Blog

Davacı, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.

Yerel mahkeme, davanın kabulüne KARAR VERMİŞTİR.

Hüküm süresi içinde taraflar avukatlarınca temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi B. Kar tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

YARGITAY KARARI

Davacı vekili davalı işyerinde sendika üyesi olarak Toplu İş Sözleşmesi kapsamında çalışan davacının, iş sözleşmesinin geçerli neden olmadan feshedildiğini belirterek, davalı işverenin iş sözleşmesinin feshine ilişkin işleminin iptaline ve davacının işe iadesine karar verilmesini TALEP ETMİŞTİR.

Davalı işveren vekili, davacının iş sözleşmesi aynı tarihte ve aynı nedenle feshedilen diğer işçiyle birlikte 13.05.2009 tarihinde saat 12.00-13.00 arasında güvenlik kameralarına göre Belediye Başkan-Sekreter odası giriş kapısına gelerek kapıya ve yere bir şeyler sürdüğünü, elinde bulunan pet şişeyle yerlere sıvı döktüğünün tespit edildiğini, izinli olduğu halde binanın çeşitli katlarında özellikle güvenlik açısından girmemesi gereken yerlere girdiğini, diğer işçiyi bu eylemde bulunması için tehdit ettiğini iş sözleşmesinin Disiplin Kurulu kararıyla doğruluk ve bağlılığa uymayan davranışı nedeniyle 4857 sayılı İş Kanunu’nun 25/II.b ve d maddeleriyle Toplu İş Sözleşmesinin Ceza Cetvelinin 24 üncü Maddesi uyarınca haklı olarak feshedildiğini, davanın reddi GEREKTİĞİNİ SAVUNMUŞTUR.

Mahkemece, davacının davranışının haklı veya geçerli nedene dayanıp dayanmadığı üzerinde herhangi bir değerlendirme yapılmaksızın, disiplin kurulunun toplantı yapılan 22.05.2009 tarihinden bir gün önce toplantıya çağrıldığı, TİS hükmündeki 5 günlük çağrı süresine uyulmadığı, ihraç kararının TİS’in 59 uncu Maddesine aykırı olduğu gerekçesiyle davalı tarafından iş sözleşmesinin feshine ilişkin kararın kaldırılmasına ve davacının işe iadesine KARAR VERİLMİŞTİR.

Karar işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre ücretine karar verilmemesi nedeniyle davacı vekili, cevap nedenleri ve eksik inceleme yapıldığı gerekçesi ile de davalı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

HUMK’nun 76 ncı Maddesi uyarınca, olayları açıklamak taraflara hukuki nitelendirme HAKİME AİTTİR. Somut uyuşmazlığın normatif dayanaklarını, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleri 19, 20 ve 21 inci MADDE OLUŞTURMAKTADIR. Bu maddeler kapsamında istemin feshin geçersizliği ve işe iade isteği OLDUĞU AÇIKTIR. 4857 sayılı İş Yasası, 18, 19, 20, 21, 22 ve 29 maddeleri ile, bireysel ve toplu işçi çıkarma halinde, işverenin fesih hakkını sınırlayan, bu kapsamda iş güvencesine ilişkin hükümlere yer VERMİŞ BULUNMAKTADIR. 4857 Sayılı İş Kanunu 18. ve devamı maddeleri uyarınca, iş güvencesinin kapsamına giren işçinin sözleşmesini, süreli fesih bildirimiyle fesheden işveren, geçerli bir nedene DAYANMAK ZORUNDADIR. İş sözleşmesi feshedilen işçi, fesih bildiriminde neden gösterilmediği veya gösterilen nedenin geçerli olmadığı iddiasıyla fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içinde iş mahkemesinde dava açabilir. Mahkeme, geçerli neden gösterilmediğini veya gösterilen nedenin geçerli olmadığını tespit ettiği takdirde feshin geçersizliğine KARAR VERECEKTİR. 21 inci Madde uyarınca da feshin geçersizliğine karar verildiğinde işveren işçiyi başvurusu üzerine bir ay içinde işe başlatmak veya işe başlatmaz ise en az dört, en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ÖDEMEK ZORUNDADIR. Feshin geçersiz olduğunun tespiti, aynı zamanda temerrüde düşen işverenin sözleşme gereği işçiyi çalıştırma yükümlülüğü BULUNDUĞUNUN TESPİTİDİR. Ancak yasa, işverene seçimlik hak tanıyarak, işçiyi çalıştırma veya maktu bir tazminat ödeyerek sözleşmeyi sona erdirme OLANAĞI TANIMAKTADIR. Ayrıca aynı maddeye göre feshin geçersizliğine karar verildiğinde işveren işçiyi başvurusu üzerine bir ay içinde işe başlatmak veya işe başlatmaz ise en az dört, en çok sekiz aylık ücreti tutarında tazminat ÖDEMEK ZORUNDADIR. Feshin geçersiz olduğunun tespiti, aynı zamanda temerrüde düşen işverenin sözleşme gereği işçiyi çalıştırma yükümlülüğü BULUNDUĞUNUN TESPİTİDİR.

İşe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre için ücret ve diğer hakların ödenmesi, feshin geçersizliğine bağlı İKİNCİL SONUÇLARDIR. Talep olmasa da mahkemece dikkate ALINMASI GEREKİR. Ayrıca feshin geçersizliği istemi tespit niteliğinde olduğundan, işe başlatmama tazminatı ve boşta geçen süre için ücret ve diğer hakların miktar belirtilmeksizin, hüküm altına alınması ve ödenmesi gerektiğinin tespitiyle YETİNİLMESİ GEREKİR. (Dairemizin 02.06.2008 gün ve 2007/38659 Esas, 2008/13502 Karar sayılı ilamı).

4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 inci maddesi işverene, işçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenlerle iş sözleşmesini feshetme YETKİSİ VERMİŞTİR. İşçinin davranışlarından kaynaklanan fesihte takip edilen amaç, işçinin daha önce işlediği iş sözleşmesine aykırı davranışları cezalandırmak veya yaptırıma bağlamak değil; onun sözleşmesel yükümlülükleri ihlale devam etmesi, tekrarlaması RİZİKOSUNDAN KAÇINMAKTIR. İşçinin davranışları nedeniyle iş sözleşmesinin feshedilebilmesi için, işçinin iş sözleşmesine aykırı, sözleşmeyi ihlal eden bir davranışının VARLIĞI GEREKİR. İşçinin kusurlu davranışıyla sözleşmeye aykırı davranmış ve bunun sonucunda iş ilişkisi olumsuz bir şekilde etkilenmişse işçinin davranışından kaynaklanan geçerli bir fesih söz konusu olur. Buna karşılık, işçinin kusur ve ihmaline dayanmayan sözleşmeye aykırı davranışlarından dolayı işçiye bir sorumluluk yüklenemeyeceğinden işçinin davranışlarından kaynaklanan geçerli fesih nedeninden de bahsedilemez.

İşçinin davranışlarından ve yeterliliğinden kaynaklanan nedenler, aynı yasanın 25 inci maddesinde belirtilen nedenler yanında, bu nitelikte olmamakla birlikte, işyerlerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz ETKİLEYEN NEDENLERDİR. İşçinin davranışlarından veya yetersizliğinden kaynaklanan nedenlerde, iş ilişkisinin sürdürülmesinin işveren açısından önemli ve makul ölçüler içinde beklenemeyeceği durumlarda, feshin geçerli nedenlere dayandığını kabul ETMEK GEREKECEKTİR.

İş Kanunu’nun 25’inci maddesinin II’nci bendinin (d) fıkrasına göre, işçinin işverene, ailesine veya işverenin diğer bir işçisine karşı şeref ve namusuna dokunacak sözler söylemesi veya davranışlarda bulunması ya da işveren hakkında şeref ve haysiyet kırıcı asılsız ihbar ve isnatlarda bulunması veya işçinin işverene, aile üyelerinden birine veya diğer bir işçisine sataşması haklı fesih nedeni OLARAK SAYILMIŞTIR. Böyle durumlarda işçi, anayasanın 25 ve 26’ncı maddesiyle güvence altına alınmış düşünceyi açıklama özgürlüğüne dayanamaz. Buna karşılık işçinin bu ağırlıkta olmayan işveren aleyhine sarfettiği sözler çalışma düzenini bozacak nitelikte ise geçerli fesih NEDENİ SAYILMALIDIR. Sadece işverene karşı değil, işveren temsilcisine karşı yöneltilen ve haklı feshi gerektirecek ağırlıkta olmayan aleyhe sözler geçerli fesih NEDENİ SAYILMALIDIR. İşçinin, işverenin başka bir işçisine sataşması 25/II, d hükmü uyarınca haklı fesih NEDENİ SAYILMIŞTIR. Sataşma niteliğinde olmadığı sürece, diğer işçilerle devamlı ve gereksiz tartışmaya girişmek, iş arkadaşlarıyla ciddi geçimsizlik göstermek geçerli fesih nedenidir (Dairemizin 26.05.2008 gün ve 2007/37481 Esas, 2008/12505 Karar sayılı ilamı).

İş Kanunu’nun 25’inci maddesi kapsamında değerlendirilecek ağır sözleri, işçi, işverenin veya vekilinin tahrikleri sonucu söylemesi, geçerli fesih NEDENİ SAYILMALIDIR. Yapıcı ve objektif ölçüler içerisinde belirli bir uzmanlık alanıyla ilgili eleştiri ya da işletmedeki bozukluk ya da uygunsuzluklara ilişkin eleştiri söz konusu olduğunda geçerli fesihten bahsedilemez.

Diğer taraftan Dairemizin kararlılık kazanan uygulaması gereği Toplu İş Sözleşmesindeki Disiplin hükümlerine uymama, feshi geçersiz kılmaz. İşçinin davranışları işyerinde olumsuzluklara yol açmış ve iş sözleşmesinin devamı işveren açısından önemli ölçüde beklenmez bir hal almış ise feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilmeli ve işe iade İSTEMİ REDDEDİLMELİDİR.

Öncelikle mahkemece hukuki nitelendirmede hata yapılarak, istemin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 ve devamı maddeleri kapsamında değerlendirilmeden, işyerinde uygulanan Toplu İş Sözleşmesine göre fesih işleminin kaldırılmasına ve davacının işe iadesine karar verilmesiyle kabule göre de feshin geçersizliğine bağlı işe başlatmama ve boşta geçen süre ücretinin BELİRLENMEMESİ HATALIDIR.

Diğer taraftan yukarda açıklandığı gibi feshin Toplu İş Sözleşmesinin belirlediği Disiplin Hükümlerine aykırı olarak yapılması, feshi geçersiz hale getirmez. Dosya içeriğine göre davacının yıllık izinde iken, iş sözleşmesi aynı tarihte ve aynı nedenle feshedilen diğer bir işçi ile ara dinlenme sırasında işyerinde kimse yok iken davalı Belediye Başkanı ve sekreterine ait makam odası kapısına eli ile bir şeyler sürdüğü, diğer işçiye bu eylemde bulunması için tehdit ettiği, kapı önüne bir şeyler döktüğü savunulmuş, tanık bildirilmiş, fotoğraf ve güvenlik kamera kayıtlarını gösteren CD’LER SUNULMUŞTUR. Bu olayın basında Belediye Başkanı kapısına domuz büyüsü olarak yansıdığı ve “Domuz büyüsü yargıya taşındı” başlığıyla haberler SUNULDUĞU ANLAŞILMAKTADIR. Diğer işçinin Disiplin Kurulu tarafından alınan savunmasında bu olayları doğruladığı, davacı işçinin tehdidiyle yaptığını kabul ettiği, ancak dava açarken işverenin baskısı ile bu dilekçeyi yazdığını, davacı işçinin arkadaşı olduğunu, kabul ETMEDİĞİNİ BELİRTMİŞTİR.

Mahkemece diğer işçinin savunması ve bu savunmasının irade fesadına uğrayıp uğramadığı üzerinde durulmamış, davalının bildirdiği tanıklar dinlenmemiş, CD çözümleri yapılmamış, FOTOĞRAF DEĞERLENDİRİLMEMİŞTİR. Tanık anlatımları, CD çözümleri ve diğer belgelerle davalı işvereni temsil eden Belediye Başkanı kapısına bir takım sıvı şeyler sürülmesi, kapısı önüne sıvı dökülmesinin sabit olması halinde olayın basına da domuz büyüsü olarak yansıması karşısında, bu tür davranışların işveren ve temsilcisinin haysiyetini kırıcı, itibarını zedeleyici ve sonuç olarak sataşma niteliğinde OLACAĞI KAÇINILMAZDIR. Ayrıca irade fesadı bulunmaması halinde davacının diğer işçiyi tehdit etmesi de sataşma niteliğinde bir DAVRANIŞ OLACAKTIR. Bu durumda davacının davranışlarının işyerinde olumsuzluklara yol açtığı, iş ilişkisinin işveren açısından önemli ölçüde devamının beklenmez bir hal ALACAĞI KUŞKUSUZDUR. Bu olguların tespiti halinde feshin geçerli nedene dayandığı kabul edilmeli ve İSTEM REDDEDİLMELİDİR. Mahkemece eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi İSABETLİ GÖRÜLMEMİŞTİR.

SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 01.03.2010 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan Korkutma Nedeniyle Alınan Bono başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.