Blog

ofis işyeriDava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir. Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa olanağı bulunmalıdır. Elbirliği mülkiyetine (TMK m. 701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde de geçerlidir. Dosyada mevcut tapu kaydına göre, satış vaadi sözleşmesine konu 5912 ada 3 parsel sayılı taşınmazda 749/960 payın davalı şirket adına kayıtlı olduğu ve satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunduğundan işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.

Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.05.2015 gününde verilen dilekçeyle tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan muhakeme sonunda; davanın reddine dair verilen 04.11.2015 günlü hükmün YARGITAYca duruşmalı olarak incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle tayin olunan 24.05.2016 günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davacı vekili Av. Alper Evrenle karşı taraftan davalı vekili Av. Aylin Çelikbaş geldiler. Açık duruşmaya başlandı. Süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendi. Duruşmanın bittiği bildirildi. İş karara bırakıldı. Bilahare dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:

_ K A R A R _

Dava, satış vaadi sözleşmesine dayalı tapu iptali ve tescil İSTEĞİNE İLİŞKİNDİR.

Davalı, sözleşmenin borcun teminatı olarak düzenlendiğinden davanın REDDİNİ SAVUNMUŞTUR.

Mahkemece, satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunmadığı gerekçesiyle davanın reddine KARAR VERİLMİŞTİR.

Hükmü, davacı vekili TEMYİZ ETMİŞTİR.

Kaynağını Türk Borçlar Kanununun 29 uncu maddesinden alan taşınmaz satış vaadi sözleşmeleri, Türk Borçlar Kanununun 237 nci maddesiyle Türk Medeni Kanununun 706. ve Noterlik Kanununun 89 uncu maddesi hükümleri uyarınca noter önünde re’sen düzenlenmesi gereken, bir başka anlatımla geçerliliği resmi şekil şartına bağlı kılınan, tam iki tarafa borç yükleyen ve kişisel hak sağlayan SÖZLEŞME TÜRÜDÜR. Vaat alacaklısı, taşınmaz satış vaadi sözleşmesiyle mülkiyet devir borcu yüklenen satıcıdan edim yerine getirilmediğinde Türk Medeni Kanununun 716 ncı maddesi uyarınca açacağı tapu iptali ve tescil davasında borcun hükmen yerine getirilmesini isteyebilir.

Satış vaadi sözleşmesinden kaynaklanan davaların kabulüne karar verebilmek için sözleşmenin ifa OLANAĞI BULUNMALIDIR. Elbirliği mülkiyetine (TMK m. 701) konu bir taşınmazda elbirliği (iştirak halinde) ortaklarından birinin, ortaklık dışı bir kişiye satım vaadinde bulunması halinde, sözleşme bir taahhüt muamelesi olarak geçerli olmakla birlikte elbirliği ortaklığı çözülünceye kadar sözleşmenin ifa olanağının varlığından söz edilemez. Bu durum, satışı vaat edilen taşınmazın tapusunda temliki tasarrufu engelleyen bir kaydın bulunması veya 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8 inci maddesi hükmüne aykırı şekilde taşınmaz satışı vaat edilmesi ya da vaade konu taşınmazın bir başka mahkemede mülkiyet uyuşmazlığına konu olması halinde DE GEÇERLİDİR.

Somut olayda; Antalya 15. Noterliğinin 28.01.2014 tarihli ve 2364 yevmiye numaralı satış vaadi sözleşmesiyle davalı şirketin 5912 ada 3 parsel sayılı taşınmazdaki hak ve hisselerinin tamamını davacıya satmayı vaat ve taahhüt ETTİĞİ ANLAŞILMIŞTIR.

Dosyada mevcut tapu kaydına göre, satış vaadi sözleşmesine konu 5912 ada 3 parsel sayılı taşınmazda 749/960 payın davalı şirket adına kayıtlı olduğu ve satış vaadi sözleşmesinin ifa olanağı bulunduğundan işin esası incelenerek sonucuna göre bir karar verilmek üzere hükmün BOZULMASI GEREKMİŞTİR.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, 1.350 TL YARGITAY duruşma vekalet ücretinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 24.05.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan MÜZİK ESERİNİN İZİNSİZ KULLANILMASI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.