Somut olayda, ana tarafından açılan küçük Nil’in babasının davalı Cihan olduğunun tespiti istemine lişkin davanın Cumhuriyet Savcısı ile Hazineye ihbar edilmeden karara bağlandığı anlaşılmaktadır. Dosyanın incelenmesinden; davalı vekiline, DNA incelemesi için davalıyı hazır bulundurması konusuda ihtarlı davetiye çıkarıldığı, DNA incelemesi için ilgilinin icabet etmemesi üzerine mevcut delil ve beyanlarla davanın kabulüne karar verildiği görülmektedir. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 292/1. maddesinde uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkesin soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanması gerektiği, haklı bir sebep olmaksızın bu şarta uyulmaması hâlinde hâkimin incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar vereceği düzenlendiğinden; mahkemece, açıklanan konusu hükmü gözetilerek işlem yapılması yerine eksik inceleme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, doğru görülmemiştir.
Taraflar arasında görülen ve yukarıda açıklanan davada yapılan yargılama sonunda Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş olup hükmün davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Dairece dosya incelendi, gereği düşünüldü.
KARAR
Davacı vekili dava dilekçesinde, davacının, davalı Cihanla evlilik dışı ilişkisinden 02.05.2012 doğumlu Nil Berru Gül’ün babasının davalı Cihan olduğunu ileri sürerek, babalığın tespitini istemiş; mahkemece davanın kabulüne KARAR VERİLMİŞTİR.
1-4721 sayılı Türk Medeni Kanununun 337 nci maddesinde, ana baba arasında evlilik birliğinin bulunmaması halinde velayetin anaya ait olacağı; 426/2 nci maddesinde ise yasal temsilciyle küçüğün menfaati çatıştığında küçüğe kayyım atanacağı; 301 inci maddesinde de, babalık davasının, Cumhuriyet Savcısıyla Hazineye, dava ana tarafından açıldığında kayyıma, kayyım tarafından açılmış ise anaya ihbar edileceği HÜKME BAĞLANMIŞTIR.
Somut olayda, ana tarafından açılan küçük Nil Berru Gül’ün babasının davalı Cihan olduğunun tespiti istemine lişkin davanın Cumhuriyet Savcısıyla Hazineye ihbar edilmeden karara BAĞLANDIĞI ANLAŞILMAKTADIR.
Yukarıda gösterilen yasal düzenlemeler dikkate alınarak mahkemece Cumhuriyet Savcısı ve Hazineye ihbar edildikten sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik tahkikatla karar verilmesi,
2-Dosyanın incelenmesinden; davalı vekiline, DNA incelemesi için davalıyı hazır bulundurması konusuda ihtarlı davetiye çıkarıldığı, DNA incelemesi için ilgilinin icabet etmemesi üzerine mevcut delil ve beyanlarla davanın kabulüne karar VERİLDİĞİ GÖRÜLMEKTEDİR. Hukuk Muhakemeleri Kanununun 292/1 inci maddesinde uyuşmazlığın çözümü bakımından zorunlu ve bilimsel verilere uygun olmak, ayrıca sağlık yönünden bir tehlike oluşturmamak şartıyla, herkesin soybağının tespiti amacıyla vücudundan kan veya doku alınmasına katlanması gerektiği, haklı bir sebep olmaksızın bu şarta uyulmaması hâlinde hâkimin incelemenin zor kullanılarak yapılmasına karar vereceği düzenlendiğinden; mahkemece, açıklanan konusu hükmü gözetilerek işlem yapılması yerine eksik inceleme sonucu davanın kabulüne karar verilmesi, DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün HUMK.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, taraflarca HUMK’nun 440/I maddesi gereğince YARGITAY Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve peşin harcın istek halinde temyiz edeni adesine 06.07.2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Bir önceki yazımız olan Kira Sözleşmesinin Sona Ermesi başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.