Blog

Trafik kazası sebebiyle meydana gelen zararın karşılanması için açılan maddi ve manevi tazminata ilişkin davada, mahkemece öncelikle davacıya maddi tazminat talebinin ne kadarının destekten yoksun kalma tazminatı ne kadarının araç hasarına ilişkin olduğu açıklattırıldıktan sonra, SGK tarafından davacıya ödenen tazminattan kaynaklanan rücu davasının sonucuna göre davalının SGK’ye rücuan ödeyeceği bir tazminatın belirlenmesi durumunda bu tazminatın davacıya ödenecek tazminat miktarından mahsup edilmesi gerektiğinden, bu davanın kesinleşmesi beklenilerek neticesine göre karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir.

Davacı vekili, davacının eşi olan muris Ramazan Karataş’ın Bartın ilinde halıcılık işi ile uğraşmakta iken kendisine ait olan araçta davalı Murat Hışır’ı şoför olarak çalıştırdığını, 08.10.2007 günü iş için köyleri dolaşmakta iken davalının kusurlu ve dikkatsiz kullanması sonucunda bir trafik kazası geçirmesi sonucunda davacının eşinin hayatını kaybettiğini, bu ölüm olayı nedeniyle müvekkilinin duyduğu acı ve ızdıraptan kaynaklanan manevi tazminat haklarından fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL manevi tazminat ve maddi zararlarına yönelik olarak ise 5.000,00 TL maddi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve DAVA ETMİŞTİR.

Davalı vekili; davalının, davacı murisinin yanında halı pazarlamacılığı için gittiği köylerde aracın çakıla kapılması sonucu kazanın vukuu bulduğunu, bu kaza sonucunda davacı murisinin vefat ettiğini, yolun mıcırlı olması nedeniyle kazanın meydana geldiğini ve bu nedenle müvekkilinin olayda kusurlu olmadığını, neticeden haksız açılan davanın reddine karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacının destekten yoksun kalması nedeniyle uğramış olduğu maddi zararına yönelik istemi bakımından fazlaya dair haklarının saklı tutulmasına; davacının; kazaya uğrayan aracının uğradığı iddia olunan hasar bedeline ilişkin istemleri bakımından davanın reddine; 10.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

1- Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİ GEREKMİŞTİR.

2- Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma, manevi tazminat ve araç hasarına ilişkin tazminat İSTEMİNE İLİŞKİNDİR.

Dosya kapsamına göre davacıya; eşinin ölümüyle ilgili olarak, Sosyal Güvenlik Kurumu tarafından iş kazası nedeniyle tazminat ödendiği, SGK tarafından davalı Murat aleyhine Bartın 1. Asliye Hukuk Mahkmesinde rücu davası açıldığı, Bartın 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2011/500 E., 2015/110 sayılı dosyasında karar verildiği ve davalı vekili tarafından temyiz EDİLDİĞİ ANLAŞILMAKTADIR. Mahkemece hükme esas alınan tazminat hesabına ilişkin bilirkişi raporunda, davacıya SGK tarafından ödenen tazminatın tamamının ilk peşin sermaye değeri, hesaplanan tazminattan mahsup edilmiş ise de; bahsedilen rücu davasında davanın kısmen kabulüne karar verildiği, davacı eşe bağlanan gelirin tamamının değil o dosyada belirlenen kusur durumuna göre bir bölümünün rücuen davalıdan tahsiline karar verildiği anlaşılmakta olup, temyiz aşamasında olan dosya HENÜZ KESİNLEŞMEMİŞTİR. Bu halde mahkemece yapılması gereken iş, SGK tarafından açılan rücu davasının sonucunu beklemek, davalı Murat Hışır tarafından SGK’ye rücuen ödenecek bir tazminat belirlenmesi halinde bu tazminatı mahsup ederek sonucuna göre HÜKÜM KURMAKTIR. Hal böyle iken, rücu davasının kesinleşmesi beklenmeden yazılı şekilde hüküm verilmiş olması isabetli olmamış, bozma SEBEBİ YAPILMIŞTIR.

Kabule göre ise HUMK’nın 75/2 nci maddesinde, “dava dilekçesindeki talep sonucu açık değilse, mahkeme, davacıya talep sonucunu açıklatırmalıdır” ŞEKLİNDE DÜZENLENMİŞTİR. Buna göre anılan maddede hakim, davada müphem ve çelişik gördüğü iddia ve sebepler hakkında açıklama İSTEYEBİLİR DENİLMEKTEDİR. Esasen bu sadece hakime tanınan bir yetki değil, aynı zamanda hakime verilen BİR ÖDEVDİR. (Baki Kuru, sayfa 287,7.parağraf).

Somut olayda davacı vekili dava dilekçesinde maddi tazminat talebini 5.000,00 TL ve manevi tazminat talebini 10.000,00 TL OLARAK BELİRTMİŞTİR. Ancak maddi tazminat talebinin ne kadarının destekten yoksun kalma tazminatı ne kadarının araç hasarına ilişkin olduğunu açıklamamış; mahkeme de davacı tarafa bu TALEBİNİ AÇIKLATTIRMAMIŞTIR. Bu halde öncelikle mahkemece davacı vekiline, destekten yoksun kalma tazminatı ve araç hasarına ilişkin talebinin ayrı ayrı ne kadar olduğu açıklatırılması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.

SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 26.01.2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

Bir önceki yazımız olan Öğretim Yılına Hazırlık Ödeneği başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.