Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, YARGITAY’ca incelenmesi davalılar vekilleri tarafından istenilmekle, temyiz isteklerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Davacı vekili, davacının hastanenin acil servisinde hemşire olarak çalışan H..’in sosyal paylaşım sitesi olan Facebook’daki bir resmine “Hatice çok sade ve güzelsin” şeklinde yorum yorum yaptığı için H..’nin şikayeti ile iş akdinin feshedildiğini ve feshin geçerli bir nedeninin bulunmadığını öne sürerek feshin geçersizliğinin tespitiyle davacının işe iadesine karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.
Davalı, .. Üniversitesi; davanın sadece yüklenici firmaya karşı yürütülmesi gerektiğini savunarak, davalı şirket vekili ise davacının, diğer davalı .. Üniversitesi Hastanesine bağlı olarak çalışmakta olan Hemşire H..’ye ait sosyal paylaşım sitesi sayfasında ahlaka ve adaba aykırı yorumlar yaptığını, davacının hakkında yorum yaptığı ve kendisini taciz ettiği hemşire hanımın arkadaşı dahi olmadığını, adı geçen hemşirenin yapılan yorumlardan ve tacizlerden rahatsız olarak şikayette bulunduğunu savunarak davanın reddini TALEP ETMİŞLERDİR.
Mahkemece; dava işe iade istemine ilişkin olup, davacının beraber çalıştığı mesai arkadaşının fotoğrafına internet sosyal paylaşım sitelerinden bir tanesi üzerinden yaptığı “çok sade ve güzelsin” yorumu üzerine, fotoğrafına yorum yapılan şahsın işverene şikayette bulunduğu ve bu nedenle davacının iş akdinin mesai arkadaşına cinsel tacizde bulunduğu sebebiyle feshedildiği, internet üzerindeki sosyal paylaşım sitelerinde kişilerin fotoğraflarını, yaşadıkları anlarını ve videolarını paylaştıkları ve paylaşım sitesinde bulunan diğer kişiler tarafından da bunların görüldüğü, kişilerin birbirleri hakkında yorumlar yaptıkları beğenide bulundukları tarafların öncesinde de birbirlerini tanıdıkları, dolayısıyla böyle bir paylaşım sitesi üzerinde paylaşılan bir fotoğrafa yapılan yorumun söylenen sözün içeriği de gözününe alındığında cinsel taciz boyutuna ulaşmadığı, tarafların birbirlerini tanıdığı da gözününe alındığında en fazla yayınlanan fotoğrafın beğenilmesi olarak ve bir iltifat olarak kabul edilmesi gerektiği ve bu nedenlerle iş akdinin feshinin haklı veya geçerli bir nedene dayanmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne KARAR VERİLMİŞTİR.
Taraflar arasında iş sözleşmesinin feshinin geçerli nedene dayanıp dayanmadığı uyuşmazlık konusu olup, normatif dayanak 4857 sayılı İş Kanununun 18 ve DEVAMI MADDELERİDİR.
4857 sayılı İş Kanunu’nun 18 inci maddesine göre otuz veya daha fazla işçi çalıştıran işyerlerinde en az altı aylık kıdemi olan işçinin belirsiz süreli iş sözleşmesini fesheden işveren, işçinin yeterliliğinden veya davranışlarından ya da işletmenin, işyerinin veya işin gereklerinden kaynaklanan geçerli bir sebebe DAYANMAK ZORUNDADIR.
İş Kanununun 18 inci maddesi bakımından işçinin davranışlarından kaynaklanan sebepler, işçinin aynı Kanunun 25/II.maddesinde öngörülen sebepler niteliğinde ve ağırlığında olmayan işyerinde işin görülmesini önemli ölçüde olumsuz etkileyen, sözleşmeye AYKIRI DAVRANIŞLARIDIR. İşçinin davranışı ancak işyerinde olumsuzluklara yol açması halinde geçerli sebep olabilir. İşçinin sosyal açıdan olumsuz bir davranışı, toplumsal ve etik açıdan onaylanmayacak bir tutumu işyerinde üretim ve iş ilişkisi süresince herhangi bir olumsuz etki yapmıyorsa geçerli sebep sayılamaz.
4857 sayılı İş Kanununun 20. maddesinin ikinci fıkrasına göre geçerli nedene dayandığını ispat yükümlülüğü İŞVERENE AİTTİR. İşçi, feshin başka bir sebebe dayandığını iddia ettiği takdirde, bu iddiasını İSPATLA YÜKÜMLÜDÜR.
Somut olayda, Dicle Üniversitesi hastanesinde 2011 yılından beri özel güvenlik görevlisi olarak davalı alt işveren şirket işçisi olarak çalışan davacının iş akdine 20.10.2014 tarihinde ” …Müştekinin hastanede kamu görevlisi olduğu, üniversitenin üst işvereniniz olduğu, sosyal paylaşım sitelerindeki kişisel hesapların kişiye ait özel alan olduğu, müştekiye karşı cinsel tacizde bulunduğunuz tüm soruşturma dosyasında anlaşılmış olup iş akdine 4857 Sayılı Yasanın 25/II-c (işverenin başka işçisine cinsel tacizde bulunması) maddesi gereği 20.10.2014 tarihinde son verilmiştir” içerikli fesih bildirimi ile SON VERİLMİŞTİR.
12.09.2014 tarihinde Dicle Üniversitesi Hastanesi Acil Servisinde hemşire olarak görev yapan H.., hastanede güvenlik görevlisi olarak çalışan ismini sonradan öğrendiği davacının facebook adlı paylaşım sitesinde engelleyemediği bir durumdan dolayı fotoğrafını paylaştığını ve mesajla rahatsızlık verdiğini, şahsın davranışının özel hayatını etkilemiş olduğu ve görevine uygun bir eleman olmadığını belirterek başhekimliğe ŞİKAYETTE BULUNMUŞTUR.
Davalı Üniversitenin şikayeti 18.09.2014 tarihinde davalı alt işveren şirkete bildirmesi üzerine 19.09.2014 tarihinde davacıdan savunma vermesi istenilmiş, 22.09.2014 tarihli savunmasında ” ben bu suçlamaları kabul etmiyorum, hastanede çalışmakta olan hemşireyi tanımıyorum, ona karşı bir husumetim de yoktur, ben 1 yıldır giriş kapısında görev yapmaktayım, bu olaydan dolayı hemşirenin acilde görev yaptığını öğrendim, facebook bir paylaşım sitesidir, herkes yorum yapar , benim şifrem kardeşimde de var, böyle bir olaydan haberim yoktur, sabah işe geldiğimde öğrendim ” şeklinde BEYANDA BULUNMUŞTUR. Dava dilekçesinde ise H..’nin fotoğrafını beğendiğini ve yorum yaptığını kabul ETTİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.
Davacının savunmasıyla dava dilekçesindeki kabulü birbiriyle çelişmekte olduğu gibi yine dava dilekçesindeki açıklamalardan mahkeme kabulünün aksine davacının Hatice isimli hemşire ile ”Facebook ” isimli sosyal paylaşım sitesinde arkadaş olmadığı, bu kişinin fotoğrafını ortak arkadaşlarının bulunması nedeniyle GÖREBİLDİĞİ ANLAŞILMAKTADIR.
Davalı alt işveren işçisi olarak çalışan davacının asıl işveren bünyesinde kamu görevlisi olarak çalışan işçiye ”facebook” adlı sosyal paylaşım sitesinde dava dilekçesindeki kabulden de anlaşıldığı üzere arkadaş olarak ekli olmadığı halde ortak arkadaşların olması nedeniyle gördüğü resmini beğenmesi ve ” H.. çok sade ve güzelsin ” şeklindeki sözü cinsel taciz boyutuna ulaşmamakla birlikte sataşma niteliğinde olup olayın işyerine yansıdığı ve iş akışının bozulduğu sabit olduğundan somut olayda haklı bir fesih nedeni bulunmasa bile fesih için geçerli bir nedenin bulunduğunun KABULÜ GEREKMEKTEDİR.
Açıklanan nedenle feshin geçerli olduğunun kabulüyle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle kabulüne karar VERİLMESİ HATALIDIR.
4857 sayılı İş Yasasının 20/3 üncü maddesi uyarınca Dairemizce aşağıdaki şekilde KARAR VERİLMİŞTİR.
HÜKÜM: Yukarıda açıklanan gerekçe ile;
1-Mahkemenin kararının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2-Davanın REDDİNE,
3-Karar tarihinde alınması gerekli 29,20 TL harçtan peşin alınan 25,20 TL harcın mahsubuyla bakiye 4,00 TL harcın davacıdan alınarak Hazine’ye gelir kaydına,
4-Davacının yapmış olduğu yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına, davalı şirketin yaptığı dosyanın YARGITAY’a geliş dönüş masrafı ve tebligat gideri dahil toplam 38,00 TL yargılama gideriyle davalı Üniversite’nin yapmış olduğu 18,00 TL yargılama giderinin davacıdan tahsiliyle davalılara ayrı ayrı ödenmesine,
5-Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT’ne göre 1.800,00 TL avukatlık ücretinin davacıdan alınarak davalılara verilmesine,
6-Artan gider ve delil avansının ilgilisine iadesine,
7-Peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalı Ö.. Ltd. Şti.’ne iadesine, 10.03.2016 oybirliğiyle KESİN olarak karar verildi.
Kaynak:Corpus
UYARI: Firmamızca basılı ortamdan elektronik ortama aktarılan içtihat metni, tarafımızdan içeriği etkilenmeyecek şekilde değiştirilmiş ve değişikliği yapan algoritma TESCİL ettirilmiştir. Tescil edilmiş içtihat metninin Corpus sözleşmesinde belirtilen amaçlar dışında herhangi bir ortamda (elektronik veya yazılı) bulundurulması/kullanılması durumunda firmamız tüm kanuni haklarını KULLANACAKTIR.
Bir önceki yazımız olan İFLAS HÜKÜMLERİNE GÖRE TASFİYE başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.