Çek hakkında ödeme yasağı konulması ve menfi tespit davası açılmasının ihtiyati hacze engel teşkil etmediği, itiraz eden borçlu şirket tarafından keşide edilen çekte yer alan ciroda rehin cirosu olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı, cironun temlik cirosu mahiyetinde olduğu, yetkili ve meşru hamil olan alacaklı bankanın çeke dayalı tüm hakları kullanabileceğinden itiraz eden borçlu vekilince ileri sürülen sebepler yargılamayı gerektirir niteliktedir.
İzmir 3. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce verilen 04/09/2015 tarih ve 2015/1004-2015/1004 D. İş sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi borçlu vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, Tetkik Hakimi Ali Rıza Bayır tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
İhtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili, müvekkili ile dava dışı O.O. Dekorasyon İmalat San. ve Tic. A.Ş. arasında Marmaris İçmeler Beldesi Atatürk Caddesi, No: 56 adresinde bulunan taşınmaz üzerine beş yıldızlı otel inşaatı yapılması hususunda anlaşma yapıldığını, müvekkilince anlaşma uyarınca yapılacak iş karşılığı olarak dava dışı şirkete ihtiyati hacze konu çekin verildiğini, dava dışı şirketin anlaşma uyarınca üzerine düşen edimleri ifa etmediği gibi devraldığı çekleri de iade etmediğini, ihtiyati hacze konu çekin dava dışı şirket tarafından ihtiyati haciz isteyen bankaya devredildiğini, çek hamili bankanın talebi uyarınca mahkemece müvekkili aleyhine ihtiyati haciz kararı verildiğini, ancak hamil bankanın devraldığı çekin alt ilişkisini araştırmak zorunda olduğunu, çekin temlik cirosuyla hamil bankaya devredilmediğini, müvekkilince çeke ödeme yasağı konup borçlu bulunulmadığının tespiti için menfi tespit davası açıldığını ileri sürerek ihtiyati haczin kaldırılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
İhtiyati haciz isteyen alacaklı vekili, ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin İİK’nın 265. maddesinde tahdidi olarak gösterildiğini, itiraz eden borçlu tarafından ileri sürülen sebeplerin bunlar arasında olmadığını, müvekkilinin temlik cirosu yoluyla çeki devralan iyi niyetli hamil konumunda bulunduğunu, çekin üzerinde rehin veya tahsil amacıyla devrolunduğuna dair bir kaydın bulunmadığını savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre, İİK’nın 265. maddesinde ihtiyati hacze itiraz sebeplerinin tahdidi olarak sayıldığı, çek hakkında ödeme yasağı konulması ve menfi tespit davası açılmasının ihtiyati hacze engel teşkil etmediği, itiraz eden borçlu şirket tarafından keşide edilen çekte yer alan ciroda rehin cirosu olduğuna dair bir kaydın bulunmadığı, cironun temlik cirosu mahiyetinde olduğu, yetkili ve meşru hamil olan alacaklı bankanın çeke dayalı tüm hakları kullanabileceği, itiraz eden borçlu vekilince ileri sürülen sebeplerin yargılamayı gerektirir nitelikte olduğu gerekçesiyle itirazın reddine karar verilmiştir.
Kararı, ihtiyati hacze itiraz eden borçlu vekili temyiz etmiştir.
Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, borçlu vekilinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, borçlu vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenden alınmasına, 22/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Bir önceki yazımız olan YAĞMA SUÇU başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.