Blog

sel-seylapİşyeri sigorta sözleşmesine dayalı tazminat istemine yönelik davanın, rizikonun seylap kavramı içinde kaldığı gerekçesiyle reddine karar verilmiş ise de; sigorta konusu mahallin veya binanın içinden kaynaklanan rizikonun, yangın sigorta poliçesine eklenen Dahili Su Hasarları Klozu ile güvence altına alındığı, sel (seylap) veya su baskını rizikolarının ise, Sel veya Su Baskını Klozu ile sigorta güvencesi altına alındığı, her iki klozun da uygulamada yangın sigortası poliçesi genel şartlarına ek olarak ve istek üzerine verildiği, rizikonun dahili su basması ya da seylap mı olduğu hususunun her somut olaya göre ayrı ayrı nitelendirilmesi gerektiği, eldeki davada da gelen cevabi yazılara göre hasarın seylap değil dahili su teminatı klozu içinde bulunduğunun kabulü gerektiğinden, gerçek zarar miktarı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gözetilmelidir.

Davacı vekili, davalı şirkete işyeri sigortasıyla sigortalanmış davalının sahibi olduğu işyerinin bina içindeki bir borunun patlaması nedeniyle sular içinde kaldığını ve hasar talebinin sigorta şirketince karşılanmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 67.000,00 TL hasar bedelinin olay tarihinden işleyecek avans faiziyle davalıdan tahsiline karar verilmesini TALEP ETMİŞTİR.

Davalı vekili, davacının seylap teminatının bulunmadığını ve kendi beyanına göre de zararın aşırı yağışta oluşan sel nedeniyle meydana geldiğini belirterek davanın REDDİNİ SAVUNMUŞTUR.

Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna dayanılarak; davanın reddine karar verilmiş; hüküm davacı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Dava, işyeri sigorta sözleşmesine dayalı tazminat İSTEMİNE İLİŞKİNDİR. Mahkemece rizikonun seylap kavramı içinde kaldığı gerekçesiyle davanın reddine KARAR VERİLMİŞTİR.

“Dahili su basması, su baskını (seylap) ve su yükselmesi rizikolarını içeren sigorta türleri T. Ticaret Kanunu’nda düzenlenmediği gibi, ayrı genel şartlara da BAĞLANMIŞ DEĞİLDİR. Bu tür rizikoları güvence altına alan sigortalardan kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde, sözleşmelerde boşluk bulunması veya duraksama durumlarında, TTK.nun sigorta huku kuna ilişkin genel hükümleriyle zarar/mal sigortasına ilişkin hükümlerin birlikte değerlendirilerek sonuca VARILMASI GEREKİR.

Sigorta konusu mahallin veya binanın içinden kaynaklanan bu tür riziko, yangın sigorta poliçesine eklenen Dahili Su Hasarları Klozuyla güvence ALTINA ALINMAKTADIR.

Bu kloza göre, bina içindeki su tesisatlarından veya yağmur sularının çatıdan sızması, tesisat donmaları, kanalizasyon veya foseptikten geri tepen pis suların getirdiği hasarlar sigorta kuvertürü dahilindedir”.

Aynı klozda sigorta ettirenin alması gereken önlem yükümlülükleriyle teminat dışı kalan haller AYRICA GÖSTERİLMİŞTİR.

Sel (Seylap) veya su baskını rizikoları ise, Sel veya Su Baskını Klozuyla sigorta güvencesi ALTINA ALINMAKTADIR. Bu kloza göre, sigorta konusu şeyler civarındaki nehir, çay, dere ve kanalların taşması, denizlerin gelgit olayları dışında kalması, olağanüstü yağışlar sebebiyle meydana gelen su baskını sonucu dışarıdan basan suların doğrudan neden olacağı zararlar sigorta güvencesi ALTINA ALINMIŞTIR.

Her iki klozda uygulamada yangın sigortası poliçesi genel şartlarına ek olarak ve istek üzerine verilmektedir (Işıl Ulaş, Uygulamalı Zarar Sigortaları Hukuku, 8. Bası sf 414).

Rizikonun dahili su basması ya da seylap mı olduğu hususu ise her somut olaya göre ayrı AYRI NİTELENDİRİLMELDİR. Eldeki davada, Belediye Su ve Kanalizasyon Müdürlüğü tarafından verilen cevapta, belediyeye aşırı yağışlar nedeniyle ilgili herhangi bir ihbar veya başvuru yapılmadığı, söz konusu mahalde riziko tarihinde boru patlaması olayı meydana gelmediği, iş yeri ve çevresinde yağmurdan kaynaklı herhangi bir su taşkını sel meydana GELMEDİĞİ BELİRTİLMİŞTİR. Kaymakamlık tarafından verilen cevapta ise, Sel felaketi konusunda kendilerine bir ihbar yapılmadığı, ancak anılan tarihte Nur Mahallesi ve Konak Mahallesinde bazı konutların hasar GÖRDÜĞÜ BELİRTİLMİŞTİR. Gelen yazılar dikkate alındığında hasarın seylap değil dahili su teminatı klozu içinde bulunduğunun kabulü gerekip, gerçek zarar miktarı tespit edilerek sonucuna göre karar VERMEK GEREKMEKTEDİR.

SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle verilen hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 26.11.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan KAMULAŞTIRMASIZ EL ATMA başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.