Blog

  para Yargıtay 4. Hukuk Dairesi’nin 14.01.2016 tarihli 2015/2277 Esas ve 2016/375 Karar sayılı ilamı özetle; kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi istemine ilişkindir. Türk Borçlar Kanunu’nun 58. maddesi (818 sayılı BK 49. maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da dikkate almalıdır. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif olarak göstermelidir. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4. maddesinde belirtilmiştir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır.

Davacı Aynur Ç. vekili Avukat tarafından, davalı Erkan D. aleyhine 27/12/2013 gününde verilen dilekçeyle manevi tazminat istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 11/12/2014 günlü kararın YARGITAY’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan raporla dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ.

1- Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı kanıtlarla yasaya uygun gerektirici nedenlere, özellikle delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik görülmemesine göre aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz İTİRAZLARI REDDEDİLMELİDİR.

2- Diğer temyiz itirazlarına gelince;

Dava, kişilik haklarına saldırıdan dolayı uğranılan manevi zararın ödetilmesi İSTEMİNE İLİŞKİNDİR. Mahkemece istemin bir bölümü kabul edilmiş, karar, davalı tarafından TEMYİZ OLUNMUŞTUR.

Davacı, hakkında asılsız isnatlarda bulunarak vesayet altına alınması için dava açan davalının eyleminin kişilik haklarına saldırı niteliğinde bulunması nedeniyle uğradığı manevi zararın ödetilmesi İSTEMİNDE BULUNMUŞTUR.

Davalı, davacı hakkında açtığı davanın kamu düzenine ilişkin olduğunu, anayasal hakkını kullandığını, davacıyı manevi zarara uğratacak bir iddiada bulunmadığını bildirerek davanın reddine karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.

Mahkemece, davalının eyleminin davacının kişilik haklarına zarar verdiği  belirlenerek 15.000,00 TL manevi tazminat ödetilmesine KARAR VERİLMİŞTİR.

Türk Borçlar Kanunu’nun 58 inci maddesi (818 sayılı BK 49 uncu maddesi) hükmüne göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimse manevi tazminata hükmedilmesini isteyebilir. Hakim manevi tazminatın miktarını tayin ederken saldırı teşkil eden eylem ve olayın özelliği yanında tarafların kusur oranını, sıfatını, işgal ettikleri makamı ve diğer sosyal ve ekonomik durumlarını da DİKKATE ALMALIDIR. Miktarın belirlenmesinde her olaya göre değişebilecek özel hal ve şartların bulunacağı da gözetilerek takdir hakkını etkileyecek nedenleri karar yerinde objektif OLARAK GÖSTERMELİDİR. Çünkü kanunun takdir hakkı verdiği hususlarda hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hüküm vereceği Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü MADDESİNDE BELİRTİLMİŞTİR. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi mal varlığı hukukuna ilişkin bir zararın karşılanmasını da AMAÇ EDİNMEMİŞTİR. O halde bu tazminatın sınırı onun amacına GÖRE BELİRLENMELİDİR. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan KADAR OLMALIDIR.

Somut olaya gelince, taraflar arasındaki olayların gelişim biçimi, olay tarihi, tarafların sıfatları, ekonomik ve sosyal durumlarıyla yukarıda anılan ilkeler gözetildiğinde davacı yararına takdir olunan manevi tazminat TUTARI FAZLADIR. Daha alt  düzeyde manevi tazminat takdir edilmek üzere kararın BOZULMASI GEREKMİŞTİR.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda (2) sayılı bentte gösterilen nedenlerle BOZULMASINA, davalının diğer temyiz itirazlarının (1) sayılı bentte gösterilen nedenlerle reddine ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 14/01/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan ZAMANAŞIMI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.