Blog

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi’nin 06.07.2015 tarihli 2014/18592 Esas ve 2015/8845 Karar sayılı kararında özetle; dava, haklı nedenlerin varlığı iddiasına dayalı limited şirket ortaklığından çıkarılma istemine ilişkindir. Davada davalı gösterilen şirket ortağının payının haczettirilmesini müteakip şirketin tasfiyesinin isteneceğine dair ihbar yazısının şirkete ve tüm ortaklara gönderildiği, davacı şirketin de dava dilekçesinde ve sonraki beyanlarında işbu davayı şirketin fesih ve tasfiyesini engellemek amacıyla açtıklarını beyan ettikleri gözetildiğinde, davanın TTK’nın 551. maddesi ile ilgisi bulunmadığı, söz konusu vakıaya dayanılarak açılan bu davadaki istemin 6762 sayılı TTK’nın 523/4. maddesi ile ilişkili olduğu açıkça anlaşılmaktadır. Söz konusu kanun hükmü “Esas sermayenin ekseriyetini temsil eden ortakların sayı itibariyle ekseriyeti, aleyhine takibat yapılan ortağın koymuş olduğu sermayenin hakiki bedelini alarak şirketten çıkarılmasına karar verirse” şirketin fesih ve tasfiye olunamayacağı biçiminde düzenlenmiştir. Bu durumda, 551. madde hükmünden farklı olarak ortaklıktan çıkarma için genel kurul tarafından alınacak karar gerekli ve yeterli olup ayrıca çıkarma kararı verilmesi için mahkemeye başvuru gerekmez. Davacı şirket, işbu davaya gerek olmaksızın fesih ve tasfiyesine engel olabileceğinden, işbu dava hukuksal yarardan yoksun olup davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekir.

Taraflar arasında görülen davada A…… 2. Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 10/06/2014 tarih ve 2012/286-2014/301 sayılı kararın YARGITAYca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ düşünüldü:

Davacı vekili, davalının ortaklık payının kendisinden alacaklı bulunan K… A.Ş. tarafından haczedildiğini, davalının ortaklık payını haczeden alacaklının şirketin feshini isteyeceğine dair A…… 3. İcra Müdürlüğü’nün 2011/1322 Esas sayılı dosyasından müvekkili şirkete ve ortaklarına ihbar yazısı gönderdiğini, şirketin feshinin istenmesinin şirket için telafisi zor zararlara sebebiyet vereceğinden 09/04/2012 tarih ve 43 numaralı kararla Mümin T.’ın ortaklıktan çıkarılması davası açılması için karar alındığını ileri sürerek, davalı ortak Mümin T.’ın haklı sebeplerle şirket ortaklığından çıkarılmasına karar verilmesini talep ve DAVA ETMİŞTİR.

Asli Müdahil K…… A.Ş. vekili, davalı Mümin T.’ın müvekkili şirkete borçlu olduğunu, davalı hakkında A…… 3. İcra Müdürlüğü’nün 2011/1322 esas sayılı dosyasıyla takip yapıldığını, bu dosyada borçlu Mümin T.’ın A…… Seyahat Ltd. Şti. hissesine, kar paylarına ve hakedişlerine haciz konulduğunu, ayrıca aynı hisse üzerinde borçlu tarafından müvekkil şirket lehine rehin hakkı tesis edildiğini, bu nedenle borçluya ait şirket hissesiyle ilgili yapılacak işlemler ve mahkeme tarafından verilecek kararların müvekkili şirketin hak ve alacaklarını doğrudan tümüyle etkileyeceğini belirterek, asli müdahale talebinin kabulüne karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.

Dahili davalılar Mehmet T., Ümit T. ve İsmail T. duruşmada alınan beyanlarında; murislerinin isteği doğrultusunda ortaklıktan çıkarılmayı kabul ettiklerini BEYAN ETMİŞLERDİR.

Mahkemece, iddia, savunma, benimsenen 17/03/2014 tarihli bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, 6762 sayılı TTK’nın 551/3 maddesi uyarınca ortakların muhik sebeplerden dolayı bir ortağın şirketten çıkarılmasını mahkemeden isteyebilecekleri, asli müdahilin davalı ortağın borcu nedeniyle şirketin tasfiyesini istediği davacının tasfiyesini engellemek amacıyla iş bu davayı açtığı, bu hususun muhik sebep teşkil edeceği, aynı yasanın 523 üncü maddesinde ise, limited ortaklığın infisahının önlenmesi hususunun düzenlendiği, ortağın gerçek payının hesap edilerek ödenmek üzere infisahın önlenmesi olanağı bulunduğu, şirketin hüküm tarihine en yakın tarihteki sermayesinin rayiç değerinin belirlenmesi amacıyla alınan 17/03/2014 tarihli rapora göre davalıların murisi Mümin T.’ın hissesinin karşılığının 283.958,33 TL olduğu, bu bedelin depo edilmesi için davacı vekiline süre verildiği, ancak davacı vekilinin belirtilen bedelin yatırılmayacağına dair beyanda bulunduğu gerekçesiyle, davanın reddine KARAR VERİLMİŞTİR.

Kararı, davacı vekili TEMYİZ ETMİŞTİR.

Dava, haklı nedenlerin varlığı iddiasına dayalı limited şirket ortaklığından çıkarılma İSTEMİNE İLİŞKİNDİR. Mahkemece, davalı ortağın borcu nedeniyle şirketin tasfiyesinin istenmesinin, ortağın şirketten çıkarılması bakımından muhik sebep teşkil edeceği belirtilerek, çıkarılma talebi hukuka uygun kabul edilerek, davalı ortağın ayrılma payı belirlenmiş ise de, bu bedelin depo edilmesi için davacı vekiline süre verilmesine rağmen, davacı vekilinin müvekkilinin istenilen parayı yatıramayacağını beyan ettiği gerekçesiyle, davanın reddine KARAR VERİLMİŞTİR.

6103 sayılı Yasa’nın 2/1 inci maddesi uyarınca, dava tarihi itibariyle olaya uygulanması gereken 6762 sayılı TTK’nın 551/2 nci maddesi gereğince limited şirket ortaklarının, haklı nedenin varlığı halinde ortaklıktan çıkarılmaları mahkemeden talep edilebilir ise de, somut olay incelendiğinde, alacaklı K… A.Ş tarafından işbu davada davalı gösterilen şirket ortağının payının haczettirilmesini müteakip şirketin tasfiyesinin isteneceğine dair ihbar yazısının şirkete ve tüm ortaklara gönderildiği, davacı şirketin de dava dilekçesinde ve sonraki beyanlarında işbu davayı şirketin fesih ve tasfiyesini engellemek amacıyla açtıklarını beyan ettikleri gözetildiğinde, davanın TTK’nın 551 inci maddesiyle ilgisi bulunmadığı, söz konusu vakıaya dayanılarak açılan bu davadaki istemin 6762 sayılı TTK’nın 523/4 üncü maddesiyle ilişkili olduğu AÇIKÇA ANLAŞILMAKTADIR.

Söz konusu kanun hükmü “Esas sermayenin ekseriyetini temsil eden ortakların sayı itibariyle ekseriyeti, aleyhine takibat yapılan ortağın koymuş olduğu sermayenin hakiki bedelini alarak şirketten çıkarılmasına karar verirse” şirketin fesih ve tasfiye olunamayacağı BİÇİMİNDE DÜZENLENMİŞTİR. Bu durumda, 551 inci madde hükmünden farklı olarak ortaklıktan çıkarma için genel kurul tarafından alınacak karar gerekli ve yeterli olup ayrıca çıkarma kararı verilmesi için mahkemeye başvuru gerekmez (bkz. Arslanlı, H., Domaniç, H., Limited Şirketler Hukuku ve Uygulaması, TTK Şerhi III, sh. 322, p.6 vd.).

Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 6100 sayılı HMK’da hukuki yarar dava şartı olarak kabul edilmiş olup, hukuk düzenince kabul edilmiş meşru bir yarar, gerek dava açıldığı sırada ve gerekse de yargılama süresince MEVCUT OLMALIDIR. Yukarıdaki açıklamalardan da anlaşılacağı üzere davacı şirket, işbu davaya gerek olmaksızın fesih ve tasfiyesine engel olabileceğinden, işbu dava hukuksal yarardan yoksun olup davanın dava şartı yokluğu nedeniyle reddi gerekirken, yazılı gerekçeyle reddi doğru olmamış ise de, temyiz edenin sıfatı da gözetilerek, sonucu itibariyle doğru olan hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar VERMEK GEREKMİŞTİR.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle yerel mahkeme kararının açıklanan değişik gerekçeyle ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 2,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 06/07/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan RESMİ BELGEDE SAHTECİLİK SUÇU başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.