Blog

 Dan222A0518ıştay Vergi Dava Daireleri Kurulu’nun 30.04.2014 tarihli 2014/205 Esas ve 2014/313 Karar sayılı ilamında özetle; Ek katma değer vergisi tahakkuku yapılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktaysa da, davacı tarafından “İthal Eşyasına Ait Kıymet Bildirim” formunda yapılan ilave kıymet tutarının da göz önüne alınması suretiyle ek tahakkukun matrahının hukuka uygunluğu incelenerek mahkemece yeniden bir karar verilmesi gerekir.       

İstemin Özeti: Davacı adına tescilli 31.7.2006 gün ve 11868 sayılı serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisine vaki itirazın reddine dair işlem davaya KONU YAPILMIŞTIR.

Davayı inceleyen Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi, 14.7.2009 günlü ve E:2009/366, K:2009/1325 sayılı kararıyla; davacı şirketin ithalat işlemlerinde bulunduğu Almanya gümrük idaresinin davetiyle, bu ülkeye giden gümrük müfettişlerinin satıcı firma nezdinde yaptığı araştırma sonucunda düzenledikleri 18.6.2008 tarih ve 7 sayılı cevaplı rapor ve bu rapora dayanak alınan soruşturma raporuyla, davacı şirket adına tescilli gümrük beyannamesi kapsamında ithal edilen araç kıymetinin eksik beyan edildiğinin tespiti üzerine, eksik beyan edilen kıymet üzerinden ek katma değer vergisi tahakkuku yapıldığı, ithal edilen eşyanın kıymeti 104.500 Euro beyan edilmesine karşın incelemede, eşyanın gerçek kıymetinin 134.580 Euro tespit edilmesi nedeniyle aradaki 30.080 Euro kıymet farkı üzerinden ek tahakkuk yapılmış ise de, dava dilekçesine ekli belgelerde, davacı şirketin söz konusu ithalat işlemleri için 25.000 Euro tutarında matrah artırımı yaparak ek beyanda bulunduğu anlaşıldığından, bu husus göz önüne alınmadan yapılan ek tahakkukta hukuka uyarlık görülmediği gerekçesiyle davaya konu işlemi İPTAL ETMİŞTİR.

Gümrük idaresinin temyiz istemini inceleyen Danıştay Yedinci Dairesi 15.5.2013 günlü ve E:2009/5903, K:2013/2587 sayılı kararıyla; davacı şirket ve diğer ithalatçıların yaptıkları araç ithalatlarında gümrük vergilerini eksik ödedikleri yönünde yapılan ihbarlar sonucu konunun incelemeye alındığı ve konuyla ilgili olarak 7.7.2008 tarih ve 4 sayılı soruşturma raporu ile 18.6.2008 tarih ve 7 sayılı cevaplı düzenlenen raporlarda; ihracatları yapan Türk uyruklu Alman vatandaşı şahsın yaptığı ihracatlarda bedelin altında bir fiyat içeren A seri nolu faturaları düzenlediği, bu faturayı ihraç beyannamesine dahil ettiği, buna ilave olarak Alman maliyesi için R seride fatura düzenlendiği, bu fatura tutarının A seri nolu fatura üzerine oldukça düşük bir kar ilavesi sonucu bulunan bedele göre düzenlendiği, Türkiye’ye gönderilen araçlar için düşük ve yüksek bedelli iki adet fatura düzenlendiği, düşük tutarlı faturanın Alman ve Türk gümrük idarelerine verildiği, araçların gerçek değerini gösteren faturaların ise her iki gümrük idaresine de ibraz edilmediği, yüksek bedelli faturaların da düşük bedelli faturalarla aynı sayılı olduğu, şasi numaraları aynı olan araçlara ilişkin olarak Türkiye’de mukim aynı firma ya da kişilere düzenlendiği, buna göre, aynı araç için iki farklı tutarlı fatura düzenlendiği, dolayısıyla ithalat işlemlerinde sahte fatura kullanıldığı ve gerçek bedelin beyan edilmediği hususlarının ihracatçı firmanın kayıtları üzerinde Alman makamlarınca yapılan incelemeler sonucunda tespit edildiği, davacı şirket adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı araç için çifte fatura düzenlendiği, bu faturaların aracı ihraç eden sahsın yasal kayıtlarına işlendiği, yüksek tutarlı olan faturanın aracın gerçek satış bedelini ihtiva ettiği, Türk gümrük idaresine ibraz edilen ve düşük tutarlı olan faturanın ise gerçeğe aykırı ve sahte olduğu sonucuna ulaşıldığından, kıymet farkı üzerinden yapılan ek katma değer vergisi tahakkukunda hukuka aykırılık bulunmadığı gerekçesiyle kararı bozmuş; davacının karar düzeltme İSTEMİNİ REDDETMİŞTİR.

Bozma kararına uymayan Kocaeli 1. Vergi Mahkemesi, 9.1.2014 günlü ve E:2014/6, K:2014/22 sayılı kararıyla; ilk kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçeyle ISRAR ETMİŞTİR.

Israr kararı gümrük idaresi tarafından temyiz edilmiş ve kıymet artırımının beyannamenin 44 nolu bölümünde yurt dışı gider olarak gösterilmesi ve 2004/26 sayılı Genelge uyarınca düzeltme talebinde bulunulması gerektiği ileri sürülerek BOZULMASI İSTENMİŞTİR.

Savunmanın Özeti: Temyiz isteminin reddi GEREKTİĞİ SAVUNULMUŞTUR.

Danıştay Tetkik Hakimi:

Düşüncesi: Temyiz isteminin kabulüyle, ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması ancak, bozma kararı üzerine davacı tarafından “İthal Eşyasına Ait Kıymet Bildirim” formunda yapılan ilave kıymet tutarının da göz önüne alınması suretiyle ek tahakkukun matrahının hukuka uygunluğu incelenerek mahkemece yeniden bir karar verilmesi GEREKTİĞİ DÜŞÜNÜLMEKTEDİR.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunca, dosyadaki belgeler incelendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

Davacı adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı eşya nedeniyle ek olarak tahakkuk ettirilen katma değer vergisine vaki itirazın reddine dair işlemin iptaline ilişkin ısrar kararı gümrük idaresi tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

4458 sayılı Gümrük Kanununun 24’üncü maddesinin 1’inci fıkrasında, eşyanın gümrük kıymetinin, eşyasının satış bedeli olduğu, satış bedelinin ise Türkiye’ye ihraç amacıyla yapılan satışta 27 ve 28’inci maddelere göre gerekli düzeltmelerin de yapıldığı, fiilen ödenen veya ödenecek fiyat olduğu HÜKME BAĞLANMIŞTIR.

Dava dosyanın incelenmesinden; davacı Şirket ve diğer ithalatçıların yaptıkları araç ithalatlarında gümrük vergilerini eksik ödedikleri yönünde yapılan ihbarlar sonucu konunun incelemeye alındığı ve konuyla ilgili olarak 7.7.2008 tarih ve 4 sayılı soruşturma raporu ile 18.6.2008 tarih ve 7 sayılı cevaplı raporların düzenlendiği, ihracatları yapan Türk uyruklu Alman vatandaşı şahsın yaptığı ihracatlarda bedelin altında bir fiyat içeren A seri nolu faturaları düzenlediği; bu faturayı ihraç beyannamesine dahil ettiği, buna ilave olarak Alman Maliyesi için R seride fatura düzenlendiği, bu fatura tutarının A seri nolu fatura üzerine oldukça düşük bir kar ilavesi sonucu bulunan bedele göre düzenlendiği, Türkiye’ye gönderilen araçlar için düşük ve yüksek bedelli iki adet fatura düzenlendiği; düşük tutarlı faturanın Alman ve Türk gümrük idarelerine verildiği, araçların gerçek değerini gösteren faturaların ise her iki gümrük idaresine de ibraz edilmediği; yüksek bedelli faturaların da düşük bedelli faturalarla aynı sayılı olduğu, şasi numaraları aynı olan araçlara ilişkin olarak Türkiye’de mukim aynı firma ya da kişilere düzenlendiği, buna göre, aynı araç için iki farklı tutarlı fatura düzenlendiği; dolayısıyla ithalat işlemlerinde sahte fatura kullanıldığı ve gerçek bedelin beyan edilmediği hususlarının ihracatçı firmanın kayıtları üzerinde Alman makamlarınca yapılan incelemeler sonucunda tespit EDİLDİĞİ ANLAŞILMIŞTIR.

Tüm bu tespitlerin değerlendirilmesinden; davacı şirket adına tescilli serbest dolaşıma giriş beyannamesi muhteviyatı araç için çifte fatura düzenlendiği, bu faturaların aracı ihraç eden sahsın yasal kayıtlarına işlendiği, yüksek tutarlı olan faturanın aracın gerçek satış bedelini ihtiva ettiği, Türk Gümrük İdaresine ibraz edilen ve düşük tutarlı olan faturanın ise gerçeğe aykırı ve sahte olduğu SONUCUNA ULAŞILMIŞTIR.

Ancak, yapılan yurt dışı araştırmasında, davacının ithal ettiği iki aracın gümrük kıymetinin 104.500 Euro olarak beyan edilmesine karşın, ihraç fiyatının 134.580 Euro olduğu, aradaki 30.080 Euro farkın ihracatçıya ayrıca ödendiğinin ihracatçının fazladan düzenlediği iki ayrı faturayla sabit olduğu saptanarak hesaplanan kıymet farkı üzerinden ek tahakkuk yapılmış ise de, beyanname ekinde sunulan “İthal Eşyasına Ait Kıymet Bildirim” formunda fatura bedelindeki kıymet olan 104.500 Euro kıymete, 25.000 Euro daha eklendiği ve bu tutarların toplamı olan 129.500 Euro karşılığında beyannamede gösterilen katma değer vergisi matrahı üzerinden hesaplanan katma değer vergisinin ödendiği saptandığı gibi davacı tarafından da gümrük idaresinin sadece faturalardan hareketle hesaplama yaptığı, fazladan beyan edilen kıymeti dikkate almadığı İLERİ SÜRÜLMÜŞTÜR.

Bu tespitlere göre ek katma değer vergisi tahakkuku yapılmasında hukuka aykırılık bulunmamaktaysa da, davacı tarafından “İthal Eşyasına Ait Kıymet Bildirim” formunda yapılan ilave kıymet tutarının da göz önüne alınması suretiyle ek tahakkukun matrahının hukuka uygunluğu incelenerek mahkemece yeniden bir karar VERİLMESİ GEREKMEKTEDİR.

Açıklanan nedenlerle, temyiz isteminin kabulüyle Kocaeli 1.Vergi Mahkemesinin, 9.1.2014 günlü ve E:2014/6, K:2014/22 sayılı ısrar kararının bozulmasına, yeniden verilecek kararda karşılanacağından, yargılama giderleri hakkında hüküm kurulmasına gerek bulunmadığına, 30.04.2014 gününde esasta oybirliği, gerekçede OYÇOKLUĞUYLA KARAR VERİLDİ.

KARSI OY

Temyiz isteminin kabulüyle ısrar kararının Danıştay Yedinci Dairesinin bozma kararında yer alan hukuksal nedenler ve gerekçe uyarınca bozulması gerektiği oyu ile kararın gerekçesine katılmıyoruz.

 

Bir önceki yazımız olan ENGELLİ KAMU PERSONEL SEÇME SINAVI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.