Dava evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanma davasıdır. Davalı kadına mahkemece yüklenen eşine, eşinin annesine ve kayın biraderine yönelik hakaret eylemleri erkek tarafından oluşturulan ses kaydına ilişkin CD çözüm tutanağında yer almaktadır. Hukuka aykırı nitelikteki bu delil dikkate alınamaz.
KARAR
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı kadın tarafından temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Mahkemece taraflar eşit kusurlu kabul edilerek boşanma kararı verilmiştir.
Davalı kadına mahkemece yüklenen eşine, eşinin annesine ve kayın biraderine yönelik hakaret eylemleri erkek tarafından oluşturulan ses kaydına ilişkin cd çözüm tutanağında yer almaktadır. Hukuka aykırı nitelikteki bu delil dikkate alınamaz. Bu nedenle yukarıda bahsedilen hakaret eylemlerinin kadına kusur olarak yüklenmesi mümkün değildir. Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı erkeğin mahkemece kabul edilen kusurlu davranışları yanında; davalı kadının, erkeğin ailesini istemediği ve onları kovacağını söylediği, cinsel birliktelikten kaçındığı anlaşılmaktadır. Gerçekleşen bu olaylar karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebebiyet veren olaylarda her iki taraf kusurlu olmakla birlikte, davacı erkeğin eşine göre daha fazla kusurlu olduğunun; gelişen olaylar karşısında evlilik birliğinin devamında taraflar bakımından yarar kalmadığının ve dava da Türk Medeni Kanununun 166/2. maddesindeki boşanma koşullarının gerçekleşmiş bulunduğunun kabulü gerekir. Hal böyle iken mahkemece tarafların eşit kusurlu kabul edilmeleri doğru değil ise de; verilen boşanma kararı sonucu itibariyle doğru olduğundan davalı kadının hükmün boşanmaya ilişkin bölümüne yönelik temyiz itirazının reddi ile boşanmaya ilişkin hükmün, gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanmasına karar verilmesi gerekmiş (HUMK m. 438/son) ve davalı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları da yerinde görülmemiştir.
2-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re’sen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple boşanma hükmünün kusura ilişkin gerekçesi değiştirilerek ve düzeltilerek ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliği ile karar verildi.23.06.2016
Bir önceki yazımız olan GEÇERSİZ BİR SÖZLEŞMEDE YER ALAN CEZA-İ ŞART başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.