Blog

cerkezkoyavukat-makale-0023Yargıtay 6. Hukuk Dairesi’nin 10.12.2015 tarihli 2015/7280 Esas ve 2015/10980 Karar sayılı ilamında özetle; asıl dava ve birleşen dava işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye istemine ilişkindir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bilgisayar ve spot beyaz eşya satışı yapılan 107m2 alanlı kiralananın yapılmak istenen işe tek başına uygun olduğu, yine birleşen davaya konu edilen eczane olarak kullanılmakta olan bitişik 69m2 alanlı taşınmazın yapılmak istenen işe tek başına uygun olduğu belirtilmiştir. Yargılama devam ederken eczane olarak kullanılan bu yer tahliye edilmiş olup ihtiyacı karşılar niteliktedir. Bu durumda ihtiyacı karşılayan ve boş olan başka bir taşınmazın bulunması karşısında davacının ihtiyacının gerçek ve zorunlu olduğundan bahsedilemez. İşyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye isteminde ihtiyacın gerçek ve zorunlu olması gerekmektedir. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken tahliyeye karar verilmesi doğru değildir.

Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı tahliye davasına dair karar, davalı Mehmet A.A. tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ.

Asıl dava ve birleşen dava işyeri ihtiyacı nedeniyle tahliye İSTEMİNE İLİŞKİNDİR. Mahkemece asıl davanın kabulüne, kiralananın tahliyesine, birleşen dava hakkında tahliye gerçekleşmiş olduğundan karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiş, hüküm asıl davanın davalısı tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Davacılar vekili dava dilekçesinde, davalının murislerinden sözlü sözleşmeyle kiraladığı taşınmazda 2009 yılından beri kiracı olduğu, söz konusu yer ile bitişiğindeki yine kendilerine ait yerin birleştirilerek davacılardan Orhan Arıkan tarafından bilgisayar şirketi olarak kurulacak şirketin merkezi olarak kullanılacağını ve bilgisayar satış ve servis işi yapılacağını, Orhan’ın bilgisayar mühendisi olup şuan işsiz olduğunu, gönderilen ihtarnameye rağmen tahliyenin gerçekleşmediğini belirterek işyeri ihtiyacı nedeniyle kiralananın tahliyesini TALEP ETMİŞTİR. Davalı, ihtiyacın gerçek ve samimi olmadığını belirterek davanın reddini savunmuş, Mahkemece işyeri ihtiyacının samimi olduğu, birleşen dosya davalısının kiracı olduğu taşınmazı tahliye etmiş ise de; asıl dosya davalısının kiracı bulunduğu taşınmazın daha büyük olduğu ve davacının ihtiyacını karşılar nitelikte bulunduğu gerekçesiyle asıl davanın kabulüne KARAR VERİLMİŞTİR.

Hükme esas alınan bilirkişi raporunda, bilgisayar ve spot beyaz eşya satışı yapılan 107m2 alanlı kiralananın yapılmak istenen işe tek başına uygun olduğu, yine birleşen davaya konu edilen eczane olarak kullanılmakta olan bitişik 69m2 alanlı taşınmazın yapılmak istenen işe tek başına uygun OLDUĞU BELİRTİLMİŞTİR. Yargılama devam ederken eczane olarak kullanılan bu yer tahliye edilmiş olup ihtiyacı KARŞILAR NİTELİKTEDİR. Bu durumda ihtiyacı karşılayan ve boş olan başka bir taşınmazın bulunması karşısında davacının ihtiyacının gerçek ve zorunlu olduğundan bahsedilemez. Mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken tahliyeye karar verilmesi DOĞRU DEĞİLDİR.

Hüküm bu NEDENLE BOZULMALIDIR.

SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3 üncü madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428 inci maddesi uyarınca asıl davaya ilişkin hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine 10/12/2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

Bir önceki yazımız olan ÖNALIM HAKKI NEDENİYLE TAPU İPTAL VE TESCİL başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.