Blog

iflas-ertelemeYargıtay Hukuk Genel Kurulu’nun 11.11.2015 tarihli 2014/9-1558 Esas ve  2015/2538 Karar sayılı ilamında özetle; dava, işçilik alacaklarının tahsili istemine ilişkindir. uyuşmazlık; işverence yapılan feshin geçerli nedene mi yoksa haklı nedene mi dayandığı; varılacak sonuca göre, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı noktasında toplanmaktadır. Davacı iş akdinin işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini iddia etmiştir. Davalı işveren ise davacının sigara kaçakçılığı yapması nedeni ile şirketin araçlarının x-ray cihazlarından geçirilmek zorunda bırakıldığını ve bu nedenle de masraf verildiğini, şirketin itibarının zarar gördüğünü, şirket sahiplerinin takibata maruz kalma riski ile karşılaştıklarını, iş akdinin bu gerekçelerle ile haklı nedenle feshedildiğini savunmuştur. Dosyada davacının sigara kaçakçılığı yaptığına dair 2004 yılına ait Slovenya gümrüğünde tutulmuş tutanak ile feshe asıl dayanak kılınan Almanya gümrük makamları tarafından tutulan tutanak mevcuttur. Bu masrafların davalı şirket tarafından ödendiği de belli değildir. Davacının iş akdi feshedildikten sonra aracı kullandığını beyan eden davalı tanığı; yurtdışındaki gümrüklerde aracın her seferinde x-ray cihazından geçirildiğini, Türkiye’de ise bazen x-ray cihazından geçirildiğini beyan etmekte ise de davalı taraf aracın hangi gümrüklerde x-ray cihazlarına sokulduğunu ortaya koyamamıştır. Davalı taraf aracı x-ray cihazından geçirmenin bir masraf teşkil ettiği ve bunun şirket tarafından karşılandığına dair dosyaya bir belge sunamadığı gibi bu eylemler neticesinde nakliyenin geciktiğini de kanıtlayabilmiş değildir. Davalı işveren nezdinde çalışan işçi olan tanık beyanlarına göre davacının iş akdinin feshi ölçülü değildir. Feshin geçerli nitelikte olabileceği ancak haklı nedene dayanmadığı gözetilerek kıdem ve ihbar tazminatları taleplerinin kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalıdır.

Taraflar arasındaki “işçilik alacakları” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda; Düzce İş Mahkemesince davanın kısmen kabulüne dair verilen 24.02.2011 gün ve 2007/436 E. 2011/84 K. sayılı kararın incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmesi üzerine, YARGITAY 9. Hukuk Dairesi’nin 11.09.2013 gün ve 2011/23644 E. 2013/22056 K. sayılı ilamı ile;

(…A) Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı işyerinde 1999 yılında tır şoförü olarak çalışmaya başladığını ve en son aylık ücretinin 1.500 TL olduğunu, ancak bordrolarda asgari ücret aldığının gösterildiğini, davacının günlük 13 saat çalışmasının olduğunu, çalıştığı süre boyunca hafta tatili, milli ve dini bayram çalışması ve yıllık izin karşılığında ücretlerinin ödenmediğini, 24 Nisan 2007 tarihinde hiçbir gerekçe gösterilmeden ve hiçbir ödeme yapılmadan işten çıkartıldığını iddia ederek fazla mesai ücreti, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, milli ve dini bayramlarla hafta tatili alacağının davalıdan tahsilini TALEP ETMİŞTİR.

B) Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının firmalarında şoför olarak çalıştığı sırada yıllık ücretli izinlerini kullandığını, hafta tatillerini kullandığını ve milli dini bayramlarda çalışmadığını, fazla çalıştığı günlerde izin kullandırıldığını, davacının firmaya ait araçla nakliye yaparken gerek Almanya’da gerek Bulgaristan’da sigara kaçakçılığı yaptığını ve bununla ilgili ceza aldığını, davacının bu suçu defalarca işlediği için aracın her defasında x-rey cihazına zorunlu olmadığı halde geçirildiğini ve buna ait masrafların firmalarına yüklendiğini, davacıya teslim edilen değerli yük ve aracı tehlikeye sokarak firma sahiplerinin yargılanmasına sebep olabilecek davranışlar yaptığını, davacının kusurlu ve kasti hareketleri nedeniyle haklı fesih koşullarının oluştuğunu ve işine son verildiğini savunarak davanın reddini TALEP ETMİŞTİR.

C) Yerel Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece davanın kısmen kabulüne KARAR VERİLMİŞTİR.

D) Temyiz:

Kararı davacı TEMYİZ ETMİŞTİR.

E) Gerekçe:

Taraflar arasında davacının iş akdinin feshinin haklı nedene dayanıp dayanmadığı hususunda UYUŞMAZLIK VARDIR.

Davacı iş akdinin işveren tarafından haksız ve bildirimsiz olarak feshedildiğini İDDİA ETMİŞTİR. Davalı işveren ise davacının sigara kaçakçılığı yapması nedeniyle şirketin araçlarının x-ray cihazlarından geçirilmek zorunda bırakıldığını ve bu nedenle de masraf verildiğini, şirketin itibarının zarar gördüğünü, şirket sahiplerinin takibata maruz kalma riskiyle karşılaştıklarını, iş akdinin bu gerekçelerleyle haklı nedenle FESHEDİLDİĞİNİ SAVUNMUŞTUR. Dosyada davacının sigara kaçakçılığı yaptığına dair 2004 yılına ait Slovenya gümrüğünde tutulmuş tutanakla feshe asıl dayanak kılınan Almanya gümrük makamları tarafından tutulan 11.04.2007 tarihli TUTANAK MEVCUTTUR. Bu tutanağa göre davacı bandrolsüz vaziyette 300 adet sigara yakalatmış ve kendisinden 130,80 € para haczedilmiş, ayrıca 56,74 € da vergi TAHSİL EDİLMİŞTİR. Bu masrafların davalı şirket tarafından ödendiği de BELLİ DEĞİLDİR. Davacının iş akdi feshedildikten sonra aracı kullandığını beyan eden davalı tanığı; yurtdışındaki gümrüklerde aracın her seferinde x-ray cihazından geçirildiğini, Türkiye’de ise bazen x-ray cihazından geçirildiğini beyan etmekte ise de davalı taraf aracın hangi gümrüklerde x-ray cihazlarına sokulduğunu ORTAYA KOYAMAMIŞTIR. Davalı taraf aracı x-ray cihazından geçirmenin bir masraf teşkil ettiği ve bunun şirket tarafından karşılandığına dair dosyaya bir belge sunamadığı gibi bu eylemler neticesinde nakliyenin geciktiğini de KANITLAYABİLMİŞ DEĞİLDİR. Davalı işveren nezdinde çalışan işçi olan tanık beyanlarına göre davacının iş akdinin feshi ÖLÇÜLÜ DEĞİLDİR. Feshin geçerli nitelikte olabileceği ancak haklı nedene dayanmadığı gözetilerek kıdem ve ihbar tazminatları taleplerinin kabulü yerine reddine karar verilmesi hatalıdır…)

gerekçesiyle bozularak dosya yerine geri çevrilmekle, yeniden yapılan yargılama sonunda, mahkemece önceki KARARDA DİRENİLMİŞTİR.

TEMYİZ EDEN: Davacı vekili

HUKUK GENEL KURULU KARARI

Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Dava, işçilik alacaklarının tahsili İSTEMİNE İLİŞKİNDİR.

Davacı vekili, davacının davalı işyerinde 1999 yılından itibaren tır şoförü olarak çalıştığını en son aylık ücretinin 1.500 TL olduğunu, ancak bordrolarda asgari ücret aldığının gösterildiğini, davacının günlük 13 saat haftada en az 90 saat çalışmasının olduğunu, iş yerinde 8 yıl 4 ay hizmeti bulunan davacının 24 Nisan 2007 tarihinde hiçbir gerekçe gösterilmeden ve hiçbir ödeme yapılmadan işten çıkartıldığını belirterek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, fazla mesai, yıllık ücretli izin ve ulusal bayram ve genel tatil ücretlerinden oluşan işçilik alacaklarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.

Davalı vekili; davacının firmalarında şoför olarak çalıştığı sırada yıllık ücretli izinlerini kullandığını, hafta tatillerini kullandığını ve milli dini bayramlarda çalışmadığını, fazla çalıştığı günlerde izin kullandırıldığını, davacının firmaya ait araçla nakliye yaparken gerek Almanya’ da gerek Bulgaristan da sigara kaçakçılığı yaptığını ve bununla ilgili ceza aldığını, davacının bu suçu defalarca işlediği için kusurlu ve kasti hareketleri nedeniyle haklı fesih koşullarının oluştuğunu ve işine son verildiğini belirterek davanın REDDİNİ SAVUNMUŞTUR.

YEREL MAHKEMECE, davacının iş sözleşmesinin 4857 sayılı Yasanın 25/II-e maddesi gereğince işverenin güvenini kötüye kullanması nedeniyle davalı işveren tarafından haklı nedenle fesh edildiği, bu nedenle kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanmadığı, ancak fazla mesai ücreti ve yıllık ücretli izin alacağı talebinin kabulü gerektiği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne dair verilen karar davacı vekilinin temyizi üzerine, Özel Dairece yukarda açıklanan gerekçelerle bozulmuş; mahkemece önceki KARARDA DİRENİLMİŞTİR. Direnme kararını davacı vekili TEMYİZE GETİRMEKTEDİR.

Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık; işverence yapılan feshin geçerli nedene mi yoksa haklı nedene mi dayandığı; varılacak sonuca göre, davacının kıdem ve ihbar tazminatına hak kazanıp kazanamayacağı NOKTASINDA TOPLANMAKTADIR.

Tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dosyadaki tutanak ve kanıtlara, bozma kararında açıklanan gerektirici nedenlerle Özel Daire bozma KARARI YERİNDEDİR.

Hukuk Genel Kurulunda yapılan görüşmeler sırasında, bir kısım üyelerce, iş sözleşmesinin feshine asıl dayanak kılınan Almanya gümrük makamları tarafından tutulan 11.04.2007 tarihli tutanağa göre bandrolsüz vaziyette 300 adet sigara yakalatmış ve kendisinden 130,80 Euro para haczedilmiş, ayrıca 56,74 Euro da vergi tahsil edilen davacının eyleminin, 4857 sayılı İş Kanununun 25 inci maddesinin “Ahlak ve iyi niyet kurallarına uymayan haller ve benzerleri” başlıklı II. fıkrasına uygun olduğu, işçinin bu davranışı sonucunda işverenin bir ödeme yapmış olması ya da nakliyenin gecikmiş olması gibi maddi zarara uğramış olmasına ilişkin bir şart aranmasının maddenin ruhuna uymadığı; zira işçi tarafından gerçekleştirilen bu türlü bir eylemin gerçekleştirilmiş olmasının zaten tek başına 4857 sayılı Yasanın 25/II-e maddesi uyarınca işveren açısından haklı fesih sebebi olduğundan kıdem ve ihbar tazminatı isteminin reddine dair yerel mahkeme kararının yerinde olduğu görüşü ileri sürülmüş ise de, bu görüş Kurul çoğunluğunca yukarıda Özel Daire bozma kararında gösterilmiş olan nedenlerle benimsenmemiştir.

O halde, Hukuk Genel Kurulu’nca da benimsenen Özel Daire bozma kararına uyulması gerekirken, önceki kararda direnilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan direnme KARARI BOZULMALIDIR.

SONUÇ: Davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle direnme kararının Özel Daire bozma kararında gösterilen nedenlerden dolayı BOZULMASINA, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine 11.11.2015 tarihinde yapılan ikinci görüşmede OYÇOKLUĞUYLA KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan BOŞANMADA EŞYA VE ZİYNET ALACAĞI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.