Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 03.11.2015 tarihli 2015/3287 Esas ve 2015/20140 Karar sayılı kararında özetle; Mahkemece, davalı-davacı kadının eşini sosyal ortamlardan uzak tuttuğu,eşine hakaret ettiği,eşinin akrabalarına saygı göstermediği, davacı-davalı erkeğin de, kadını ve çocukları bırakarak evden gittiği, ortak çocukları ve eşiyle ilgilenmediği,başka bir kadınla güven sarsıcı davranışta bulunduğu belirtilerek taraflar eşit kusurlu kabul edilip, davalı-davacı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ise de, toplanan delillerden; davalı-davacı kadının eşini sosyal ortamlardan uzak tuttuğu ve eşinin akrabalarına saygı göstermediğinin kanıtlanamadığı ancak eşine hakaret ettiği, davacı-davalı erkeğin ise, mahkemece kabul edilen kusurlu davranışlarının gerçekleştiği anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun kabulü gerekir. Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davalı-davacı kadın tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlarla nafakaların miktarı yönünden; davacı-davalı erkek tarafından ise davalı-davacı kadına verilen nafakalar, müşterek çocuklara verilen nafakaların miktarı ve ziynet eşyası alacağı yönünden temyiz edilerek; temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılması istenilmekle; duruşma için belirlenen 3.11.2015 günü duruşmalı temyiz eden davalı-davacı B.Y. vekili Av. geldi. Karşı taraf temyiz eden davacı-davalı E.Y. ve vekilleri gelmedi. Karşı taraf vekili Av.’ın başka mahkemelerde olan duruşmaları sebebiyle duruşmaya katılamayacağına ilişkin maazeret dilekçesi verdiği, E.Y.’nın başka vekillerinin de olduğu anlaşılmakla mazeret kabul edilmeyerek, gelenin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için duruşmadan sonraya bırakılması uygun görüldü. Bugün dosyadaki bütün kağıtlar okunup GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, tarafların aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz İTİRAZLARI YERSİZDİR.
2-Mahkemece, davalı-davacı kadının eşini sosyal ortamlardan uzak tuttuğu,eşine hakaret ettiği,eşinin akrabalarına saygı göstermediği, davacı-davalı erkeğin de, kadını ve çocukları bırakarak evden gittiği, ortak çocukları ve eşiyle ilgilenmediği,başka bir kadınla güven sarsıcı davranışta bulunduğu belirtilerek taraflar eşit kusurlu kabul edilip, davalı-davacı kadının tazminat taleplerinin reddine karar verilmiş ise de, toplanan delillerden; davalı-davacı kadının eşini sosyal ortamlardan uzak tuttuğu ve eşinin akrabalarına saygı göstermediğinin kanıtlanamadığı ancak eşine hakaret ettiği, davacı-davalı erkeğin ise, mahkemece kabul edilen kusurlu davranışlarının GERÇEKLEŞTİĞİ ANLAŞILMAKTADIR. Gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacı-davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunun KABULÜ GEREKİR. Hal böyleyken, tarafların eşit kusurlu kabulü ve bu hatalı kusur belirlemesine bağlı olarak davalı-davacı kadının maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.
3-Mahkemece; bilirkişi tarafından belirlenen toplam bedellerine hükmedilen ziynetlerin, nitelikleri ve ayrı ayrı değerleri HÜKÜMDE GÖSTERİLMEMİŞTİR.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 297 nci maddesinin (2). fıkrasında: hükmün sonuç kısmında gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği, aynı Yasanın 298 inci maddesinin (2.) fıkrasında da, gerekçeli kararın, tefhim edilen hükme aykırı olamayacağı HÜKME BAĞLANMIŞTIR. Bu düzenlemeye göre; Dava dilekçesi, bilirkişi raporu gibi herhangi bir belgeye atıf yapılarak hüküm kurulamaz. Gerek tefhim edilen ve zabıtla belirlenen kararda, gerekse buna uygun düzenlenmesi zorunlu gerekçeli kararda hüküm altına alınan eşyanın cins, nitelik, miktar ve değerlerinin ayrı ayrı gösterilmesi ve taraflara yüklenen borç ile tanınan hakkın infazda güçlük çıkarmayacak biçimde BELİRTİLMESİ GEREKİR. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve YASAYA AYKIRIDIR.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. ve 3. bentlerde gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, hükmün bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda l. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 1100.00 TL. vekalet ücretinin Ercan’dan alınıp duruşmaya gelen Billur’a verilmesine, temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.03.11.2015
Ankara boşanma avukatı sayfamızı ziyaret ederek daha detaylı bilgi alabilirsiniz.
Bir önceki yazımız olan İŞE İADE DAVASINDA FESHİN GEÇERSİZLİĞİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.