Archives: Eylül 2018

Dava, davalının rekabet yasağını ihlal ettiği iddiasına dayalı olarak açılan tazminat istemine ilişkindir. Mahkemece, yukarıda özetlendiği gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir. Ancak, taraflar arasındaki uyuşmazlığın 6098 sayılı TBK 444. vd. madde hükümleri çerçevesinde çözülmesi gerekirken TBK 27 vd. maddeleri dikkate alınarak sonuca gidilmesi doğru olmamış kararın bozulması gerekmiştir.

Taraflar arasında görülen davada … 11. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 10.03.2016 tarih ve 2014/1180-2016/200 sayılı kararın YARGITAYca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi … tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ düşünüldü:

Devamını Oku..

Dava, kullanmama nedenine dayalı markanın hükümsüzlüğü istemine ilişkin olup, mahkemece yazılı şekilde 556 sayılı KHK’nın 14. maddesi gereğince markanın kullanmama nedeniyle iptaline karar verilmiştir. Ancak, 24.07.2014 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 09.04.2014 tarih 2013/147 esas ve 2014/75 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 42/1-c maddesinin iptaline; karar tarihinden sonra 06.01.2017 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 14.12.2016 tarihli 2016/148 esas ve 2016/189 karar sayılı kararı ile 556 sayılı KHK’nın 14. maddesinin iptaline karar verilmiştir. Bu durumda, Anayasa Mahkemesi’nin anılan iptal kararı değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinden kararın bozulması gerekmiştir.

Taraflar arasında görülen davada İstanbul Anadolu(Kapatılan) 2. Fikrî ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 24/11/2015 tarih ve 2014/180-2015/159 sayılı kararın YARGITAYca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ düşünüldü:

Devamını Oku..

Taraflar arasında görülen davada Ankara 4. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 28/03/2016 tarih ve 2014/529-2016/79 sayılı kararın YARGITAYca incelenmesi davalı şirket vekili ve davalı TPE vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi Sefa Er tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ düşünüldü:

Davacı vekili, müvekkili şirketin 207552 sayılı “CERTICAN” ibareli ve bağışıklık sistemine etki eden ilaçlar emtiasında tescilli tanınmış markasının bulunduğunu, davalının kötüniyetli olarak müvekkilinin markasıyla karıştırılacak şekilde benzer olan 2012/69288 sayılı “Septican” ibareli marka başvurusunda bulunduğunu, müvekkili tarafından markası mesnet gösterilerek yapılan itirazlarının en son TPE YİDK kararıyla reddedildiğini, oysa müvekkili markasıyla davalı başvurusunun görsel ve işitsel olarak benzediğini ve karıştırılma ihtimali olduğunu, müvekkili markasının kendi etken maddesinin ismine dayanarak oluşturulmamış kuvvetli bir marka olduğunu, davalının ise başvurusunu etken maddeyi çağrıştırmak amacıyla değil, direk müvekkilin markasına benzerlik yaratmak amacıyla oluşturduğunu ileri sürerek TPE YİDK kararının iptaline, başvurunun tescili halinde 2012/69288 sayılı markanın hükümsüzlüğüne karar verilmesini talep ve DAVA ETMİŞTİR.

Devamını Oku..

Mevcut nüfus kaydına göre davacı-davalı Hasan’ın 5.1.2018 tarihinde öldüğü anlaşılmaktadır. Bu halde evlilik ölümle sona ermiş, boşanma davası konusuz kalmıştır. Açıklanan husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün bozulması gerekmiştir.

Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-davacı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Mevcut nüfus kaydına göre davacı-davalı Hasan Karabekar’ın 5.1.2018 tarihinde ÖLDÜĞÜ ANLAŞILMAKTADIR. Bu halde evlilik ölümle sona ermiş, boşanma davası KONUSUZ KALMIŞTIR. Açıklanan husus gözetilerek bir karar verilmek üzere hükmün BOZULMASI GEREKMİŞTİR.

SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma sebebine göre diğer yönlerin incelenmesine yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ. 26.02.2018

Devamını Oku..

Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 2014/3430 e. ve 2014/16303 k. sayılı ilamına göre kamulaştırma bedelinin tespiti ilişkin karar;

Özet: Dava konusu taşınmazda maden üretimi yapıldığı anlaşıldığından raporu hükme esas alınan bilirkişi heyetinden maden gelirine göre taşınmaza değer biçilip irtifak hakkı karşılığı ve pilon yerleri bedelinin belirlenmesi için ek rapor alınarak karar verilmesi gerekirken taşınmaza sulanabilir tarım arazisi olarak değer biçilen rapor eses alınarak eksik inceleme ile hüküm kurulması, kamulaştırma bedelinin tespiti için açılan davanın dört ay içinde sonuçlandırılamadığı anlaşılmakla, 6459 sayılı Yasanın 6. maddesi ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine eklenen 9. fıkra uyarınca, acele el koyma kararı ile belirlenen miktar mahsup edildikten sonra tespit edilen fark bedele 4 aylık sürenin bitimi tarihinden, karar tarihine kadar geçen süre için kanuni faiz işletilmesi gerekirken yazılı şekilde dava tarihinden itibaren kamulaştırma bedelinin tamamına faiz işletilmesine hükmedilmesi, taşınmazın mülkiyeti ihtilaflı olduğundan Kamulaştırma Kanununun 18. maddesinin 2. fıkrası hükmü uyarınca kamulaştırma bedelinin ileride belirlenecek hak sahibine ödenmek üzere üçer aylık vadeli hesaba yatırılması gerektiğinin düşünülmemesi doğru görülmemiştir.

Devamını Oku..