Blog

baropulu.jpgVekaletsiz dosya inceleme hususu ile ilgili olarak emsal bir karara hükmedilmiştir. Soruşturma aşamasındaki bir dosyayı incelemek isteyen avukata, soruşturmayı yürüten savcının vekaletsiz şekilde dosyayı inceleyemeyeceğini söyleyerek incelemeye izin vermemesi üzerine yargı yoluna giden vekil lehine, avukatların dosyayı vekaletsiz şekilde inceleyebileceğine dair karar verilmiştir.

Soruşturma aşamasındaki dosyayı vekaletsiz şekilde incelemesine savcı tarafından izin verilmemesi üzerine vekil, savcının reddini yazılı olarak vermesini talep etmiş, sonrasında savcıdan almış olduğu red yazısı ile Sulh Ceza Mahkemesi’ne başvurmuştur. Avukat, Sulh Ceza Mahkemesi’nde hükmedilen ‘karar verilmesine yer olmadığına ilişkin karar’a Asliye Ceza Mahkemesi’nde itiraz etmiştir. ACM, Sulh Ceza Mahkemesi kararının Anayasa’da yer alan hak arama özgürlüğü, Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nde yer alan adil yargılanma hakkı ve Avukatlık Kanunu hükümlerine aykırılık teşkil ettiği gerekçesiyle, savcının vermiş olduğu vekaletsiz şekilde dosya inceleme talebinin reddine ilişkin kararı kaldırmıştır. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’ne atıf yapılan ACM kararı bahsi geçen ilkeler ve hükümlere uygun şekilde verilmiştir. Zira, avukatlar, hukuk çerçevesinde savcı ile eşit düzeyde bulunmakta ve ayrıca, dosya incelemesi sonrasında vekil olarak dosyayı alıp almayacağına karar verme hakkına sahiptir. 

Silahların eşitliği ilkesi; iddia ve savunma makamlarına usul hukukuna ilişkin tanınan olanakların dengeli olması, dengenin savunma aleyhine bozulmamasını ifade eder. Savunma makamı evrak incelemeksizin, savunmaya ilişkin gerçek anlamda herhangi bir faaliyette bulunamaz. Çelişmeli Muhakeme İlkesi ise davanın taraflarının gösterilen deliller veya sunulan mütaalaları öğrenme ve bunlarla ilgili görüş bildirebilme hakkına sahip olmaları anlamına gelir. Bu sayede taraflar adaletin işleyişine güven duyabileceklerdir.

CMK md. 234/1-4 maddesinde soruşturma evresinde suçtan zarar gören vekiline evrak inceleme yetkisi tanınmıştır. Suçtan zarar gören vekiline tanınan bu yetkininin, müdafie tanınmaması silahların eşitliği ilkesi ile bağdaşmamaktadır. Hatta Alman hukukunda, müdafiin, soruşturma evresinde evrak inceleme ve muhafaza altına alınmış delilleri görme yetkisine sahip olduğu kabul edilmektedir hatta Alman Hukukunda müdafie soruşturma aşamasında incelettirilmeyen delillerin tutuklama kararına esas alınmayacağı kabul edilmektedir.

CMK’da şüphelinin, lehe delilleri ileri sürebilmesi ve bunların toplanmasını isteme hakkı tanınmıştır. CMk m.147/1-f’ye göre ifade alınmasından önce şüpheliye; şüpheden kurtulması için somut delillerin toplanmasını isteyebileceği hatırlatılır ve kendisi aleyhine var olan şüphe nedenlerini ortadan kaldırmak ve lehine olan hususları ileri sürmek olanağı tanınır. Şüpheliye tanınan bu hakkın etkin kullanılması, müdafiin hukuki yardımına bağlıdır.

Avukatlık Kanunu Açısından Gerekçeler

Avukatlık Kanunu md. 1’e göre avukatlık, kamu hizmeti ve serbest bir meslektir. Serbest olarak bilinen bu mesleğin aynı zamanda kamu hizmeti niteliği bulunduğu da kabul edilmiştir. Hatta Avukatlık Kanunu’nun gerekçesinde de kamu hizmeti niteliğinin, mesleğin temel niteliklerinden birisi olduğu ve avukatların hak ve sorumluluk bakımından Cumhuriyet savcılarına mümkün mertebe yakın bir statüye kavuşturulduğu belirtilmiştir. Kamu hizmeti gördüğü kabul edilen avukatlar, mesleki faaliyetlerini herhangi bir zorlukla karşılaşmadan sürdürebilmelidirler. Aksi takdirde kamu hizmetinin, hiç veya gereği gibi işlememesi söz konusu olabilir. Bu durum ise idari yönden hizmet kusuru teşkil edebilir.Bunun yanı sıra Avukatlık Kanunu’nun 2. maddesinin 3. fıkrasına göre kamu kurumları avukat mesleki faaliyetini yerine getirirken ona yardımcı olmak zorundadır.

Her şeyden evvel Avukatlık Kanunu md. 13’e göre avukatın bağımsızlığının sağlanabilmesi için işi red hakkı tanımıştır. Hatta belli durumlarda (Av. K. 38/1-a) avukat, kendisine gelen işi reddetmek zorundadır ve bu durumun tespiti evrakın incelenmesi ile mümkündür. Aksi takdirde vekil, henüz üstlenip üstlenemeyeceğini bilmediği bir iş ile ilgili olarak vekalet ibraz etmeye yükümlü tutulmuş olacaktır. Örneğin avukat tarafından evrak incelenmediğinde, akrabalık ilişkisi bulunan hakim veya savcının soruşturmada görevli olduğunun bilinmesi mümkün değildir. Aksi bir tutum sonucu disiplin soruşturması ile karşı karşıya kalınması söz konusu olacaktır.

Yine avukatın vekaletnamesiz dosya inceleyebileceğine dair 31/08/2005 tarihli Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü’nün B.03.0.CİG.0.00.00.04.-3-2-170-2005/35987 sayılı görüşü ve 09/12/2013 tarihli 87742275-659-0289-2012/658/57864 sayılı HSYK görüşü ve buna benzer şekilde Aydın 2. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/1049 Değişik İş, İzmir 16. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/179 Değişik İş ve Adana 1. Sulh Ceza Mahkemesi 2011/1704 Değişik İş sayılı kararları da mevcuttur.

 

Bir önceki yazımız olan Avukatın Rüçhan Hakkı başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.