Blog

cerkezkoyavukat-makale-0023 Yargıtay 3. Hukuk Dairesi’nin 15.02.2016 tarihli 2015/4199 Esas ve 2016/1793 Karar sayılı kararında özetle; kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayı ile bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur. Somut olayda, davalı koca duruşmada alınan beyanında bir bileziğin bozdurulduğunu beyan etmiş,ancak davacı kadının bileziği iade edilmemek üzere rıza ile verdiğini kanıtlayamamıştır. Hal böyle olunca, davalı kocanın ikrar ettiği ziynet  eşyası yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekir.

Taraflar arasındaki ziynet ve çeyiz eşyasının aynen, olmadığı takdirde bedelinin iadesi davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:

 

Y A R G I T A Y  K A R A R I

Davacı vekili dava dilekçesinde; taraflar arasındaki boşanma davasının derdest olduğunu,60 gram 22 ayar bilezik,bir adet buzdolabı ve bir adet çamaşır makinesi yönünden mehir senedi düzenlendiğini,düğünden sonra davalının müvekkilinin rızası dışında ziynet eşyalarını alarak kendi ihtiyaçları için kullandığını,buzdolabının davalı tarafta kaldığını belirterek,mehir senedinde yazılı menkullerin aynen teslimine olmadığı takdirde rayiç bedelinin  davalıdan tahsiline karar verilmesini talep  ve DAVA ETMİŞTİR.

Davalı  cevap dilekçesi ile; işte olduğu bir zaman diliminde davacının evi terk ettiğini,dava konusu ziynet ve taşınır eşyayı eksiksiz aldığını belirterek davanın reddini TALEP ETMİŞTİR.

Mahkemece; taraflar ayrıldıktan sonra davacının kendi  eşyaları ve çamaşır makinesini götürdüğü,buzdolabının davalı tarafta kaldığı, altınlar yönünden ise tanıkların görgüye dayalı bilgilerinin olmadığı davacıdan duyduklarını ifade etikleri belirtilerek davanın kısmen kabulü ile; 1 adet 900-TL değerindeki buzdolabının aynen olmazsa da bedelinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine,fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş,hükmü, davacı vekili TEMYİZ ETMİŞTİR.

Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde GÖRÜLMEYEREK REDDEDİLMİŞTİR.

Kural olarak düğün sırasında takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılırsa takılsın, aksine bir anlaşma bulunmadıkça kadına bağışlanmış sayılır ve artık onun kişisel malı niteliğini kazanır. Bu eşyaların iade edilmemek üzere kocaya verildiği, kadının isteği ve onayıyla bozdurulup müşterek ihtiyaçlar için harcandığı hususu davalı tarafça kanıtlandığı takdirde, koca bu eşyaları iadeden kurtulur.

Somut olayda, davalı koca duruşmada alınan beyanında bir bileziğin bozdurulduğunu beyan etmiş,ancak davacı kadının bileziği iade edilmemek üzere rızayla VERDİĞİNİ KANITLAYAMAMIŞTIR.

Hal böyle olunca, davalı kocanın ikrar ettiği ziynet  eşyası yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken,ziynet eşyasına yönelik talebin tümden reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 15.02.2016  tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan ELATMANIN ÖNLENMESİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.