Davacı, aracının satışı için davalıya vekalet verdiğini, aracın satıldığını ancak satış bedelinin kendisine verilmediğini beyanla 15.575,00 TL satış bedelinin tahsili için yapılan takibe haksız itirazın iptali isteği ile eldeki davayı açmıştır. İleri sürülüş şekli ve dayanılan olgular çerçevesinde, davacının bu davadaki alacak isteminin, vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine dayandırıldığı açıktır. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa ile yükümlüdür. Başka bir ifade ile, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek yükümlülüğü altındadır. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye etmekle yükümlüdür. Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler evleviyetle dahildir. Vekilin hesap verme borcu, vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de devam etmektedir. Dava konusu olayda, davalı vekilin aracı sattığı ve bedelini de tahsil ettiği halde bu bedel konusunda davacıya bilgi ve hesap vermediği, davacının da bu miktarın tahsili için eldeki davayı açtığı anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, taraf delilleri toplanıp , davalıya hesap verme konusunda ispat imkanı verilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Davacı, dava dışı şahıstan satın aldığı aracı dava dışı Refika Asit’e satması için davalıya vekalet verdiğini, davalı vekilin aracı sattığı ve bedelini tahsil ettiği halde kendisine ödemediğini , tahsili için yapılan takibe de haksız itiraz edildiğini ileri sürerek, itirazın iptali ile % 20 tazminata karar verilmesini istemiştir.
Davalı, dava konusu aracın dava dışı Refika tarafından dava dışı Mustafa Ay’dan haricen satın aldığı aracın kaza sonucu tamir için kendisine getirildiğini , sigorta şirketinden para alabilmek için tescil sahibi olan davacıdan resmi devrinin alınması için kendisine vekalet verildiğini, satış işlemi ile bir ilgisinin bulunmadığını , kendisine para ödenmediğini savunarak, davanın REDDİNİ DİLEMİŞTİR.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
Davacı, aracının satışı için davalıya vekalet verdiğini, aracın satıldığını ancak satış bedelinin kendisine verilmediğini beyanla 15.575,00 TL satış bedelinin tahsili için yapılan takibe haksız itirazın iptali isteğiyle eldeki DAVAYI AÇMIŞTIR. Davalı, dava konusu aracın alıcı Refika tarafından davacıdan değil dava dışı Mustafa’dan haricen satın alıp bedelini ona ödediğini kendisinin resmi devir işleminde devrin gerçekleşmesi amacıyla aracı olduğunu, gerçekte vekaleten bir satışın sözkonusu olmadığını kendisinin bedel de ALMADIĞINI SAVUNMUŞTUR.
İleri sürülüş şekli ve dayanılan olgular çerçevesinde, davacının bu davadaki alacak isteminin, vekilin hesap verme yükümlülüğüne aykırı davranması hukuksal nedenine DAYANDIRILDIĞI AÇIKTIR. Gerçekten de vekil, vekaleti iyi bir surette ifa İLE YÜKÜMLÜDÜR. (TBK md. 506) Başka bir ifade ile, müvekkilin kendisine verdiği görevi özen ve sadakatle ifa etmek YÜKÜMLÜLÜĞÜ ALTINDADIR. Öte yandan, müvekkilin talebi üzerine, yapmış olduğu işin hesabını vermekle, her ne nam ile olursa olsun, almış olduğu şeyi müvekkile tediye ETMEKLE YÜKÜMLÜDÜR. (TBK md. 508 ) Vekilin hesap verme yükümlülüğüne, üçüncü kişilerden aldığı değerler EVLEVİYETLE DAHİLDİR.
Vekilin hesap verme borcu, vekalet sözleşmesinin kurulmasıyla birlikte doğup, işin vekil tarafından yürütülmesi sırasında ve sona ermesinde de DEVAM ETMEKTEDİR.
Dava konusu olayda, davalı vekilin aracı sattığı ve bedelini de tahsil ettiği halde bu bedel konusunda davacıya bilgi ve hesap vermediği, davacının da bu miktarın tahsili için eldeki davayı AÇTIĞI ANLAŞILMAKTADIR.
O halde mahkemece, taraf delilleri toplanıp , davalıya hesap verme konusunda isbat imkanı verilerek sonucuna göre bir karar VERİLMESİ GEREKİR. Mahkemece, eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz edilen kararın davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 11.02.2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Bir önceki yazımız olan MİRAS PAYI ÜZERİNDE YAPILAN YAZILI SÖZLEŞME başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.