Yargıtay 22. Hukuk Dairesi’nin 14.12.2015 2015/6303 Esas ve 2015/34351 Karar sayılı dosyada özetle; işçinin, iş sözleşmesini emeklilik nedenine dayalı olarak feshetmesine rağmen, başka bir işte çalışmaya başlamasının yasal hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı uyuşmazlığın çözümü açısından tartışılması gereken noktayı oluşturmaktadır. İşçinin emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini feshetmesinden kısa bir süre sonra, yeniden çalışmasını gerektirecek durumlar ortaya çıkabileceği gibi işçinin bu hakkını kendisi için daha olumlu sonuçlar doğurabileceğini düşündüğü bir başka işyerinde çalışma amacı ile de kullanması mümkündür. Sosyal Güvenlik Hukuku alanında, yaş koşulunu da gerçekleştirmek sureti ile emekli olan işçilere sigorta destek primi ödeyerek çalışma imkanı tanındığı da dikkate alındığında, 1475 sayılı İş Kanunun 14/1-5. maddesindeki düzenleme açısından, kanun koyucunun amacının işçinin çalışma yaşamını aktif olarak sonlandırması olduğundan bahsedilemez. Çalışmakta olduğu iş yerinde yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılı ile prim ödeme süresine ilişkin yükümlülüklerin tamamlayan işçinin, kendisi için çalışma koşullarının daha olumlu olduğunu düşündüğü bir işyerinde çalışma amacı ile bu hakkını kullanması halinde Medeni Kanunun 2. maddesinde öngörülen dürüstlük kuralına aykırı davrandığı kabul edilemez. Yasa ile tanınmış emeklilik nedeni ile fesih hakkının kullanması ile birlikte kıdem tazminatına hak kazanılacağının kabulü gerekir.
Davacı, kıdem tazminatı alacağının ödetilmesine karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.
Mahkeme, isteğin reddine KARAR VERMİŞTİR.
Hüküm süresi içinde davacı avukatı tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi G. Yılmaz tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin başvurusu üzerine düzenlenen Sosyal Güvenlik Kurumunun 27.12.2013 tarihli yazısıyla müvekkilinin 15 yıl sigortalılık ve 3600 prim ödeme gün sayısını doldurduğunu ve kıdem tazminatını almaya hak kazandığının tespit edildiğini, bunun üzerine müvekkilinin iş akdini feshettiğini ancak kıdem tazminatının ödenmediği ileri sürerek kıdem tazminatı alacağının tahsiline karar verilmesini TALEP ETMİŞTİR.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddine karar verilmesini TALEP ETMİŞTİR.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, davacının işyerinden ayrılma sebebinin koşullarının daha iyi olduğunu düşündüğü başka bir işverenle anlaşmak olduğu, yaşlılık aylığının sadece görünen bir sebep olarak ileri sürüldüğü gerekçeleriyle davanın reddine KARAR VERİLMİŞTİR.
Temyiz:
Kararı davacı TEMYİZ ETMİŞTİR.
Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 120. maddesi yollamasıyla, halen yürürlükte olan mülga 1475 s. Kanun’un 14 üncü maddesinin birinci fıkrasının dördüncü bendinde, işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik veya malullük aylığı yahut toptan ödeme almak amacıyla ayrılması halinde, kıdem tazminatına hak kazanılabileceği HÜKME BAĞLANMIŞTIR. O halde anılan hüküm uyarınca, fesih bildiriminde bulunulabilmesi için işçinin bağlı bulunduğu kurum veya sandıktan yaşlılık, emeklilik, malullük ya da toptan ödemeye hak kazanmış OLMASI ŞARTTIR.
4447 s. Kanun’un 45 inci maddesiyle mülga 1475 s. Kanun’un 14 üncü maddesinin birinci fıkrasına (5) numaralı BENT EKLENMİŞTİR. Anılan hükme göre, işçinin emeklilik konusunda yaş hariç diğer kriterleri yerine getirmesi halinde kendi isteğiyle işten ayrılması İMKANI TANINMIŞTIR. Başka bir anlatımla, sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamlayan işçi, yaş koşulu sebebiyle emeklilik hakkını kazanamamış olsa da, anılan bent gerekçe gösterilmek suretiyle işyerinden ayrılabilecek ve kıdem tazminatına HAK KAZANABİLECEKTİR. Ancak, işçinin işyerinden ayrılmasının yaş hariç emekliliğe dair diğer kriterleri tamamlaması üzerine çalışmasını sonlandırması şeklinde gelişmesi ve bu durumu işverene BİLDİRMESİ GEREKİR.
Dosya içeriğinden, davacının, iş sözleşmesini yaş dışında yaşlılık aylığı bağlanması için öngörülen sigortalılık süresini ve prim ödeme gün sayısını tamamladığı gerekçesiyle FESHETTİĞİ ANLAŞILMAKTADIR. Sosyal Güvenlik Kurumunun 27.12.2013 tarihli yazısı ile de davacının 15 yıl ve 3600 gün sigortalılık süresini DOLDURDUĞU SABİTTİR.
İşçinin, iş sözleşmesini emeklilik nedenine dayalı olarak feshetmesine rağmen, başka bir işte çalışmaya başlamasının yasal hakkın kötüye kullanımı olup olmadığı uyuşmazlığın çözümü açısından tartışılması gereken NOKTAYI OLUŞTURMAKTADIR.
İşçinin emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini feshetmesinden kısa bir süre sonra, yeniden çalışmasını gerektirecek durumlar ortaya çıkabileceği gibi işçinin bu hakkını kendisi için daha olumlu sonuçlar doğurabileceğini düşündüğü bir başka işyerinde çalışma amacı ile de KULLANMASI MÜMKÜNDÜR. Sosyal Güvenlik Hukuku alanında, yaş koşulunu da gerçekleştirmek suretiyle emekli olan işçilere sigorta destek primi ödeyerek çalışma imkanı tanındığı da dikkate alındığında, 1475 sayılı İş Kanunun 14/1-5 inci maddesindeki düzenleme açısından, kanun koyucunun amacının işçinin çalışma yaşamını aktif olarak sonlandırması olduğundan bahsedilemez.
Çalışmakta olduğu iş yerinde yıpranmış olan ve bu arada sigortalılık yılıyla prim ödeme süresine ilişkin yükümlülüklerin tamamlayan işçinin, kendisi için çalışma koşullarının daha olumlu olduğunu düşündüğü bir işyerinde çalışma amacı ile bu hakkını kullanması halinde Medeni Kanunun 2 nci maddesinde öngörülen dürüstlük kuralına aykırı davrandığı kabul edilemez. Yasayla tanınmış emeklilik nedeniyle fesih hakkının kullanmasıyla birlikte kıdem tazminatına hak kazanılacağının KABULÜ GEREKİR. İşçinin hangi amaçla bu hakkı kullandığı, kıdem tazminatına hak kazanması açısından önem ARZ ETMEMEKTEDİR.Yukarıda açıklanan maddi ve hukuki olgular karşısında, kıdem tazminatı isteminin kabulüne karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.
Sonuç:
Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine 14.12.2015 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
Bir önceki yazımız olan BOŞANMADA MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.