Blog

222A0518Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece;” mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle 2659 sayılı Yasanın 7. ve 16. maddesi gereğince miras bırakanın Adli tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden elde edilen raporla akit tarihi itibariyle ehliyetli olduğu anlaşılmakla davanın bu iddia yönünden reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir isabetsizlik yoktur. Ancak, davada ehliyetsizlik hukuksal nedeninin yanında hile, hata ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine de dayanıldığı dava dilekçesi kapsamıyla sabittir. Hemen belirtilmelidir ki; bir davada birden çok nedene dayanılmasında yasal bir engel bulunmamaktadır. Mahkemece önceden kurulan kararın ehliyetsizlik nedeni ile bozulmuş olmasının altında yatan gerçek ehliyetsizliğin kamu düzeni ile ilgili olması ve öncelikle araştırılması zorunluluğundan kaynaklanmaktadır. Bozma kararında da sadece bu yöne değinilmiş olması diğer iddialar bakımından bir inceleme yapılmaması gerektiği veya bu isteklerden vazgeçildiği veyahut da kesinleştiği şeklinde değerlendirilemez. Hal böyle olunca; mahkemece diğer iddialar bakımından da hükme elverişli olacak şekilde taraf delillerinin iddia ve savunma doğrultusunda toplanması gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekir.

Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;

Davacı, mirasbırakan Fatma Atlı’nın kayden maliki olduğu 78 ada 56 parsel sayılı taşınmazı ölünceye kadar bakma akdi ile, birleşen dava da ise, 47 ada 17 parsel sayılı taşınmazdaki payını ve eşi Mehmet Atlı’dan intikal edecek tüm miras paylarını vasiyetname yoluyla oğlu olan davalıya temlik ettiğini, davalının yaşlılık aylığı bağlatmak bahanesiyle kandırarak adına devrini sağladığını, murisin bu temliklerden sonra vesayet altına alındığını, akit tarihinde de akli melekelerinin yerinde olmadığını, temlikin mirastan mahrum etme amacıyla yapıldığını, davalının murisin akıl zayıflığından ve yaşlılığından yararlandığını, temlik işlemlerinin ehliyetsizlik, hata, hile ve muris muvazaası hukuksal nedeniyle yolsuz olduğunu ileri sürerek tapu kaydının miras payı oranında iptaliyle adına tescilini, olmadığı taktirde tenkisini ve vasiyetnamenin iptaline karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.

Davalı, dava konusu taşınmazın temlikinin ölünceye kadar bakım koşuluyla yapıldığını, bakım yükümlülüğünü yerine getirdiğini, murisin devir tarihlerinde fiil ehliyetine haiz olup, iradesine uygun temlikler yapıldığını, davacının murise gereken sevgi ve ilgiyi göstermediği gibi murise karşı etkili eylem suçundan da Fatsa Sulh Ceza Mahkemesinde yargılanıp mahkumiyetine karar verildiğini belirterek davanın REDDİNİ SAVUNMUŞTUR.

Davanın reddine ilişkin olarak verilen karar, Dairece;” mahkemece hükmüne uyulan bozma ilamında belirtildiği şekilde araştırma ve inceleme yapılmak suretiyle 2659 sayılı Yasanın 7. ve 16 ncı maddesi gereğince miras bırakanın Adli tıp Kurumu 4. İhtisas Dairesinden elde edilen raporla akit tarihi itibariyle ehliyetli olduğu anlaşılmakla davanın bu iddia yönünden reddine karar verilmiş olmasında kural olarak bir İSABETSİZLİK YOKTUR. Ancak, davada ehliyetsizlik hukuksal nedeninin yanında hile, hata ve muris muvazaası hukuksal nedenlerine de dayanıldığı dava dilekçesi KAPSAMIYLA SABİTTİR. Hemen belirtilmelidir ki; bir davada birden çok nedene dayanılmasında yasal bir ENGEL BULUNMAMAKTADIR.

Mahkemece önceden kurulan kararın ehliyetsizlik nedeniyle bozulmuş olmasının altında yatan gerçek ehliyetsizliğin kamu düzeniyle ilgili olması ve öncelikle araştırılması ZORUNLULUĞUNDAN KAYNAKLANMAKTADIR. Bozma kararında da sadece bu yöne değinilmiş olması diğer iddialar bakımından bir inceleme yapılmaması gerektiği veya bu isteklerden vazgeçildiği veyahut da kesinleştiği şeklinde değerlendirilemez. Hal böyle olunca; mahkemece diğer iddialar bakımından da hükme elverişli olacak şekilde taraf delillerinin iddia ve savunma doğrultusunda toplanması gerekli araştırma ve incelemenin yapılması, hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsizdir” gerekçesiyle bozulması üzerine bozma ilamına uyularak mahkemece, davanın kabulüne, birleşen davada karar verilmesine yer olmadığına KARAR VERİLMİŞTİR.

Karar, davalı tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 27.01.2015 Salı günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden vekili Avukat Hayati Yılmazla temyiz edilen vekili Avukat Hacıbey Dilek geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi Emine Solmazlar tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

-KARAR-

Hükmüne uyulan bozma kararında, gösterildiği şekilde işlem yapılarak KARAR VERİLMİŞTİR. davalının temyiz itirazı YERİNDE DEĞİLDİR. Reddiyle usul ve yasaya ve bozma kararının gerekçelerine uygun olan hükmün ONANMASINA, 31.12.2014 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesinin 14 üncü maddesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 1.100.00.-TL. duruşma vekalet ücretinin temyiz edenden alınmasına ve aşağıda yazılı 2.793.96.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 27.01.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan KİRALANANIN KÖTÜ KULLANIMINDAN KAYNAKLANAN HASAR BEDELİNİN TAHSİLİ İSTEMİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.