Blog

222A0518Yargıtay 5. Hukuk Dairesinin 13.05.2015 tarihli 2014/28983 esas ve 2015/10901 numaralı kararının özeti ve metni aşağıdaki gibidir. Dava, 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve kamulaştırılan taşınmazın maliye hazinesi adına tescili istemine ilişkindir. Davalılardan bir kısmının davacı idare ile anlaşarak tapuda ferağ verdikleri iddia edildiğinden ve dosyada mevcut güncel tapu kaydına göre davalılar murisi Şaziye Tiryaki ve Ülkü Tiryaki’nin payı dışındaki payların Maliye Hazinesi adına kamulaştırma nedeniyle tescil edildiği anlaşıldığından, mahkemece ferağa ilişkin resmi senetler getirtilip gerekçesi açıklanmadan adı geçen tapu maliklerinin mirasçıları olan davalılar dışında kalan bir kısım davalının da paylarını kapsar şekilde davanın kabulüne karar verilmesi, dava konusu taşınmaza emsal olarak kabul edilen Arhasu Mahallesi 649 ada 3 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki kargir bina ile birlikte satıldığı anlaşıldığından yapı bedelinin resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı da düşülmek suretiyle hesaplanıp, satış bedelinden düşüldükten sonra arsa zemin bedeli tespit edildikten sonra değerlendirme yapılması gerektiği düşünülmeden eksik inceleme ile bedel tespiti doğru görülmemiştir.

Taraflar arasındaki 4650 s. Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve kamulaştırılan taşınmazın maliye hazinesi adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün YARGITAY’ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçeyle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

– K A R A R –

Dava, 4650 s. Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tesbiti ve kamulaştırılan taşınmazın maliye hazinesi adına tescili İSTEMİNE İLİŞKİNDİR.

Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davacı idare vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Arsa niteliğindeki taşınmazın zeminine emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi doğru olduğu gibi, resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı düşülmek suretiyle yapılara, maktu değerleri esas alınarak ağaçlara değer biçilmesinde de bir İSABETSİZLİK GÖRÜLMEMİŞTİR. Ancak;

  1. Davalılardan bir kısmının davacı idareyle anlaşarak tapuda ferağ verdikleri iddia edildiğinden ve dosyada mevcut güncel tapu kaydına göre davalılar murisi Şaziye Tiryaki ve Ülkü Tiryaki’nin payı dışındaki payların Maliye Hazinesi adına kamulaştırma nedeniyle tescil edildiği anlaşıldığından, mahkemece ferağa ilişkin resmi senetler getirtilip gerekçesi açıklanmadan adı geçen tapu maliklerinin mirasçıları olan davalılar dışında kalan bir kısım davalının da paylarını kapsar şekilde davanın kabulüne karar verilmesi,
  2. Dava konusu taşınmaza emsal olarak kabul edilen Arhasu Mahallesi 649 ada 3 parsel sayılı taşınmazın üzerindeki kargir binayla birlikte satıldığı anlaşıldığından yapı bedelinin resmi birim fiyatları esas alınıp yıpranma payı da düşülmek suretiyle hesaplanıp, satış bedelinden düşüldükten sonra arsa zemin bedeli tespit edildikten sonra değerlendirme yapılması gerektiği düşünülmeden eksik incelemeyle bedel tespiti,
  3. Değerlendirme tarihi olan 2010 yılında dava konusu taşınmazla bilirkişi kurulunca emsal kabul edilen taşınmazın, Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2 değerlerinin, ilgili Belediye Başkanlığı Emlak Vergi Dairesinden istenip, dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazlara göre üstünlük oranı yönünden bilirkişi kurulu raporu da denetlenmeden eksik incelemeyle hüküm kurulması,
  4. Kamulaştırma bedelinin, kamulaştırmaya ilişkin belgelerin, mahkemeye ibraz edildiği tarihe göre değerlendirilmesi, tespit edilen bedele dava tarihinden 4 ay sonra başlayarak karar tarihine kadar yasal faize hükmedilmesiyle yetinilmesi gerekirken tespit edilen bedeli dava tarihinden sonraki 27.10.2012 tarihine eskale edilmek suretiyle belirlenen miktarın esas alınarak fazlaya karar verilmesi,

DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.

Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 13.05.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan YANLIŞ TEDAVİ NEDENİYLE MADDİ VE MANEVİ TAZMİNAT İSTEMİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.