Blog

NDIxNTAzNj-kamulastirmasiz-el-atma-davasiYargıtay 13. Hukuk Dairesi’nin 08.01.2016 tarihli 2015/34406 Esas ve 2016/188 Karar sayılı ilamında özetle; dava, devre mülk satışının ifasının imkansız olması nedeniyle uğranılan zararın tazminine yöneliktir. Hemen belirtilmelidir ki devre mülk satışı nedeniyle sözleşme ilişkisi olmayan davalı Belediye Yargıtay HGK kararı ile sorumlu tutulduğundan davacının, davalıya yaptığı ödemeleri yasal delillerle kanıtlaması gerekir. Şirket defterleri üzerinde inceleme yapılmadığı için davacı satış bedelini ödediğini ticari defter ve kayıtlarla ispat edememiştir. O zaman davacı elinde kalan ödeme belgeleriyle ifayı ispat etmek zorundadır. Dairemizin emsal bozma kararlarında belirtildiği üzere bu tür davalarda ödeme belgelerinin delil olarak önemi izahtan varestedir. Ödemenin nasıl yapılacağı 818 sayılı BK.nun 87. (TBK m. 103) maddesinde gösterilmiştir. Yasa gereğince borcu ödeyen bir makbuz ve borcun tamamı ödenmişse buna ilişkin senedi geri isteme hakkına sahiptir. Borcun tamamı ödenmemiş veya borç senedi alacaklıya başkaca haklar da vermekte ise borçlu, ancak makbuz verilmesini ve ödemenin borç senedine işlenmesini isteyebilir. Bu hükme göre borcunu ödeyen borçlunun makbuz alması ve dönemsel ödemelerin kayıtlara işlenmesi gerekir.

Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı Gazipaşa Belediye Başkanlığı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.

KARAR

Davacı, 21.03.1997 tarihli sözleşmeyle yedi (7) adet A grubu devre mülkü davalılardan Gazipaşa Belediyesi’nin teminatına güvenerek diğer davalı şirketten satın aldığını, sözleşme tarihinden itibaren 30 ay içerisinde teslim edileceğinin taahhüt edilmesine rağmen davalıların edimlerini yerine getirmediğini, taşınmazın değerinin Gazipaşa Asliye Hukuk Mahkemesinin 2007/12 ve 2008/36 Tal. sayılı dosyalarında tespit edildiğini ileri sürerek fazlaya ilişkin hakkı saklı kalmak kaydıyla rayiç değer olan 52.500,00 TLnin yasal faiziyle birlikte davalılardan TAHSİLİNİ İSTEMİŞTİR.

Davalılar davanın REDDİNİ DİLEMİŞTİR.

Mahkemece davanın kabulü ile 52.500,00 TL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, karar verilmiş olup hüküm davalı belediye tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

1-Davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİ GEREKİR.

2-Dava, devre mülk satışının ifasının imkansız olması nedeniyle uğranılan zararın TAZMİNİNE YÖNELİKTİR. Hemen belirtilmelidir ki devre mülk satışı nedeniyle sözleşme ilişkisi olmayan davalı Belediye YARGITAY HGK kararıyla sorumlu tutulduğundan davacının, davalıya yaptığı ödemeleri yasal delillerle KANITLAMASI GEREKİR. Şirket defterleri üzerinde inceleme yapılmadığı için davacı satış bedelini ödediğini ticari defter ve kayıtlarla İSPAT EDEMEMİŞTİR. O zaman davacı elinde kalan ödeme belgeleriyle ifayı ispat ETMEK ZORUNDADIR. Dairemizin emsal bozma kararlarında belirtildiği üzere bu tür davalarda ödeme belgelerinin delil olarak önemi İZAHTAN VARESTEDİR. Ödemenin nasıl yapılacağı 818 sayılı BK.nun 87. (TBK m. 103) MADDESİNDE GÖSTERİLMİŞTİR. Yasa gereğince borcu ödeyen bir makbuz ve borcun tamamı ödenmişse buna ilişkin senedi geri isteme HAKKINA SAHİPTİR. Borcun tamamı ödenmemiş veya borç senedi alacaklıya başkaca haklar da vermekte ise borçlu, ancak makbuz verilmesini ve ödemenin borç senedine işlenmesini isteyebilir. Bu hükme göre borcunu ödeyen borçlunun makbuz alması ve dönemsel ödemelerin kayıtlara İŞLENMESİ GEREKİR.

Somut olayda davacı belge olarak hem makbuz hem de senet İADELERİ SUNMUŞTUR. Usulüne uygun düzenlenmiş makbuz alacaklı veya temsilcisi tarafından imzalanan ve borçluya verilmesi bir yükümlülük olan, borcun ödendiğinin delilini teşkil eden borçlunun en sağlam İFA KANITIDIR. Senet iadesi ise makbuza göre daha zayıf bir delil olup borcun ödendiğine karine oluşturur. (TBK 103 ve 104 üncü maddeler) Bu ödemenin aksi ispatlanabilir. Sözleşme de taraf olmayan Belediye aleyhine bu tür sözleşme ve senetlerin her zaman düzenlenmesi İMKAN DAHİLİNDEDİR. Öbür taraftan sözleşme ve bazı belgelerde de silinti KAZINTI BULUNMAKTADIR. HMK 207 maddesine göre “Senetteki çıkıntı, kazıntı veya silinti ayrıca onanmamışsa, inkâr hâlinde göz önünde tutulmaz. Bu tür çıkıntı, kazıntı veya silinti mahkemece senedin geçerliliğine ve anlamına etkili olacak nitelikte görülürse, senet kısmen veya tamamen hükümsüz sayılabilir.” Hal böyle olunca ödeme belgelerinden makbuzun diğer davalı şirket tarafından usulüne uygun bir şekilde düzenlenip düzenlenmediği üzerinde durularak, gerekirse bu konuda bir uzman bilirkişiden rapor alınmalı, senet iadelerinin ifadan kaynaklandığının anlaşılması halinde devre mülklerin rayiç değeri üzerinden geçerli kabul edilen ödeme miktarıyla sözleşme bedeli oranlanıp sonucuna uygun bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ve incelemeyle davanın kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirir.

SONUÇ: Yukarıda 1 nolu bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine 2 nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı Gazipaşa Belediyesi yararına BOZULMASINA, peşin alınan 888,03 TL harcın istek halinde davalı Gazipaşa Belediye Başkanlığı’na iadesine, 08/01/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan İŞVERENİN İŞ AKTİNİ FESHİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.