Blog

asdfg.jpg   Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 11.01.2016 tarihli 2015/17300 Esas ve 2016/175 Karar sayılı ilamında özetle; Mahkemece davalı erkeğin ağır kusurlu bulunduğu, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu kabul edilerek, ergin olmayan müşterek çocukların geçici velayeti davacı kadına verilmiş, davacı kadın ve birlikte yaşayan çocuklar yararına da tedbir nafakasına (TMK.md.197) hükmedilmiştir. Davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunu ortaya koyan davranışları belirlenmekle birlikte, ev işlerini yeteri kadar yapmadığı, sinirli ve agresif olduğundan bahisle davacı kadının da kusurlu bulunduğu kabul edilmiştir. Tarafların ayrılmalarından sonra davalı erkeğin eşini bir çok kez evlilik birliğinin devamı maksadıyla davet ettiği, eldeki davanın 07.05.2013 tarihinde açılmasından sonra 16.05.2013 tarihinde noterden, davacı eşin eve dönmesi için ihtarname tebliğ ettirdiği anlaşılmaktadır. Davalı erkeğin birlikte yaşama yönündeki iradesi ve ihtarname göndermesi, davacı kadına mahkemece kusur olarak yüklenilen bu davranışların, davalı erkek tarafından affedilmiş, en azından hoşgörü ile karşılanmış olduğunu göstermektedir. Affedilen ve hoşgörü ile karşılanan bu olaylar nedeniyle davacı kadının kusurlu kabul edilmesi doğru değildir.

1-Mahkemece davalı erkeğin ağır kusurlu bulunduğu, kadının ayrı yaşamakta haklı olduğu kabul edilerek, ergin olmayan müşterek çocukların geçici velayeti davacı kadına verilmiş, davacı kadın ve birlikte yaşayan çocuklar yararına da tedbir nafakasına (TMK.md.197) hükmedilmiştir. Davalı erkeğin ağır kusurlu olduğunu ortaya koyan davranışları belirlenmekle birlikte, ev işlerini yeteri kadar yapmadığı, sinirli ve agresif olduğundan bahisle davacı kadının da kusurlu bulunduğu KABUL EDİLMİŞTİR. Tarafların ayrılmalarından sonra davalı erkeğin eşini bir çok kez evlilik birliğinin devamı maksadıyla davet ettiği, eldeki davanın 07.05.2013 tarihinde açılmasından sonra 16.05.2013 tarihinde noterden, davacı eşin eve dönmesi için ihtarname tebliğ ETTİRDİĞİ ANLAŞILMAKTADIR. Davalı erkeğin birlikte yaşama yönündeki iradesi ve ihtarname göndermesi, davacı kadına mahkemece kusur olarak yüklenilen bu davranışların, davalı erkek tarafından affedilmiş, en azından hoşgörüyle karşılanmış OLDUĞUNU GÖSTERMEKTEDİR. Affedilen ve hoşgörüyle karşılanan bu olaylar nedeniyle davacı kadının kusurlu kabul edilmesi DOĞRU DEĞİLDİR. Davacı kadın tarafından açılan davanın kabulü sonucu itibarıyla doğru olup, hükmün kusura ilişkin gerekçesi yerinde olmadığından, hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle onanması gerekmiş, (HUMK.md.438/son), davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları YERİNDE GÖRÜLMEMİŞTİR.

2-Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre müşterek çocuk yararına verilen tedbir NAFAKASI AZDIR. Mahkemece Türk Medeni Kanununun 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya HÜKMEDİLMESİ GEREKİR. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve YASAYA AYKIRIDIR.

SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple tedbir nafakası yönünden BOZULMASINA, bozma kapsamı dışında kalan bölümlerin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple hükmün gerekçesi değiştirilmek suretiyle ONANMASINA, duruşma için takdir olunan 1.350.00 TL vekalet ücretinin davalıdan alınıp davacıya verilmesine, aşağıda yazılı harcın davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna ve 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, temyiz peşin harcının istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.11.01.2016(Pzt.)

 

Bir önceki yazımız olan GENEL İŞLEM KOŞULLARI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.