Blog

Ünal Hukuk BürosuDanıştay İdare Daireleri Genel Kurul Kararı                                     Esas: 2008/2826 Karar: 2013/687

İstemin Özeti : Danıştay Altıncı Dairesinin 20/06/2008 günlü, E:2008/1727, K:2008/4203 sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması, davacı tarafından istenilmektedir.

Savunmanın Özeti : Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile yanında davaya katılan tarafından, Danıştay Altıncı Dairesince verilen kararın usul ve hukuka uygun bulunduğu ve temyiz dilekçesinde öne sürülen nedenlerin, kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı belirtilerek temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmuş, Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu tarafından ise savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hakimi : Temyiz isteminin kabulü ile Daire kararının bozulması gerektiği düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunca dosya incelendi, gereği görüşüldü:

Dava; …, Merkez, …Beldesi, …Mevkiinde, … Enerji Üretim A.Ş.’ne 20 yıl süreyle üretim lisansı verilmesinden sonra, bölgedeki taşınmazların kamulaştırılabilmesi amacıyla Elektrik Piyasası Kanunu’nun 15/c maddesi uyarınca Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından alınan 27/12/2004 günlü, 406/71 sayılı kamu yararı kararının ve bu kararın onaylanmasına ilişkin 23/03/2005 günlü Bakanlık işleminin iptali istemiyle açılmıştır.

Danıştay Altıncı Dairesinin 20/06/2008 günlü, E:2008/1727, K:2008/4203 sayılı kararıyla; kamulaştırılan taşınmaz için tapuda ferağ verilmesi ya da kamulaştırma için öngörülen bedelin veya enkaz bedelinin ilgilisince alınması durumunda kamulaştırma işlemi tamamlanmış olacağından ve taşınmaz sahibinin sözkonusu taşınmazla mülkiyet bağı kalmayacağından, bu gibi durumlarda, 2577 sayılı Kanun’un 15. maddesinin 1-b bendi uyarınca davanın ehliyet yönünden reddedilmesi gerektiği, Dairelerinin 28/03/2008 günlü ara kararına verilen cevapların incelenmesinden, davacının, … ve …’nun mirasçısı olduğunun, söz konusu taşınmazların acele el koyma davasında belirlenen tahmini bedelinin Zoguldak Kilimli Ziraat Bankası Şubesine yatırıldığının ve yatırılan bu bedelin davacıya ödendiğinin anlaşıldığı, bu durumda, davacının, kamulaştırmaya konu taşınmazla mülkiyet bağı kalmadığından, bu davayı açma konusunda da meşru bir menfaatinin kalmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddine karar verilmiştir.

Davacı, anılan kararı temyiz etmekte ve bozulmasını istemektedir.

2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun acele kamulaştırma başlıklı 27. maddesinde, “3634 sayılı Milli Müdafaa Mükellefiyeti Kanununun uygulanmasında yurt savunması ihtiyacına veya aceleliğine Bakanlar Kurulunca karar alınacak hallerde veya özel kanunlarla öngörülen olağanüstü durumlarda gerekli olan taşınmaz malların kamulaştırılmasında kıymet takdiri dışındaki işlemler sonradan tamamlanmak üzere ilgili idarenin istemi ile mahkemece yedi gün içinde o taşınmaz malın 10’uncu madde esasları dairesinde ve 15’inci madde uyarınca seçilecek bilirkişilerce tespit edilecek değeri, idare tarafından mal sahibi adına 10. maddeye göre yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılarak o taşınmaz mala el konulabilir” hükmüne, aynı kanunun 10. maddesinin birinci fıkrasında, “Kamulaştırmanın satın alma usulü ile yapılamaması halinde idare, 7’nci maddeye göre topladığı bilgi ve belgelerle 8 inci madde uyarınca yaptırmış olduğu bedel tespiti ve bu husustaki diğer bilgi ve belgeleri bir dilekçeye ekleyerek taşınmaz malın bulunduğu yer asliye hukuk mahkemesine müracaat eder ve taşınmaz malın kamulaştırma bedelinin tespitiyle, bu bedelin, peşin veya kamulaştırma 3’üncü maddenin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise taksitle ödenmesi karşılığında, idare adına tesciline karar verilmesini ister” hükmüne, aynı maddenin sekizinci fıkrasında ise, “Tarafların bedelde anlaşamamaları halinde, gerektiğinde hakim tarafından onbeş gün içinde sonuçlandırılmak üzere yeni bir bilirkişi kurulu tayin edilir ve hakim, tarafların ve bilirkişilerin rapor veya raporları ile beyanlarından yararlanarak adil ve hakkaniyete uygun bir kamulaştırma bedeli tespit eder. Mahkemece tespit edilen bu bedel, taşınmaz mal, kaynak veya irtifak hakkının kamulaştırılma bedelidir. Tarafların anlaştığı veya tarafların anlaşamaması halinde hakim tarafından kamulaştırma bedeli olarak tespit edilen miktarın, peşin ve nakit olarak veya kamulaştırma bu Kanunun 3 üncü maddesinin ikinci fıkrasına göre yapılmış ise, ilk taksitin yine peşin ve nakit olarak hak sahibi adına, hak sahibi tespit edilememiş ise ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere 10’uncu maddeye göre mahkemece yapılacak davetiye ve ilanda belirtilen bankaya yatırılması ve yatırıldığına dair makbuzun ibraz edilmesi için idareye onbeş gün süre verilir. Gereken hallerde bu süre bir defaya mahsus olmak üzere mahkemece uzatılabilir. İdarece, kamulaştırma bedelinin hak sahibi adına yatırıldığına veya hak sahibinin tespit edilemediği durumlarda, ileride ortaya çıkacak hak sahibine verilmek üzere bloke edildiğine dair makbuzun ibrazı halinde mahkemece, taşınmaz malın idare adına tesciline ve kamulaştırma bedelinin hak sahibine ödenmesine karar verilir ve bu karar, tapu dairesine ve paranın yatırıldığı bankaya bildirilir. Tescil hükmü kesin olup tarafların bedele ilişkin temyiz hakları saklıdır” hükmüne yer verilmiştir.

Kamulaştırma Kanunu’nun 27. maddesinde düzenlenen acele kamulaştırma süreci; büyük, önemli ve ivedi yatırım süreçlerinde idarenin taşınmazlarla ilgili tasarrufta bulunabilmesine imkân sağlayan bir süreçtir. Kamulaştırma işleminin tamamlanması için, madde hükmünde de belirtildiği üzere, kıymet takdiri dışındaki işlemlerin sonradan tamamlanması gerekmektedir. Yani kamulaştırılmak istenen taşınmazın mülkiyetinin el değiştirmesi ya davacının tapuda ferağ vermesi ya da mahkeme kararı ile olmaktadır.

Dosyanın incelenmesinden, davacı tarafından tapuda ferağ verdiğine ilişkin bilgi ve belge bulunmadığı gibi Kamulaştırma Kanununun 10. maddesinde yer alan mahkeme kararıyla tescile ilişkin süreç de tamamlanmamıştır.

Bu itibarla, acele el koyma davasında belirlenen tahmini bedelin davacıya ödendiğinden bahisle davacının taşınmazlarla mülkiyet bağı kalmadığı gerekçesiyle davanın ehliyet yönünden reddedilmesinde hukuki isabet bulunmamaktadır.

Açıklanan nedenlerle, davacının temyiz isteminin kabulüne, temyize konu Danıştay Altıncı Dairesinin 20/06/2008 günlü, E:2008/1727, K:2008/4203 sayılı kararının bozulmasına, kararın tebliğ tarihini izleyen 15 (onbeş) gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 27/02/2013 gününde oybirliği ile karar verildi.

 

Bir önceki yazımız olan Konut, Çatılı İşyeri Kiraları ve Borçlar Kanunu Değişikliği başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.