Archives: 2014

indir 3

Yargıtay, HMK 209. maddesindeki sahtecilik iddiası ile daha önce verdiği kararlardan döndü.Daha önce bu iddia ile takibin duracağını belirten Yargıtay,artık takibin durmayacağını,bu maddedeki ifadenin genel mahkemelerdeki davalarda senedin delil olarak kullanılamayacağına ilişkin olduğunu,icra takibine etkisi olamayacağını belirtti.       

T.C.Yargıtay 12. Hukuk Dairesi E. 2014/9285 K. 2014/11622 T. 21.4.2014

Takibin kesinleşmesi öncesi veya sonrasında takibe konu senedin sahteliğinin iddia edilmesi, HMK’nun 209. maddesi uyarınca takibin durdurulması sonucunu doğurmaz. Anılan hüküm, genel mahkemelerde  davalarla ilgili olarak senedin hiçbir işleme esas alınamayacağını, başka bir anlatımla delil olarak kullanılamayacağını öngörmekte olup, icra takibine etkisi yoktur. Somut olayda Asliye Ticaret Mahkemesineit davasında tedbiren t

Devamını Oku..

AnaSayfaSlide-3T.C. Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Esas Numarası  : 2013/5-1731, Karar Numarası : 2014/629

Taraflar arasındaki “kamulaştırmasız elatma nedeniyle tazminat” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Mersin 1.Asliye Hukuk Mahkemesi’nce dava şartı noksanlığı sebebiyle davanın reddine dair verilen 16.05.2012 gün ve 2012/33 E.-2012/204 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, Yargıtay 5.Hukuk Dairesi’nin 14.11.2012 gün ve 2012/14948 E.-2012/22564 K. sayılı bozma ilamı ile;

(…Dava, kamulaştırmasız el atılan taşınmaz bedelinin tahsili istemine ilişkindir.)

Mahkemece; idari yargının görevli olduğundan bahisle, dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekilince temyiz edilmiştir.

Devamını Oku..

indir 3

Yargıtay Ceza Genel Kurulu Esas Numarası: 2012/11-1312 Karar Numarası: 2013/99 Karar Tarihi: 26.03.2013

Temyiz Süresinin Başlangıcının Kabulü İlamda Temyiz Süresinin Başlangıcının Açıkça Gösterilmemesi Hak Sahibinin Hakkını Kullanmaktan Vazgeçmiş Sayılması Yerel Mahkeme Kararındaki Kanun Yolu Bildiriminin Yasal Ve Yeterli Olup Olmadığı

 

ÖZETİ:

Hukukta insan haklarının etkin kullanımıyla ilgili gelişmeler, hak aramanın önündeki engellerin kaldırılması zorunluluğu yönündedir. Örneğin, yasayı bilmemek mazeret kabul edilmediği halde, kimi hallerde zorunlu müdafilik kurumuna yer verilmesi, insanların hak aramada bilgi eksikliklerinin olabileceği gerekçesine dayanmaktadır. Böyle bir hukuki yaklaşım karşısında, sanığa yapılan tebligat konusu ilamda temyiz sür

Devamını Oku..

mali_suclari_arastirma_kurulu_genel_tebligi_h15532BİRİNCİ BÖLÜM

Amaç, Kapsam, Dayanak ve Tanımlar

Amaç ve Kapsam

MADDE 1 – (1) Bu Tebliğin amacı, şüpheli işlem bildirimine ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.

Dayanak

MADDE 2 – (1) Bu Tebliğ, 10/12/2007 tarihli ve 2007/13012 sayılı Bakanlar Kurulu Kararı ile yürürlüğe konulan Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine Dair Tedbirler Hakkında Yönetmeliğin 27 ve 28 inci maddelerine dayanılarak hazırlanmıştır.

Devamını Oku..

sgk_torba_yasasi_affi_cikti_maliye_bakani_sgk_yapilandirma_icin_ne_dedi_sgk_borclari_icin_son_durum_27_07_2014_torba_yasasi_haberleri_h224641

TBMM Genel Kurul’da, kamuoyunda “Torba Kanun Tasarısı” olarak bilinen İş Kanunu ile Bazı Kanun ve Kanun Hükmünde Kararnamelerde Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Tasarısı’nın 17 maddesi daha kabul edildi.  Böylece Torba yasanın  99 maddesi kabul edilmiş oldu.   SGK AFFI dün kesinleşti, tüm yönleriyle SGK affının ayrıntıları ve püf noktaları..

G. CEZASI AFFI KESİNLEŞTİ: Tasarı, SGK borçlarını da yeniden yapılandırarak gecikme cezası ve gecikme zammını yeniden düzenliyor. Buna göre, 2014 Nisan ayı ve önceki aylara ilişkin ödenmemiş sigorta primi, emeklilik keseneği, kurum karşılığı, işsizlik sigortası primi, sosyal güvenlik destek primi için hesaplanacak tutarın ödenmesi halinde, bu alacaklara uygulanan gecikme cezası ve gecikme zammı gibi alacakların tamamının tahsilinden vazgeçilecek.

İlgili mevzuata göre ödenmesi imkanı ortadan kalkmamış isteğe bağlı sigorta primi ve topluluk sigortası primi ile SGK tarafından takip  edilen damga vergisi, özel işlem vergisi ve eğitime katkı payı da aynı kapsam içinde olacak.

30 Nisan 2014′e kadar bitirilmiş özel nitelikteki inşaatlar, ihale konusu işlere ilişkin olan ve SGK tarafından işverene tebliğ edildiği halde ödenmemiş olan özel nitelikteki inşaatlara ilişkin eksik işçilik tutarı üzerinden hesaplanan sigorta primleri için de aynı imkandan yararlanılabilecek.

Devamını Oku..

yarrgtay.jpgMaaşının bir kısmını banka aracılığıyla diğer kısmını da elden alan işçilerin yaptığı itiraz Yargıtay’dan karşılık buldu. Yargıtay, sigorta matrahında asgari ücret aldığı gösterilen işçilerin nitelikli ve tecrübeli olduğunu belirterek firmayı suçlu buldu. Çifteler’de bir firmanın paketleme bölümünde forklift işçisi olarak çalışan genç ve arkadaşları, maaşlarının sigorta matrahında gösterilen bölümünü bankadan, kalan kısmı da iş yerinde bir odada işçilerin sıraya girmesiyle verilen zarfla aldıklarını belirterek, Çifteler Asliye Hukuk Mahkemesi’ne tespit davası açtı.İşçiler, zarf içinde elden para ödenmesine ilişkin iş yerinde bulunan kamera kayıtları görüntülerine ait CD’yi de mahkemeye sundu. İşçilerin bir oda kapısı önünde sırada beklediklerine dair görüntülerde, odadan çıkanların elinde ince uzun zarfların olduğunun görüldüğü ortaya çıktı. Kararını açıklayan mahkeme davayı reddetti. Davacı avukatı, kararı temyiz etti. Dava dosyasını yeniden ele alan Yargıtay 21. Hukuk Dairesi, mahkemece, gerçek ücretle çalışma tespitine ilişkin talebin reddine ilişkin kararın, eksik araştırma ve incelemeye dayalı olarak verildiğine dikkat çekti.

Devamını Oku..

asd2.jpgYargıtay 19.HD. 2001/4429E. ve 2002/1048K. 12.02.2002 tarihli ilamında İcra İflas Kanunu 67/2 maddesi gereğince alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesinin şartları konusunda karar vermiştir. Söz konusu kararda ‘alacaklı aleyhine tazminata hükmedilebilmesi için takibinde haksız ve kötü niyetli olması gerekir. Somut olayda, davacı şirket sözleşme gereğince otelin tanıtımıyla ilgili broşür basılmış ise gönderilmesi için davalıya ihtarname keşide ettiği, ancak ihtarnameye rağmen davalının kataloğu göndermediği çekişmesizdir. Bu durumda, yurt dışında basılan katoloğun eline geçmemesi nedeniyle inceleme olanağı bulamayan davacının takipte kötü niyetli kabul edilemeyeceği gözetilmeden, takipte haksız olduğu gerekçesiyle tazminatla sorumlu tutulmasında isabet görülmemiştir.’ şeklinde kanaate varılmış, bu nedenle hükmün davacı yararına bozulmasına karar verilmiştir.

anayasamahk.jpgAnayasa Mahkemesi, terör nedeniyle 1992’de köyünü terk etmek zorunda kaldığını ve mağdur olduğunu belirterek başvuran iki kişiden birisinin tazminat talebini kabul edilemez bulurken, diğer başvurucuya uzun yargılama nedeniyle 3 bin 500 lira tazminat ödenmesine hükmetti.

Resmi Gazete’nin bugünkü sayısında yayımlanan karara göre, başvurucu, Siirt’in Pervari ilçesi Okçular köyünde ikamet ederken terör olayları nedeniyle çatışmasız bir ortam temin edilemediği ve köy korucusu olmayı kabul etmediği için köyünü terk etmek zorunda kaldığını, bu dönemde köyde kalan malvarlığına erişemediğini, uğradığı zararların karşılanması amacıyla yaptığı idari başvurudan ve akabinde açtığı davadan sonuç alınamadığını, bu yargılama esnasında tanık beyanlarının dikkate alınmadığını, yeterli ve etkin bir araştırma yapılmadığını, silahların eşitliği ilkesine aykırı davranıldığını, kendi lehine olan delillerin toplanmadığını ve başvurusunun karara bağlanmasının yaklaşık 7 yıl 4 ay sürdüğünü belirterek Anayasada düzenlenen yaşam, özgürlük ve güvenlik, adil yargılanma ve mülkiyet haklarının ihlal edildiğini ileri sürerek tazminat talebinde bulundu. 

Devamını Oku..

lab.jpgYargıtay 21. HD. İş kazası sonucu maluliyetten doğan manevi tazminatın ödetilmesiyle ilgili karara hükmetmiştir. Davacı, maluliyetine karşılık manevi tazminat talep etmiş, yerel mahkeme isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir. Hüküm temyiz edilmiştir. Davaya konu zararlandırıcı olayın SGK tarafından iş kazası olarak kabul edildiği, davacının yaralanması nedeniyle SGK tarafından tespit olunmuş bir maluliyetinin dosyada bulunmadığı, kurum memurunun cevabında, davacının maluliyet oranının tespiti için kuruma başvurmadığı anlaşılmıştır. İş kazalarından kaynaklı tazminat davalarında sigortalıda oluşan sürekli iş görmezlik oranının tespiti önem teşkil etmektedir. Zira, sigortalıya bağlanacak gelir ile hükmedilecek maddi tazminatın miktarını doğrudan etkilemesinin yanında manevi tazminatın takdirinde de sigortalının maluliyet oranının hiçbir kuşkuya yer vermeyecek şekilde saptanması önemlidir.

Devamını Oku..

murekkep.jpgSeçim esasları ile ilgili değişiklik hususunu öngören kanun teklifi meclise sunulmuştur. Anayasa 67. Maddesi; seçimlerin ve halk oylamalarının serbest, eşit, gizli, tek dereceli, genel oy ve açık sayım ve döküm esaslarına göre, yargı yönetim ve denetimi altında yapılacağını hükme bağlamıştır. Ancak, 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanun, zaman içerisinde gerçekleştirilen bazı değişikliklerle, hukuka ve teknolojide meydana gelen farklılıklara uyarlanmak istenmiş olmasına karşın, yapılan değişiklikler seçimlerin dürüstlüğü ilkesinin ve her seçmenin eşit ve tek oya sahip olması ilkesinin, her geçen seçimde biraz daha artan şekilde tartışılır olmasını engellemekten uzak kalmıştır. Özellikle 2006 yılından itibaren yapılan değişiklikler nedeniyle seçmen sayısının olağan dışı artması gibi gelişmeler de göz önüne alındığında, yasada bazı noktaların yeniden değiştirilmesi ve seçimlerin dürüstlüğü ilkesinin tartışılır olmaktan çıkarılması zorunlu hale gelmiştir.

Devamını Oku..

sirket.jpgŞirketlerin yönetim organlarında cinsiyet eşitsizliğinin giderilmesi adına kanun teklifi meclise sunulmuştur. Türkiye, Dünya Ekonomik Forumu (WEF) tarafından hazırlanan 2013 Küresel Cinsiyet Uçurumu Raporu’nda 136 ülke arasında 120’nci, BM Kalkınma programı (UNDP) raporuna göre ise 90’ncı sırada, bu bakımdan Avrupa Konseyi üye ülkeler arasında son sırada bulunmaktadır. Bu durum kadının sosyal ve toplumsal alanlarda güçlendirilmesi ve toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanması adına Türkiye’de mevcut önlemlerin başarısız olduğunu açıkça işaret etmektedir.

Kadın erkek eşitliğinin gerçekleştirilmesinin Türkiye adına anayasal bir sorumluluk olması bakımından söz konusu raporlarla ortaya konulan hususlarda acil ve kökten değişikliklere ihtiyaç duyulmaktadır. Raporlarda Türkiye’ nin eşitliği hayata geçirmek bakımından özellikle siyasi ve ekonomik konularda başarısız olduğuna değinilmektedir. Siyaset ve ekonomi alanında eşitsizliğe karşı önlem niteliğinde politikalar uygulanmadıkça bu eşitsizliğin devam edeceği açıktır. Kadın erkek eşitsizliği ile mücadele etmek yalnızca bireylerin değil toplumun da refah seviyesini arttıracaktır. BM Kalkınma Programı (UNDP) raporlarında birinci ve ikinci olan Norveç ve Avustralya devletleri, politik ve ekonomik alanlardaki eşitsizliğin giderilmesi adına her cinsiyetten en az %40 bulunması zorunluluğu, işletmelerde kadın-erkek maaş ve katılım uçurumunun önlenmesi politikaları, eşitlik sağlanmasına yönelik kota uygulamaları gibi hususları bu amaçla kullanmaktadırlar.

Devamını Oku..

işçiYargıtay, eylem yaptıkları gerekçesiyle işten atılan işçilerin davasında, çalışma yaşamı için emsal teşkil edecek önemli bir karar verdi. İşe iade kararı veren Yargıtay, Türkiye’nin onaylamadığı uluslararası sözleşme maddelerine dikkat çekerek bunların Türkiye tarafından onaylanmamasının “bu şartlara bağlı olmama” sonucunu doğurmayacağına vurgu yaptı. Yargıtay, “demokratik hakkın kullanımı niteliğindeki protesto eylemlerinin toplu eylem hakkı” kapsamında olduğunu belirtti. Mersin’de Uluslararası Liman İşletmeciliği AŞ’de çalışan işçiler, kendilerinin yerine başka işçilerin işe alınacağı, bunların da otobüslerle getirileceği duyumu üzerine, iş makineleri ve konteynırlar ile giriş kapılarını kapatarak eylem yaptı. Emniyete göre, eyleme yaklaşık 300 işçi katıldı. İşçilerden 22’si işten atıldı. Bunların 18’i daha sonra geri alındı. Ancak sendika temsilcisi dahil 4 işçi geri alınmadı. Bu işçiler işe iade davası açtı ama Mersin 3. İş Mahkemesi davayı reddetti. Bunun üzerine dava Liman-İş Sendikası’nca Yargıtay’a taşındı. Yargıtay 7. Hukuk Dairesi, yerel mahkemenin kararını bozarken dikkat çeken saptamalarda bulundu. Daire kararında, işçilerin grev hakkını düzenleyen anayasanın 54. maddesinde yapılan değişikliklere dikkat çekti. Anayasada yasakların kaldırıldığı belirtildi. Uluslar arası Çalışma Örgütü (ILO), Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi ile Avrupa Sosyal Şartı’nda grevi de kapsayan toplu eylem hakkının insan hakkı olarak kabul edildiği vurgulandı. Kararda protesto eylemlerinin de toplu eylem hakkı kapsamında olduğu ifade edildi.

Devamını Oku..

evren.jpgAnkara 10. Ağır Ceza Mahkemesi, dönemin Genelkurmay Başkanı ve 7. Cumhurbaşkanı Kenan Evren ile dönemin Hava Kuvvetleri Komutanı Tahsin Şahinkaya’yı, müebbet hapis cezasına çarptırmasının gerekçesini açıklamıştır. Mahkemenin 360 sayfalık gerekçeli kararında, Evren ve Şahinkaya ile avukatlarının, savunmalarında, ‘ülkedeki yaşanan ve bir türlü önlenemeyen anarşik olaylar nedeniyle milletin ve devletin bekası için 211 sayılı Türk Silahlı Kuvvetleri İç Hizmet Kanunu’nun 35. maddesinin kendilerine verdiği yetkiye dayanarak, yönetime el koymak zorunda kaldıklarını’ beyan etmişlerdir. Ancak kendilerine verilen yasal yetki çerçevesinde görevi anarşi ve terörü önlemek, halkın can ve mal güvenliğini sağlamak olan askerlerin, o dönemki gelişmeleri bahane ederek siyasete yön vermeye çalıştığı gerekçeli kararda vurgulanmıştır.

Karar gerekçesi özetle; “Ülkenin, devletin, milletin bekasını sadece kendilerinin düşündüğü inancı ile hareket etmişler, millet adına yaptıklarını söyledikleri darbeler ile aslında millet iradesini hiçe saymışlar, halkın iradesi ile seçimle yönetime gelen ve millet iradesini temsil eden anayasal kurumların ve sivil idarenin devleti kendilerinden daha iyi yönetebileceğine inanmamışlar, ülkenin ve milletin tek sahibi olarak kendilerini görmüşlerdir. Milletin egemenlik hakkını millet adına, millete rağmen anayasa ve yasaları hiçe sayarak gasp etmişler, bunu da ülkenin, milletin ve devletin bekası için yaptıklarını söylemişlerdir. Ülkede terör ve anarşi olayları yaşanırken, 211 sayılı kanunun 35. maddesi ile kendilerine verilen yetkiyi sivil idareden aldıkları emir ile görevlerini yapıp suçluları yakalaması ve güvenliği sağlaması gerekirken, bu görevlerini unutarak ülkeyi idare etmeye kalkışmışlardır.” şeklindedir.

Devamını Oku..

asdfg.jpgYargıtay 11.HD. ihtiyati haciz istenebilmesi için alacağın varlığının tam ispatı gerekmeyip, yaklaşık ispatının yeterli olması bakımından karara hükmetmiştir. Yargıtay 11.HD. 2013 / 18058E. ve 2014 / 1230K. sayılı kararına konu olayda talep; ihtiyati haciz istemine yönelik olup, yerel mahkeme ihtiyati haciz isteminin reddine karar vermiştir. İhtiyati haciz istenebilmesi için alacağın vadesinin gelmesi ve rehinle temin edilmemiş olması yeterli olup, alacağın varlığının tam ispatı gerekmeyip yaklaşık ispat yeterlidir. Somut olayda, ihtiyati haciz isteyen vekili, taraflar arasındaki taşıma sözleşmelerini ve araç sürücüsü tarafından çalınan ve teslim edilemeyen emtiaya dair karakol ifade tutanağını sunmuştur. Mahkemece, alacağın miktarı ve vadesinin tespiti yargılamayı gerektirdiği, İ.İ.K.nun 257. maddesinde aranan şartların gerçekleşmediği gerekçesiyle, istemin reddine karar verilmesi doğru değildir. İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili, müvekkil ile davalı arasında taşıma sözleşmesi bulunduğunu, Antalya’dan Adana’ya nakledilmek üzere davalıya(borçluya) teslim edilen emtianın araç sürücüsü tarafından çalınması sebebiyle teslimatın yapılmadığını, müvekkilinin uğradığı zararın tazmini ve sözleşmeden kaynaklanan cezai şartın tahsili için davalı aleyhine icra takibi başlattığını, davalının takibe itiraz ettiğini, takibin durduğunu ileri sürerek, itirazın iptali davasında davalı aleyhine ihtiyati haciz kararı verilmesini istemiştir. Mahkemece, alacağın miktarı ve vadesinin geldiğinin tespiti yargılamayı gerektirdiğinden İ.İ.K.257. maddesinin aradığı şartlar oluşmadığı gerekçesiyle, ihtiyati haciz isteminin reddine karar verilmiştir. Kararı, ihtiyati haciz isteyen vekilince temyiz edilmiştir.

Devamını Oku..

Ünal Hukuk BürosuDanıştay İdare Daireleri Genel Kurul Kararı                                     Esas: 2008/2826 Karar: 2013/687

İstemin Özeti : Danıştay Altıncı Dairesinin 20/06/2008 günlü, E:2008/1727, K:2008/4203 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile yanında davaya katılan tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından ise savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

Devamını Oku..