Blog

resmibelge   Yargıtay 12. Hukuk Dairesi’nin 19.04.2016 tarihli 2016/6603 Esas ve 2016/11571Karar sayılı kararında özetle; Mahkemece, ispat yükünün alacaklıda olduğu göz önünde bulundurularak, öncelikle imzaların borçlu şirket yetkilisine ait olduğu yönünde alacaklının elindeki deliller sorulup HMK’nun 324. maddesi kapsamında delil avansının yatırılması yönünde işlem yapıldıktan ve borçluların da göstereceği deliller varsa aynı yöntemle toplandıktan sonra İİK’nun 170. maddesi uyarınca imza incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile imza itirazının reddi yönünde hüküm tesisi isabetsizdir.

Yukarıda tarih ve numarası yazılı mahkeme kararının müddeti içinde temyizen tetkiki borçlular tarafından istenmesi üzerine bu işle ilgili dosya mahallinden daireye gönderilmiş olup, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve dosya içerisindeki tüm belgeler okunup incelendikten sonra işin GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ :

Alacaklı tarafından başlatılan 7 adet bonoya dayalı kambiyo senetlerine mahsus haciz yoluyla takipte, keşideci ve lehtar konumunda olan borçluların imzaya, faiz oranına ve ödeme emrinde talep edilen ihtiyati haciz masrafı ve vekalet ücretine ilişkin itirazda bulundukları, mahkemece borçlular tarafından bilirkişi masrafı yatırılmadığı gerekçesiyle itirazların reddine karar VERİLDİĞİ GÖRÜLMEKTEDİR.

1-) Borçlulardan Şımga Mutfak…Ltd.Şti.’nin temyiz itirazlarının incelenmesinde;

İİK’nun 170/b maddesinin göndermesiyle uygulanması gereken aynı Kanun’un 68/a-3 üncü maddesinde; “Tatbike medar imza mevcutsa bununla, yoksa borçluya yazdıracağı yazı ve attıracağı imzayla yapılacak mukayese ve incelemelerden veya diğer delil ve karinelerden icra mahkemesi, reddedilen imzanın borçluya aidiyetine kanaat getirirse itirazın muvakkaten kaldırılmasına karar verir. Hakim lüzum görürse oturumun bir defadan fazla talikine meydan vermeyecek surette, bilirkişi incelemesi de yaptırabilir.” HÜKMÜ DÜZENLENMİŞTİR.

İİK’nun 68/a maddesinin dördüncü fıkrasında ise; “İmza tatbikinde Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nun bilirkişiye ait hükümleri ile 309 uncu maddesinin 2., 3. ve 4 üncü fıkraları ve 310, 311 ve 312 nci maddeleri hükümleri uygulanır.” hükmü YER ALMAKTADIR. 6100 Sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 211 inci maddesinde ise imza incelemesinin yöntemi gösterilmiş olup, buna göre hakim bilirkişi incelemesine karar verir ise önce, mevcutsa, o tarafa ait olan karşılaştırma yapmaya elverişli yazı ve imzaları, ilgili YERLERDEN GETİRTİR. Bilirkişi, bu yazı ve imzalarla, o mahkemede elde edilen yazı ve imzaları esas alarak inceleme yapar. Bilirkişi, inceleme için gerekli görürse, kendi huzurunda tarafın yeniden yazı yazması veya imza atmasını mahkemeden talep edebilir.

Anılan belgelerin tamamlanması konusunda YARGITAY Hukuk Genel Kurulu’nun 26.04.2006 gün ve 2006/12-259 E. 2006/231 sayılı kararında da açıklandığı üzere, eldeki davanın niteliği itibariyle “imzanın borçluya ait olduğunu” kanıtlama külfetinin senet elinde olup, takibe başlayan ve imzanın borçluya ait olduğunu iddia eden alacaklıya aittir (Hukuk Genel Kurulu’nun 06.02.2008 gün ve 2008/12-77 E. 2008/90 sayılı kararı). Bu nedenle yukarıda açıklanan şekilde borçluya süre verilmek suretiyle ispat yükünü ters çevirecek bir uygulamayla sonuca gidilemez.

O halde, mahkemece, ispat yükünün alacaklıda olduğu göz önünde bulundurularak, öncelikle imzaların borçlu şirket yetkilisine ait olduğu yönünde alacaklının elindeki deliller sorulup HMK’nun 324 üncü maddesi kapsamında delil avansının yatırılması yönünde işlem yapıldıktan ve borçluların da göstereceği deliller varsa aynı yöntemle toplandıktan sonra İİK’nun 170. maddesi uyarınca imza incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle imza itirazının reddi yönünde hüküm TESİSİ İSABETSİZDİR.

2-) Borçlulardan Haluk Şah’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde ise;

HMK. 266 ncı maddesinde; “Mahkeme, çözümü hukuk dışında, özel veya teknik bilgiyi gerektiren hâllerde, taraflardan birinin talebi üzerine yahut kendiliğinden, bilirkişinin oy ve görüşünün alınmasına karar verir. Hâkimlik mesleğinin gerektirdiği genel ve hukuki bilgiyle çözümlenmesi mümkün olan konularda bilirkişiye başvurulamaz.” HÜKMÜ DÜZENLENMİŞTİR.

Borçlunun imzaya itirazı yanında, takip tarihine göre işleyecek faiz oranının %11 olarak talep edilmesi gerektiği ve ihtiyati haciz kararına ilişkin masrafla vekalet ücreti istenemeyeceğini ileri sürdüğü; imza itirazına ilişkin kesin kanaat içeren bilirkişi raporu alınarak itirazın reddine karar verildiği anlaşılmakla, borçlunun imza itirazı dışındaki diğer itiraz ve şikayetlerinin çözümü özel veya teknik bilgiyi gerektirmediğinden bu konuda bilirkişi incelemesine GEREK YOKTUR.

Somut olayda, yetkisizlik kararı verilmesi üzerine yetkili Bursa 10. İcra Müdürlüğü’nün 2014/2244 Esas sayılı dosyasından gönderilen 07/03/2014 tarihli örnek 10 ödeme emrinde, asıl alacağa takip tarihinden itibaren işleyecek “yıllık değişen oranlarda avans (%11) faiz”in talep edildiği görülmekle işleyecek faiz oranına ilişkin itiraz yerinde olmayıp, sair temyiz itirazları yerinde değil ise de;

Borçlu Haluk Şah’ın takipte ihtiyati hacze ilişkin masraf ve vekalet ücreti istenemeyeceğine dair itirazının çözümü yukarıda açıklandığı üzere bilirkişi incelemesini gerektirmediğinden, bu yöndeki itirazının esası incelenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik incelemeyle hüküm TESİSİ İSABETSİZDİR.

SONUÇ  : Borçlu Şımga Mutfak…Ltd.Şti.’nin temyiz itirazlarının kabulüyle mahkeme kararının yukarıda “1” nolu bentte yazılı nedenlerle, borçlu Haluk Şah’ın temyiz itirazlarının ise kısmen kabulüyle mahkeme kararının yukarıda “2” nolu bentte yazılı nedenlerle İİK’nun 366 ve HUMK’nun 428 inci maddeleri uyarınca (BOZULMASINA), bozma nedenine göre borçlu Şımga Mutfak…Ltd.Şti.’nin sair temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, ilamın tebliğinden itibaren 10 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19/04/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan FATURANIN GERÇEĞE AYKIRI VE SAHTE OLMASI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.