Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 30.11.2015 tarihli 2015/15035 Esas ve 2015/22655 Karar sayılı ilamında özetle; eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutu ile ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir (TMK. m. 194). Kanundan da anlaşıldığı üzere, aile konutunun üzerindeki hakkın sınırlandırılması sonucunu doğuran ipotek işlemine karşı malik olmayan eş dava açabilir. Malik olan eşin kendisinin yaptığı işlem ile ilgili olarak bu davayı açması dürüstlük kuralına uygun düşmez. (TMK. md. 2). O halde, mahkemece davacının ipoteğin kaldırılması davasının reddine karar verilmesi doğru olmakla birlikte, davacının dava açma hakkı bulunmadığı gözetilmeden işin esasının incelenmesi doğru olmamıştır.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı, tapuda kendisinin adına kayıtlı olan ve aile konutu niteliğinde olan taşınmazı davalı banka lehine ipotek olarak verdiğini, bu işlemde davalı malik olmayan eşinin rızasının bulunmadığını belirterek ipoteğin kaldırılmasını TALEP ETMİŞTİR. Mahkemece, davalı bankanın özen yükümlülüğünü yerine getirdiği gerekçesiyle davacının davasının reddine KARAR VERİLMİŞTİR.
Eşlerden biri, diğer eşin açık rızası bulunmadıkça, aile konutuyla ilgili kira sözleşmesini feshedemez, aile konutunu devredemez veya aile konutu üzerindeki hakları sınırlayamaz. Rızayı sağlayamayan veya haklı bir sebep olmadan kendisine rıza verilmeyen eş, hakimin müdahalesini isteyebilir. Aile konutu olarak özgülenen taşınmaz malın maliki olmayan eş, tapu kütüğüne konutla ilgili gerekli şerhin verilmesini isteyebilir (TMK. m. 194). Kanunun açık metninden de anlaşıldığı üzere, aile konutunun üzerindeki hakkın sınırlandırılması sonucunu doğuran ipotek işlemine karşı malik olmayan eş dava açabilir. Malik olan eşin kendisinin yaptığı işlemle ilgili olarak bu davayı açması dürüstlük kuralı ile de bağdaşmaz (TMK. md. 2). O halde, mahkemece davacının ipoteğin kaldırılması davasının reddine karar verilmesi doğru olmakla birlikte, davacının dava açma hakkı bulunmadığı gözetilmeden işin esasının incelenmesi DOĞRU OLMAMIŞTIR. Ancak davanın reddine dair hüküm sonucu itibarıyla doğru olduğundan ret gerekçesinin açıklanan şekilde değiştirilerek ve düzeltilerek onanmasına karar vermek gerekmiştir (HUMK.md.438/son).
Bir önceki yazımız olan KESİNLEŞEN İCRA TAKİBİ NEDENİYLE KİRALANANIN TAHLİYESİ İSTEMİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.