Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 30.11.2015 tarihli 2015/16958 Esas ve 2015/21471 Karar sayılı ilamında özetle; mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır. Eşler, 17.05.1990 tarihinde evlenmiş, 12.10.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir. Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı, bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. Tasfiyeye konu araç, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 15.06.2005 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir, davalının OYAK emeklilik maaş sisteminde boşanma dava tarihinde 130.600,00 TL rezervi bulunmaktadır. OYAK emeklilik sisteminde, pirimlerin tahsilinde kamu gücü kullanıldığından ve kamusal amacı doğrultusunda sosyal rizikonun bir başka deyişle yaşlılık gerçekleşmesiyle ödeme yapıldığından TMK’nun 228/2 maddesi uygulanır. Davalının Oyak’taki emekli maaş sistemi üzerindeki hakkı üzerinden alacağa hükmedilmişse de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesap, Kanuna uygun şekilde yapılmamıştır. Mahkemece, TMK’nun 228/2. maddesinde gösterilen usulde hesaplama yapılması için önceki bilirkişiden ek rapor alınması, bu şekilde sonuca gidilemediği takdirde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak, gerçekleşecek sonuca göre, OYAK emekli maaş sistemindeki alacak hakkında bir karar verilmesi gerekir.
Sevgi K. ile Tuncay K. aralarındaki Katılma Alacağı davasının kabulüne dair İzmir 8. Aile Mahkemesi’nden verilen 10.12.2013 gün ve 258/876 sayılı hükmün YARGITAY’ca incelenmesi davalı tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili, evlilik birliği içinde edinilen araç ve OYAK’ta bulunan tasarruf nedeniyle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 7.000,00 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesini talep ve DAVA ETMİŞTİR. Davacı talep miktarını ıslah yoluyla toplam 27.654,21 TL ÇIKARMIŞTIR.
Davalı vekili, Oyak’tan kendisine bir ödeme yapılmadığı, devam eden kredi borçlarının bulunduğu gerekçesiyle açılan davanın REDDİNİ SAVUNMUŞTUR.
Mahkemece, araç ve OYAK’ta bulunan tasarruf nedeniyle toplam 27.654,21 TL katılma alacağının davalıdan alınarak davacıya verilmesine KARAR VERİLMİŞTİR. Hüküm, davalı tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
1- Toplanan deliller ve tüm dosya kapsamından; dosya muhtevasına, dava evrakıyla yargılama tutanakları münderecatına ve mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine, takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına göre, davalının aşağıdaki 2. bent kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,
2- Davalının OYAK emeklilik maaş sistemindeki hakkı yönünden temyiz itirazlarına gelince;
Maddi olayları ileri sürmek taraflara, hukuki nitelendirme yapmak ve uygulanacak kanun maddelerini belirlemek hakime aittir (6100 sayılı HMK m. 33). İddianın ileri sürülüş şekline göre dava, artık değere katılma alacağı İSTEĞİNE İLİŞKİNDİR.
Mal rejiminin devamı süresince, bir eşin sahip olduğu edinilmiş malda, diğer eşin artık değerin yarısı oranında katılma alacak HAKKI VARDIR. Artık değere katılma alacağı; eklenecek değerlerden (TMK m.229) ve denkleştirmeden (TMK m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere, eşin edinilmiş mallarının (TMK m. 219) toplam değerinden, bu mallara ilişkin borçlar çıktıktan sonra kalan artık değerin (TMK m. 231) yarısı üzerindeki diğer eşin alacak hakkıdır (TMK m. 236/1). Katılma alacağı Yasa’dan kaynaklanan bir hak olup, bu hakkı talep eden eşin gelirinin olmasına veya söz konusu mal varlığının edinilmesine, iyileştirilmesine ya da korunmasına katkıda bulunulmasına GEREK YOKTUR.
Artık değere katılma alacak miktarı hesaplanırken, mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olan malların, bu tarihteki durumlarına göre, ancak tasfiye tarihindeki sürüm(rayiç) değerleri esas alınır (TMK m. 227/1, 228/1, 232 ve 235/1). YARGITAY uygulamalarına göre, tasfiye tarihi KARAR TARİHİDİR.
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimse, iddiasını ispat ETMEKLE YÜKÜMLÜDÜR. Eşlerden hangisine ait olduğu ispat edilemeyen mallar onların paylı mülkiyetinde sayılır. Bir eşin bütün malları, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edilir (TMK m. 222).
4721 sayılı TMK’nun “edinilmiş mallar” başlıklı 219 uncu maddesinin 2 nci fıkrasında, sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurum ve kuruluşlarının veya personele yardım amacıyla kurulan sandık ve benzerlerinin yaptığı ödemelerin edinilmiş mal grubundan sayıldığı belirtilmiştir. 228/2 nci madde de ise, eşlerden birine sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumlarınca yapılmış olan toptan ödemeler veya iş gücünün kaybı dolayısıyla ödenmiş olan tazminat, toptan ödeme veya tazminat yerine ilgili sosyal güvenlik veya sosyal yardım kurumunca uygulanan usule göre ömür boyunca irat bağlanmış olsaydı, mal rejiminin sona erdiği tarihte bundan sonraki döneme ait iradın peşin sermayeye çevrilmiş değeri ne olacak idiyse, tasfiyede o miktarda kişisel mal olarak hesaba katılacağı hükmüne YER VERİLMİŞTİR.
Mal rejiminin devamı sırasında, sosyal yardım kurum ve kuruluşlarından (OYAK emekli maaş sistemi) toptan ödenme yapılması durumunda; öncelikle ödeme tarihi itibarıyla PMF(population masculin feminin) tablosundan yararlanılarak, emekli olan eşin ortalama bakiye yaşam süresi bulunarak, ödeme günlük irat şeklinde yapılsaydı her bir güne karşılık gelen miktar saptanır. Bundan sonra, irat şeklindeki günlük ödeme miktarı, mal rejiminin sona erdiği 12.10 2011 tarihinden sonraki kalan günlerle çarpılarak, bulunacak bu miktarın peşin sermayeye çevrilmiş değeri hesaplanır.
Mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden ödemenin açıklanan yöntemle hesaplanan peşin sermaye çevrilmiş değeri, emekli olan eşin kişisel malı sayılır. Sosyal yardım kurum ve kuruluşlarından yapılan toplam ödemenin, kişisel mal sayılan bu miktar (mal rejiminin sona ermesinden sonraki döneme isabet eden günlük irat şeklindeki toplam ödemelerin peşin sermayeye çevrilmiş değeri) çıkarıldıktan sonra, kalan miktar edinilmiş mal kabul edilerek tasfiyeye sırasında göz önünde bulundurulur.
Sosyal yardım kurum ve kuruluşlarından yapılan ödemenin, tasfiyeye konu edilmesi için mal rejiminin sona erdiği sırada mevcut olması (TMK’nun 235/1) ya da bu para kullanılarak başka bir malvarlığına SAHİP OLUNMALIDIR. Söz konusu gelir, kullanılarak satın alınan malvarlıkların tasfiyesinde de aynı kurallar GEÇERLİ OLACAKTIR.
Yukarıdaki değer tespiti, belirleme ve hesaplamaların yapılabilmesi için gerek görülürse konusunun uzmanı bilirkişi veya bilirkişilerden de YARDIM ALINMALIDIR.
Somut olaya gelince; eşler, 17.05.1990 tarihinde evlenmiş, 12.10.2011 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, KESİNLEŞMESİYLE BOŞANMIŞLARDIR. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (TMK m. 225/son). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden 4721 sayılı TMK’nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihine kadar mal ayrılığı (743 sayılı TKM m. 170), bu tarihten mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar ise, edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4722 sayılı yasanın m. 10, TMK m. 202/1). Tasfiyeye konu araç, eşler arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu 15.06.2005 tarihinde satın alınarak, davalı eş adına tescil edilmiştir, davalının OYAK emeklilik maaş sisteminde boşanma dava tarihinde 130.600,00 TL REZERVİ BULUNMAKTADIR. OYAK emeklilik sisteminde, pirimlerin tahsilinde kamu gücü kullanıldığından ve kamusal amacı doğrultusunda sosyal rizikonun (yaşlılık) gerçekleşmesiyle ödeme yapıldığından TMK’nun 228/2 maddesi uygulanır.
Mal rejiminin tasfiyesinde eşlerin bağlı bulunduğu rejime ilişkin hükümler uygulanır (TMK m. 179).
Yukarda açıklanan yasal düzenleme ve ilkeler uyarınca yapılan incelemede;
Mahkemece, davalının Oyak’taki emekli maaş sistemi üzerindeki hakkı üzerinden alacağa hükmedilmişse de, hükme esas alınan bilirkişi raporunda yapılan hesap, Kanuna uygun ŞEKİLDE YAPILMAMIŞTIR. Mahkemece, TMK’nun 228/2 nci maddesinde gösterilen usulde hesaplama yapılması için önceki bilirkişiden ek rapor alınması, bu şekilde sonuca gidilemediği takdirde yeni bir bilirkişi incelemesi yaptırılarak, gerçekleşecek sonuca göre, OYAK emekli maaş sistemindeki alacak hakkında bir karar verilmesi gerekirken; eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmamış, BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarda 2. bentte gösterilen sebeplerle 6100 sayılı HMK’nun Geçici 3 üncü maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK’nun 428 inci maddesi uyarınca BOZULMASINA; Yukarda 1. bentte gösterilen sebeplerle davalının temyiz itirazlarının ise REDDİNE, ve taraflarca HUMK’nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK’nun 440/I maddeleri gereğince YARGITAY Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 471,00 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davalıya iadesine, 30.11.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Bir önceki yazımız olan AİLE KONUTU başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.