplumsal bütünleşmenin güçlendirilmesi için başlatılan çözüm sürecine ilişkin usul ve esasları düzenlemeyi amaçlamaktadır. Teklif ile, hükümetin çözüm süreci kapsamında alacağı tedbirler ile bunların uygulanması, izlenmesi ve koordinasyon görevleri düzenlenmekte, ayrıca, çözüm sürecine ilişkin hususlarda Bakanlar Kuruluna gerekli kararları alma yetkisi verilmektedir. Bu kapsamda kamu kurum ve kuruluşlarının, Bakanlar Kurulunca alınan kararların yanı sıra ilgili mevzuatlarından kaynaklanan görev ve yetkileri yürütmeye de devam edecekleri, çözüme yönelik yapılan çalışmalara ilişkin koordinasyon ve sekreterya hizmetleri Kamu Düzeni ve Güvenliği Müsteşarlığı tarafından yürütüleceği ayrıca,kanun kapsamında verilen görevlerin, ilgili kamu kurum ve kuruluşlarınca ivedilikle yerine getirileceği, süreçte görev alanların, gerçekleştirdikleri faaliyetler nedeniyle gelecekte herhangi bir yaptırım tehdidiyle karşılaşmamaları amacıyla, söz konusu görevleri yerine getiren kişilerin hukuki, idari veya cezai sorumluluğunun doğmamasına yönelik düzenleme yapılacağı öngörülmektedir.

Devamını Oku..

asd2.jpgYargıtay, tüketici hakem heyeti kararına itiraz davasının yapılan yargılaması sonucunda hükmedilecek vekalet ücreti ile ilgili karar vermiştir. Yerel mahkemede görülen davada davacı, davalının tüketici kredisi kullandığını, kendisinden hesap işletim ücreti tahsil edildiğini, Şarkikaraağaç Tüketici Sorunları Hakem Heyeti 10.07.2012 tarih, 2012/8 kararında, 200,09TL hesap işletim ücretinin tüketiciye iadesine karar verildiğini ileri sürmüş, heyet kararının iptalini talep etmiştir. Mahkeme, tahsil edilen ücretin tüketici kredisi veya kredi kartından kaynaklanmadığını, bankacılık işleminden kaynaklandığını, mevduat hesabından alınan hesap işletim ücretine ilişkin olduğunu, dolayısıyla uyuşmazlığın çözümünde hakem heyetinin görevli olmadığını gerekçe göstererek heyet kararının görev yönünden iptaline, 660,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine hükmetmiş, ancak karar Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca temyiz edilmiştir.

Uyuşmazlık, davacı lehine hükmedilecek vekalet ücretinin miktarı hususundadır. Davacı 200,09TL hesap işletim ücretinin davalıya iadesine ilişkin heyet kararının iptali istemiyle davayı açmıştır. Mahkeme davanın kabulüne, 660,00TL vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar vermiştir.

Devamını Oku..

yargitay_buyuk_genel_kurulunun_is_durum_cizelgesi_ve_is_bolumu_karari_resmi_gazetede_yayinlandi_h12158Yargıtay 11. Ceza Dairesi Adalet Bakanlığı’nın başvurusu üzerine üç dosyada yaptığı incelemede bozma kararı verdi

Devamını Oku..

polisakademisi.jpgİçişleri Bakanlığı tarafından Polis Meslek Yüksekokulları Giriş Yönetmeliği’ nde yapılan değişiklik ile polis adaylarına psikolojik test uygulanmaya başlanacağı düzenlenmiştir. Söz konusu düzenleme ile, fiziksel yeterlilik, mesleki psikolojik değerlendirme, mülakat ve yazılı sınav olmak üzere dört aşamalı olan giriş sınavlarının üç aşamaya indirilmesi ve mesleki psikolojik değerlendirme komisyonunun kaldırılarak yerine Polis Akademisi Başkanlığı’ nın talep edeceği, psikolog veya rehberlik ve psikolojik danışmanlık bölümü mezunu bir kişi mülakat sınav komisyonuna alınacak. Yeni yönetmelikte, polis adaylarının komisyon önüne çıkmadan önce psikolojik yeterlilik testine tabi tutulması ve psikolojik test sonucunun, tek başına eleme nedeni olmayıp, tavsiye niteliğinde olacağı öngörülüyor. Düzenlemeye göre, adayların mülakat sınavı puanları, mülakat sınavı komisyonunun ortak kararıyla belirtilen beş kategoride belirlenecek.

tbb2.jpgGeçtiğimiz hafta Resmi Gazete’de yayınlanan düzenleme ile getirilmesi öngörülen Avukatlık Sınavı’nın Türkiye Barolar Birliği tarafından hazırlanması hususunda kanun teklifi 18.06.2014 tarihinde meclise sunulmuştur. Avukatlık stajına kabul sınavıyla seçileceklerin, stajın başlangıcında en azından hukuk bilgisine büyük oranda hakim olanlardan oluşması hedeflendiğinde, staja önemli bir birikimle başlanması sağlanacak, hukuk fakültelerindeki içerik bilgilere geri dönülmesi gereği duyulmadan, zaman kaybı yaşanmaksızın, stajyerin mesleki bilgi ve tecrübesi ile hukuk bilgisini uygulama yeteneğinin yükseltilmesi imkanı sağlanacaktır. Staja başlayabilmek için, tarafsızlığından kuşku duyulmayacak ve mesleğin tüm zorluklarını ve hukuk adamının niteliklerini en kapsamlı şekilde ortaya koyabilen bir sınavın yapılması, hem hukuk bütünlüğü hem de objektif ve standart bir kalitenin korunması bakımından önem teşkil etmektedir. Bu sebeplerle, meclise sunulan Avukatlık Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifinde, avukatlık sınavının Türkiye Barolar Birliği’nce yapılacağı hususu öngörülmüştür.

yarrgtay.jpgYargıtay, eda hükmü içermeyen katkı alacağı ilamının hükmedilen yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile bunların ferleri yönünden takibin mümkün olmasına karşın bunlar dışında kalan kısımlar yönünden ilamlı icra takibi yapılamayacağına hükmetmiştir. İlamların icrası yoluyla başlatılan takibe dayanak ilamın, eda hükmü içermediği iddiasına dayalı takibin iptaline ilişkin olarak açılmış davanın hüküm kısmında ‘davacının katkı alacağı isteminin kısmen kabulü ile, davacının dava konusu taşınmazla ilgili katkı alacağı olduğunun tespitine ve bu miktar alacağın, davanın ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte dava konusu taşınmazın değerinden düşüldükten sonra dava konusu taşınmazın arta kalan değerinin davacı dahil diğer yasal mirasçılarla birlikte paylaşılmasına hükmedilmiştir. İlam bu haliyle eda hükmü içermemektedir. Söz konusu ilama dayanarak, ilamda hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile bunların ferileri dışındaki kısımlar yönünden ilamlı icra takibi yapılması hukuka aykırılık teşkil etmektedir.

Devamını Oku..