Yargıtay 2. Hukuk Dairesi’nin 01.12.2015 tarihli 2015/8593 Esas ve 2015/22828 Karar sayılı ilamında özetle; Mahkemece, davalı-karşı davacı erkeğin eşine fiziki şiddet uyguladığı, çocuğun doğumu sırasında ve sonrasında eşini arayıp sormadığı, çocuğunu görmeye gelmediği kabul edilerek davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının kabülüne karar verilmişse de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, erkeğin müşterek çocuğun doğumunda ve sonrasında eşiyle ilgilenmediği fakat bundan sonra tarafların barışarak bir süre daha evlilik birliğini devam ettirdikleri anlaşılmaktadır. O halde, davacı-karşı davalı kadının, davalı-karşı davacı erkeğin bu kusurlu davranışını affettiği, en azından hoşgörüyle karşıladığının kabulü gerekir. Affedilen ya da hoşgörüyle karşılanan davranışlar boşanma davasında diğer tarafa kusur olarak yüklenemez ve buna dayanılarak boşanma kararı verilemez. Davalı-karşı davacı erkeğin başkaca kusurlu bir davranışı da kanıtlanamamıştır. Bu halde; davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının da reddine karar verilmesi gerekir.
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davalı-karşı davacı erkek tarafından, her iki davaya yönelik olarak temyiz edilmekle, evrak okunup GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı-karşı davacı erkeğin, kendi boşanma davasına yönelik temyiz İTİRAZLARI YERSİZDİR. (Ankara Boşanma Avukatı)
2-Davalı-karşı davacı erkeğin, davacı-karşı davalı kadının boşanma davasına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Mahkemece, davalı-karşı davacı erkeğin eşine fiziki şiddet uyguladığı, çocuğun doğumu sırasında ve sonrasında eşini arayıp sormadığı, çocuğunu görmeye gelmediği kabul edilerek davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının kabülüne karar verilmişse de; yapılan soruşturma ve toplanan delillerden, erkeğin müşterek çocuğun doğumunda ve sonrasında eşiyle ilgilenmediği fakat bundan sonra tarafların barışarak bir süre daha evlilik birliğini devam ETTİRDİKLERİ ANLAŞILMAKTADIR. O halde, davacı-karşı davalı kadının, davalı-karşı davacı erkeğin bu kusurlu davranışını affettiği, en azından hoşgörüyle karşıladığının KABULÜ GEREKİR. Affedilen ya da hoşgörüyle karşılanan davranışlar boşanma davasında diğer tarafa kusur olarak yüklenemez ve buna dayanılarak boşanma kararı verilemez. Davalı-karşı davacı erkeğin başkaca kusurlu bir davranışı DA KANITLANAMAMIŞTIR. Durum böyleyken davacı-karşı davalı kadının boşanma davasının da reddine karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde kabulüne kabulüne karar verilmesi DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda yukarıda 2. bentte gösterilen sebeple davacı-karşı davalı kadının boşanma davası yönünden BOZULMASINA, davalı-karşı davacı erkeğin boşanma davasına yönelik bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.01.12.2015
Bir önceki yazımız olan İŞYERİ İHTİYACI NEDENİYLE TAHLİYE İSTEMİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.