Blog

Ateşli Silahlar ve Bıçaklarla Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Bu madde kapsamında sayılan fiillerden dolayı yargılaması devam eden şahısların ruhsat ruhsat verilme ve yenileme işlemleri yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulur. Yargılama sonucuna kadar silah ilgili birimce emanete alınır.” ibaresinin; masumiyet karinesine aykırı olduğu, maddenin (d) bendinde “hüküm giyenler” ibaresi yer almaktayken, dördüncü fıkrada getirilen kısıtlamayla yargılaması devam edenlerin de bu kapsama alındığı, suçluluğu ispat edilene kadar herkesin masum olduğu, henüz isnad aşamasındaki bir suçtan yargılanmakta olan kişiyle, hüküm giymiş bir kişinin aynı statüde kabul edilemeyeceği, anılan fıkrayla Ateşli Silahlar ve Bıçaklarla Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 7 nci maddesine aykırı olarak silah ruhsatı verilmesini kısıtlayıcı hüküm getirildiği ileri sürülerek İPTALİ İSTENİLMEKTEDİR.


Savunmaların özeti : 6136 s. Kanun’un 7 nci maddesi hükmüyle, hiçbir şekilde silah taşıma ve bulundurma izni alamayacaklar belirlendikten sonra, silah vesikası verilmesini engelleyen diğer hususların da yönetmelikte düzenlenmesinin öngörüldüğü, Bakanlar Kurulu’na verilen yetki çerçevesinde düzenlenen Yönetmelik hükmünün ve buna dayalı işlemin mevzuata uygun olduğu ileri sürülerek davanın reddi GEREKECEĞİ SAVUNULMUŞTUR.
Danıştay Tetkik Hakimi :Ayşe Bilge Çapraz
Düşüncesi :Davanın reddine karar verilmesi GEREKTİĞİ DÜŞÜNÜLMEKTEDİR.
Danıştay Savcısı :Yakup Bal
Düşüncesi :Dava, 91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla yürürlüğe giren Ateşli Silahlar ve Bıçaklarla Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16 ncı maddesine 02.12.1999 tarih ve 99/13749 sayılı Bakanlar Kurulu kararıyla eklenen “Bu madde kapsamında sayılan fiillerden dolayı yargılanması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme işlemleri, yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulur. Yargılama sonucuna kadar silah ilgili birimce emanete alınır.” hükmünün iptali İSTEMİYLE AÇILMIŞTIR.
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklarla Diğer Aletler Hakkında Yasa’da taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezayla mahkum olanların affa Kanun’un 7 nci Maddesinde ateşli silahları kimlerin taşıyacakları beş bent halinde belirlenmiş, beşinci fıkrasında, silah taşımaya yetki veren kimlik kartlarıyla belgelerin düzenlenmesi ve gerektiğinde yenilenmesi ya da geri alınmasına ilişkin usul ve esasların Milli Savunma ve İçişleri Bakanlığınca hazırlanacak bir yönetmelikle düzenleneceği HÜKME BAĞLANMIŞTIR.
6136 sayılı Yasanın 7 nci maddesinde son fıkrasında silah taşıma ya da bulundurma ruhsatına kesinlikle izin verilmeyecekleri belirlendikten sonra, diğer engel hallerin yönetmelikle düzenlenmesi konusunda Bakanlar Kuruluna YETKİ VERİLMİŞTİR.
91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe giren Ateşli Silahlar ve Bıçaklarla Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16 ncı maddesinde silah ruhsatı verilmesini engelleyen haller maddeler halinde sayılmış, dava konusu edilen dördüncü fıkrasında ise bu madde kapsamında sayılan fiillerden dolayı yargılanması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme İşlemlerinin, yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulacağı ve yargılama sonucuna kadar silahın ilgili birimce emanete ALINACAĞI ÖNGÖRÜLMÜŞTÜR.
Kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının korunması amacıyla temel hak ve hürriyetlerin, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun olarak Yasayla sınırlanabileceği Anayasa’nın, sözüne ve ruhuna uygun olarak tanımlanamayacak olan silah taşıma ve bulundurma ruhsatı almanın herkese tanınmış bir hak olarak ifade edilmesiifade edilmesi de MÜMKÜN DEĞİLDİR.
Bu itibarla, dava konusu düzenlemenin amacı, Yönetmeliğin 16 ncı Maddesi kapsamında kalan fiillerden dolayı suçsuzluğu yargı kararıyla sabit oluncaya kadar, suç işleme şüphesi olan kişilere, geçici önlem niteliğinde olmak üzere silah ruhsatı verilmeyerek kamu güvenliğinin korunması olduğundan hukuka AYKIRILIK GÖRÜLMEMİŞTİR.
Açıklanan nedenlerle, davanın reddi GEREKTİĞİ DÜŞÜNÜLMEKTEDİR.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesi’nce, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Dava; Ateşli Silahlar ve Bıçaklarla Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Bu madde kapsamında sayılan fiillerden dolayı yargılaması devam eden şahısların ruhsat ruhsat verilme ve yenileme işlemleri yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulur. Yargılama sonucuna kadar silah ilgili birimce emanete alınır.” ibaresinin iptali İSTEMİYLE AÇILMIŞTIR.
6136 sayılı Ateşli Silahlar ve Bıçaklarla Diğer Aletler Hakkında Kanun’un 7 nci maddesinde, ateşli silahları kimlerin taşıyacakları beş bent halinde belirlenmiş, beşinci bendinde, Bakanlar Kurulunca çıkarılacak Yönetmelikte belirlenecek esaslara göre Valiler tarafından verilecek izin vesikasını alanların da ateşli silahları taşıyabilecekleri veya mesken ya da işyerinde bulundurabilecekleri açıklanmış, maddenin devamında silah taşımaya yetki veren kimlik kartlarıyla belgelerin düzenlenmesi ve gerektiğinde yenilenmesi ya da geri alınmasına ilişkin usul ve esasların Milli Savunma ve İçişleri Bakanlıklarınca müştereken hazırlanacak bir yönetmelikle düzenleneceği hükmü YER ALMIŞTIR. Aynı maddenin 23.01.2008 tarih ve 5728 s. Kanun’un 154 üncü maddesiyle değişik son fıkrasında ise ateşli silahla işlenen suçlardan hükümlü bulunanlarla taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan veya bu Kanun kapsamına giren suçlardan dolayı 6 aydan fazla hapis cezasına mahkum olanlara, affa uğramış olsalar bile ateşli silah taşıma veya bulundurma izni verilmeyeceği hükmüne YER VERİLMİŞTİR.
6136 s. Kanun’un yukarıda anılan hükmüyle, ateşli silahla suç işleyenlerle taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezayla mahkum olanların affa uğramış olsalar bile hiçbir surette silah taşıma ve bulundurma izni alamayacakları kurala bağlandıktan sonra, silah vesikası verilmesini engelleyen diğer hususların da yönetmelikte düzenlenmesi öngörülmüş; bu haliyle de kesinlikle izin verilemeyecekler saptanarak, diğer engel hallerin yönetmelikle düzenlenmesi konusunda Bakanlar Kurulu’na YETKİ VERİLMİŞTİR.
91/1779 sayılı Bakanlar Kurulu Kararıyla yürürlüğe giren Ateşli Silahlar ve Bıçaklarla Diğer Aletler Hakkında Yönetmelik’in davaya konu edilen 16 ncı maddesinde; silah ruhsatı verilmesini engelleyen durumlar maddeler halinde sayılmış, bu kapsamda maddenin birinci fıkrasının (d) bendinde, taksirli suçlar hariç bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlarla zimmet, ihtilas, irtikap, rüşvet, hırsızlık, dolandırıcılık, sahtecilik, inancı kötüye kullanma, dolanlı iflas gibi yüz kızartıcı suçlarla her türlü kaçakçılık, kara para aklama, hayali ihracat, elektronik alet ve cihazlarla işlenen suçlar, resmi ihale ve alım satımlara fesat karıştırma, devlet sırlarını açığa vurma, ideolojik, anarşik, terör ve benzeri yaygın şiddet eylemlerine katılma ve bu gibi fiilleri tahrik ve teşvik suçlarından birinden hüküm giymiş olanlara ateşli silah taşıma ya da bulundurma izni verilmeyeceği, verilmiş ruhsatların iptal edileceği aynı maddenin ikinci fıkrasında; yukarıdaki fıkranın (a), (b), (c), (d),… bentleri kapsamına girenlere affa uğramış olsalar veya mahkumiyetleri bütün neticeleriyle birlikte ortadan kalksa ya da mahkemelerce verilen karar üzerine adli sicilden silinmiş olsa bile hiçbir surette ateşli silahlarla mermilerini taşıma ya da bulundurma izni verilmeyeceği, bu fıkra hükmünün 765 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 2 nci maddesi uyarınca suç olmaktan çıkan bir fiil nedeniyle hüküm giymiş olanlara uygulanmayacağı, dördüncü fıkrasında ise; bu madde kapsamında sayılan fiilerden dolayı yargılanması devam eden şahısların ruhsat verilme ve yenileme işlemlerinin, yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulacağı ve yargılama sonucuna kadar silahın ilgili birimce emanete ALINACAĞI DÜZENLENMİŞTİR.
Dava dosyasının incelenmesinden; davacıya 25.05.2010 tarihli Valilik işlemi ile can güvenliğinin tehlikede olduğundan bahisle verilen silah taşıma ruhsatının iptaline ilişkin işlemin İstanbul 7. İdare Mahkemesinin 17.11.2011 tarih ve E:20111/511, K:2011/1933 sayılı kararıyla iptal edildiği, söz konusu silaha ait ruhsatın iadesi sırasında yapılan UYAP sorgulamasında davacının sekiz ayrı suçtan yargılamasının devam ettiğinin öğrenilmesi üzerine 91/1779 sayılı Yönetmeliğin 16 ncı Maddesinin 1 inci fıkrasının (d) ve (e) bentleri ile son fıkrası uyarınca davacının silah işlem dosyasının hakkındaki yargılamalar kesinleşinceye kadar işlemden kaldırılmasına ilişkin 26.04.2010 tarihli işlemin tesis edildiği, bu işlemin dayanağı olan Ateşli Silahlar ve Bıçaklarla Diğer Aletler Hakkında Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasında yer alan “Bu madde kapsamında sayılan fiillerden dolayı yargılaması devam eden şahısların ruhsat ruhsat verilme ve yenileme işlemleri yargı kararı kesinleşinceye kadar durdurulur. Yargılama sonucuna kadar silah ilgili birimce emanete alınır.” ibaresinin iptali istemiyle bakılan davanın AÇILDIĞI ANLAŞILMAKTADIR.
Kamu düzeninin, genel asayişin, kamu yararının korunması amacıyla temel hak ve hürriyetlerin, Anayasa’nın sözüne ve ruhuna uygun olarak Kanunla sınırlanabileceği Anayasa kuralıyla benimsenmiş olmakla birlikte, silah taşıma ya da bulundurma ruhsatı almanın herkese tanınmış temel bir hak ve özgürlük olarak değerlendirilmesi MÜMKÜN DEĞİLDİR. Belirlenen çerçevede, silah taşıma ve bulundurmaya ilişkin yapılan düzenlemelerde konuya özgü kurallara yer verilmesinin ve dayanağı Kanun hükümlerini aşmamak üzere sınırlamalar yapılabileceğinin KABULÜ GEREKMEKTEDİR.
Diğer yandan; 6136 s. Kanun’un 7 nci maddesinde ateşli silahları kimlerin taşıyabilecekleri sayılmış olup, ateşli silahla işlenen suçlardan hükümlü bulunanlarla taksirli suçlar hariç olmak üzere bir yıldan fazla hürriyeti bağlayıcı cezaya mahkum olanlara, affa uğramış olsalar bile hiç bir suretle ateşli silah taşıma veya bulundurma izni verilmeyeceği belirtilerek genel bir sınırlama getirilmiş ve Kanun’un 7 nci maddesinde sayılanlar dışında kalanlara silah ruhsatı verilebilmesi için valiliklere takdir YETKİSİ VERİLMİŞTİR. İdarelere tanınan takdir yetkisi sınırsız olmayıp, bu yetkiyi kullanan kamu görevlileri kamu yararı ve hizmetin gereği olarak değerlendirme yapmak zorundadırlar. Ayrıca valilere tanınan takdir yetkisinin Kanun’un verdiği yetkiye dayanılarak çıkartılacak düzenleyici işlemlerle objektif bazı esaslara bağlanması DA MÜMKÜNDÜR.
Bu durumda, Kanun’un 7 nci maddesiyle verilen yetkisini kullanan Bakanlar Kurulu tarafından çıkartılan yönetmelikle bazı hususi durumlar yönünden valilerin takdir yetkisinin sınırlandırılması eşitlik ve objektiflik ilkelerinin sağlanması açısından hukuka UYGUN BULUNMAKTADIR. Silah taşımanın yada bulundurmanın gerek kişinin kendisi, gerekse toplum için taşıdığı riskler göz önünde bulundurulduğunda, kamu güvenliğinin sağlanması ve kendisine ruhsat verilecek kişinin suç şüphesinden uzak olması amacıyla, yargılamaları süren dolayısıyla cezalandırılma ihtimali bulunan şahıslara yönelik olarak dava konusu Yönetmeliğin 16 ncı maddesinin dördüncü fıkrasıyla getirilen ön tedbirde, hukukun genel ilkelerine ve 6136 s. Kanun hükümlerine AYKIRILIK GÖRÜLMEMİŞTİR.
Açıklanan nedenlerle, yasal dayanaktan yoksun bulunan DAVANIN REDDİNE, aşağıda dökümü yapılan yargılama giderlerinin davacı üzerinde bırakılmasına, Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca belirlenen 1.320-TL vekalet ücretinin davacıdan alınarak Başbakanlık ve İçişleri Bakanlığına verilmesine, artan posta ücretinin istemi halinde davacıya iadesine, bu karara karşı tebliğ tarihini izleyen otuz (30) gün içinde Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulu nezdinde temyiz yolu açık olmak üzere 18.03.2014 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

Bir önceki yazımız olan ANAYASA MAHKEMESİ KARARI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.