Yargıtay, eda hükmü içermeyen katkı alacağı ilamının hükmedilen yargılama giderleri ve avukatlık ücreti ile bunların ferleri yönünden takibin mümkün olmasına karşın bunlar dışında kalan kısımlar yönünden ilamlı icra takibi yapılamayacağına hükmetmiştir. İlamların icrası yoluyla başlatılan takibe dayanak ilamın, eda hükmü içermediği iddiasına dayalı takibin iptaline ilişkin olarak açılmış davanın hüküm kısmında ‘davacının katkı alacağı isteminin kısmen kabulü ile, davacının dava konusu taşınmazla ilgili katkı alacağı olduğunun tespitine ve bu miktar alacağın, davanın ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte dava konusu taşınmazın değerinden düşüldükten sonra dava konusu taşınmazın arta kalan değerinin davacı dahil diğer yasal mirasçılarla birlikte paylaşılmasına hükmedilmiştir. İlam bu haliyle eda hükmü içermemektedir. Söz konusu ilama dayanarak, ilamda hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile bunların ferileri dışındaki kısımlar yönünden ilamlı icra takibi yapılması hukuka aykırılık teşkil etmektedir.
Borçlu vekilinin, asil aleyhine ilamların icrası yoluyla başlatılan takibe dayanak ilamın eda hükmü içermediğini belirterek takibin iptalini istemiştir. Yerel mahkemece, davacının katkı alacağı isteminin kabulü ile davacının dava konusu taşınmazla ilgili olarak 37.021,32TL katkı alacağı olduğunun tespitine ve bu miktar alacağın tespitine ve bu miktar alacağın davanın ıslah tarihinden itibaren işletilecek yasal faiziyle birlikte dava konusu taşınmazın değerinden düşüldükten sonra dava konusu taşınmazın arta kalan değerinin davacı dahil diğer yasal mirasçılarla birlikte paylaşılmasına hükmedilmiştir. Bunun üzerine hüküm davalı ve davacı tarafça temyiz edilmiştir. Yargıtay 8.HD. 2013/23898E., 2014/2441 ve 14.02.2014 tarihli kararında, ilamın bu haliyle eda hükmü içermemekte olduğu, anılan ilama dayanılarak hükmedilen yargılama giderleri ve vekalet ücreti ile bunların ferileri dışındaki kısımlar yönünden ilamlı takip yapılamayacağından ve şikayete konu takipte, takibi mümkün anılan bu alacaklar yönünden istekte bulunulmadığından şikayetin kabulü ile takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, reddine karar verilmesi isabetsiz bulmuştur. Bu nedenle Yargıtay, borçlu vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına oybirliği ile karar vermiştir.
Bir önceki yazımız olan İtirazın İptali İlamından Doğan Alacakların Ayrı Bir Takibe Konu Edilemeyeceği başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.