Türk Medeni Kanunu’nun 747/2. maddesi gereğince geçit isteği , önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya, bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir. Zira geçit hakkı taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir irtifak hakkı olmakla birlikte, özünü komşuluk hukukundan alır.Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir. Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.Uygun güzergah saptanırken önemle üzerinde durulması gereken bir diğer yön ise , aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır. Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir. Buna ilişkin karar şu şekildedir:
Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 747.maddesi gereğince geçit hakkı kurulması isteğine ilişkindir.Davalılar davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, davanın davalı E.S. açısından kabulüne, davacının maliki olduğu 131 ada 48 parsel sayılı taşınmaz lehine ,08/04/2013 tarihli teknik bilirkişi Yavuz KARAMAN tarafından düzenlenmiş bulunan krokide 1.Alternatif olarak ve kırmızı renkli gösterilen 49 parsel sayılı taşınmazdan 3m genişliğinde 42,2 m uzunluğunda, 125,63m2 kısmından geçit/irtifak hakkı tesisine karar verilmiştir.
Hükmü,davalı E.S. temyiz etmiştir.
Bu tür davalar ülkemizde arazi düzenlenmesinin sağlıklı bir yapıya kavuşmamış olması ve her taşınmazın yol ihtiyacına cevap verilmemesi nedeniyle zorunlu olarak açılmaktadır.Geçit hakkı verilmesiyle genel yola bağlantısı olmayan veya yolu bulunsa bile bu yol l ile ihtiyacı karşılanamayan taşınmazın genel yolla kesintisiz bağlantısı sağlanır.Uygulama ve doktrinde genellikle bunlardan ilkine “mutlak geçit ihtiyacı “ veya “geçit yoksunluğu”, ikincisine de “nispi geçit ihtiyacı” ya da “geçit yetersizliği” denilmektedir.
Türk Medeni Kanunu’nun 747/2.maddesi gereğince geçit isteği, önceki mülkiyet ve yol durumuna göre en uygun komşuya , bu şekilde ihtiyacın karşılanmaması halinde geçit tesisinden en az zarar görecek olana yöneltilmelidir.Çünkü, geçit hakkı esasen taşınmaz mülkiyetini sınırlayan bir hak olmakla beraber,özünü komşuluk hukukundan alır.Bunun doğal sonucu olarak yol saptanırken komşuluk hukuku ilkeleri gözetilmelidir.Geçit ihtiyacının nedeni, taşınmazın niteliği ile bu ihtiyacın nasıl ve hangi araçlarla karşılanacağı davacının sübjektif arzularına göre değil, objektif esaslara uygun olarak belirlenmeli, taşınmaz mülkiyetinin sınırlandırılması konusunda genel bir ilke olan fedakarlığın denkleştirilmesi prensibi dikkatten kaçırılmamalıdır.
Uygun bir güzergah saptanacağı vakit önemle üzerinde durulması gereken diğer bir yön ise , aleyhine geçit kurulan taşınmaz veya taşınmazlar bölünerek kullanım şekli ve bütünlüğünün bozulmamasıdır.Şayet başka türlü geçit tesisi mümkün değilse bunun gerekçesi kararda açıkça gösterilmelidir.
Geçit davalarında uygulanan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi gereğince öncelikle yüzölçümü daha büyük olan parseller üzerinden geçit kurulması tercih edilmelidir.Dosya içerisindeki pafta sureti ve krokilere göre güneydeki 42 no’lu parselin, aleyhine geçit kurulan taşınmazlardan daha büyük olduğu açıkça görülmektedir. Ayrıca mahkemece kurulan geçit kuzeydeki kadastral yola bağlanmış ise de 6 sayılı parselden itibaren yolun araç geçişine elverişli olmayacak şekilde daraldığı anlaşılmaktadır.Bu itibarla mahkemece 131 ada 42 no’lu parselin kuzeyinden geçen 3.alternatiften geçit kurulması daha uygun olacağından, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, kararın bu nedenlerle bozulması gerekmiştir.
SONUÇ : Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06.02.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
T.C. YARGITAY 14.HUKUK DAİRESİ
ESAS: 2014/9689 KARAR:2015/1267 TARİH: 06.02.2015
Bir önceki yazımız olan ARAÇ MUAYENESİNDE SAHTECİLİK YAPMA başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.