Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 29.01.2015 tarihli 2014/6044 esas 2015/993 numaralı kararı özetle;
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 316 (818 Sayılı Borçlar Kanununun 256.) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. (818 Sayılı Borçlar Kanununun 266.) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı hali ile kiralayana teslim etmekle yükümlü olup kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla kiralananda meydana gelen eskimelerden ve bozulmalardan sorumlu değildir. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin olacağı kuşkusuzdur. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda genel olarak taşınmazda hor kullanımdan kaynaklanan hasar oluştuğu belirtilmesine rağmen raporda belirtilen hasar kalemlerinin her biri için ayrı ayrı değerlendirme yapılmadığı gibi, kiralananın tahliye edildiği tarih esas alınarak bu tarihe göre hesaplama yapılması gerekirken 2013 yılı piyasa rayiçleri esas alınarak hasar bedelinin belirlendiği anlaşılmaktadır. O halde mahkemece, davaya konu edilen hasar kalemlerinin hor kullanmadan mı yoksa normal kullanmadan mı kaynaklandığı ve tahliye tarihi itibarıyla taşınmazda hor kullanmadan kaynaklanan hasar bedelinin ne kadar olduğu hususlarında denetime elverişli bilirkişi raporu alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekir.
Dava, kiralananın kötü kullanımından kaynaklanan hasar bedelinin tahsili İSTEMİNE İLİŞKİNDİR. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmesi üzerine hüküm davalı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalının müvekkiline ait taşınmazda 01/01/1999 başlangıç tarihli kira sözleşmesiyle kiracı iken taşınmazı 01/04/2011 tarihinde tahliye ederek hasarlı bir şekilde teslim ettiğini, yapılan delil tespiti sonucunda hazırlanan bilirkişi raporunda taşınmazın kötü kullanımından kaynaklanan hasarların 18.500 TL ye giderilebileceğinin tespit edildiğini belirterek 18.500 TL hasar bedelinin teslim tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini TALEP ETMİŞTİR. Davalı vekili müvekkiline sözleşmeyle tadilat yapma yetkisi verildiğini, bina bakımının davacıya ait bir yükümlülük olduğunu, taşınmazın 12 yıl kullanılması sonucunda yıpranmasının doğal olduğunu, davacı tarafından yaptırılan delil tespitinde belirlenen hasar kalemlerinin normal kullanımdan mı yoksa hor kullanımdan mı kaynaklandığının tespit edilmediğini, belirterek davanın REDDİNİ SAVUNMUŞTUR. Mahkemece yapılan yargılama sırasında mahallinde keşif yapılarak bilirkişi raporu alınmış olup hükme esas alınan bilirkişi raporunda taşınmazın boyanması için 10.000 TL zemin mermer ve paledyen kaplaması silinmesi için 9500 TL kiracı tarafından yaptırılan bölmelerin yıkımı, fazladan yapılan tesisatların sökülmesi ve taşınması için 5000 TL ve betonarme kirişlerde açılan deliklerin kapatılması için 2500 TL olmak üzere 27.000 TL tutarında MASRAF BELİRLENMİŞTİR. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda taleple bağlı kalınarak davanın kabulüne ve 18.500 TL nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline KARAR VERİLMİŞTİR.
Taraflar arasında 01/01/1999 başlangıç tarihli 1 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda UYUŞMAZLIK BULUNMAMAKTADIR. Kira sözleşmesi, kiraya veren Dursun Sağerle kiracı Maliye Hazinesi adına İstanbul Defterdarlığı arasında düzenlenmiş olup sözleşmede kiralanan taşınmazın resmi hizmet binası olarak KULLANILACAĞI KARARLAŞTIRILMIŞTIR. Dosya kapsamına göre davaya konu taşınmazın kira süresi içerisinde vergi dairesi olarak KULLANILDIĞI ANLAŞILMAKTADIR. Kira sözleşmesinin 11 inci maddesinde kiracının binanın ana özelliğine zarar vermeyecek şekilde tadilat YAPABİLECEĞİ DÜZENLENMİŞTİR.
6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 316 (818 Sayılı Borçlar Kanununun 256.) maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı tam bir özenle kullanmak ve aynı Kanunun 334. (818 Sayılı Borçlar Kanununun 266.) maddesi gereğince sözleşme sonunda aldığı haliyle kiralayana teslim etmekle yükümlü olup kiracı sözleşmeye uygun kullanma dolayısıyla kiralananda meydana gelen eskimelerden ve bozulmalardan SORUMLU DEĞİLDİR. Davalının kiralananı kullandığı süre ve kullanma amacı gözetildiğinde olağan kullanımdan kaynaklanan yıpranma ve eskimelerin OLACAĞI KUŞKUSUZDUR. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda genel olarak taşınmazda hor kullanımdan kaynaklanan hasar oluştuğu belirtilmesine rağmen raporda belirtilen hasar kalemlerinin her biri için ayrı ayrı değerlendirme yapılmadığı gibi, kiralananın tahliye edildiği tarih esas alınarak bu tarihe göre hesaplama yapılması gerekirken 2013 yılı piyasa rayiçleri esas alınarak hasar bedelinin BELİRLENDİĞİ ANLAŞILMAKTADIR. O halde mahkemece, davaya konu edilen hasar kalemlerinin hor kullanmadan mı yoksa normal kullanmadan mı kaynaklandığı ve tahliye tarihi itibarıyla taşınmazda hor kullanmadan kaynaklanan hasar bedelinin ne kadar olduğu hususlarında denetime elverişli bilirkişi raporu alındıktan sonra sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmediğinden hükmün BOZULMASI GEREKMİŞTİR.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3 üncü madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 inci maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 29.01.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Bir önceki yazımız olan KİRA ALACAĞININ TAHSİLİ İÇİN BAŞLATILAN TAKİBE VAKİ İTİRAZIN KALDIRILMASI VE TAHLİYE İSTEM başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.