Blog

Hakim, manevi tazminata 6098 Sayılı TBK 56. madde (eski Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi) hükmüne göre, özel durumları göz önünde tutarak adalete uygun olarak hükmeder. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. Bu durumda hükmedilen manevi tazminat miktarı, somut olayın özellikleri, davacının maluliyet oranı, kaza tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olayın meydana gelmesindeki etkiler gibi hususlar birlikte değerlendirilerek belirlenmelidir. Somut olayda; olayın oluş şekli, davacının maluliyeti, kaza tarihi bir arada değerlendirildiğinde davacı için hükmedilen manevi tazminat bir miktar fazladır.

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı … vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

-K A R A R-

Davacı vekili, 23/08/2005 tarihinde, davalıların trafik işleteni ve sürücüsü oldukları araçların karıştığı kazada davacı yaya …’e çarpmasıyla meydana gelen trafik kazası sonucu davacının yaralandığını belirterek 50.000,00 YTL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalmak kaydıyla müvekkilinin işgücü kaybına ve yapmış olduğu harcamalara ilişkin olarak tüm davalılardan müştereken ve müteselsilen olmak üzere 1.000,00 YTL’nin kaza tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte tahsilini TALEP ETMİŞTİR.

Davalı …, davanın reddini savunmuş, diğer davalılar davaya cevap vermemiş duruşmada alınan beyanlarında davanın reddini TALEP ETMİŞLERDİR.

Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan kanıtlara göre; davacı taraf maddi tazminat talebinden vazgeçtiğinden bu konuda karar verilmesine yer olmadığına, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 20.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı … vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

1-) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı … vekilinin aşagıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının REDDİ GEREKMİŞTİR.

2-) Hakim, manevi tazminata 6098 Sayılı TBK 56 ncı madde (eski Borçlar Kanunu’nun 47 nci maddesi) hükmüne göre, özel durumları göz önünde tutarak adalete uygun olarak hükmeder. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da AMAÇ EDİNMEMİŞTİR. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da FAKİRLEŞMEMESİ GEREKMEKTEDİR. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan KADAR OLMALIDIR. Bu durumda hükmedilen manevi tazminat miktarı, somut olayın özellikleri, davacının maluliyet oranı, kaza tarihi, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, olayın meydana gelmesindeki etkiler gibi hususlar birlikte DEĞERLENDİRİLEREK BELİRLENMELİDİR. Somut olayda; olayın oluş şekli, davacının maluliyeti, kaza tarihi bir arada değerlendirildiğinde davacı için hükmedilen manevi tazminat bir MİKTAR FAZLADIR.

SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı … vekilinin temyiz itirazının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı …’e geri verilmesine, 26/10/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

Bir önceki yazımız olan MERA KOMİSYON KARARININ İPTALİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.