Yargıtay 2. hukuk dairesinin12.05.2015 tarihli 2014/21165 esas ve 2015/9882 kararı ile bozulan yerel mahkeme tarafından boşanma davasında davalı kadına gönderilen isticvap davetiyesine rağmen, davalı kadın duruşmaya gelmediği için eşini başka biriyle aldattığını kabul etmiş sayılmış ve yerel mahkeme bu yönde hüküm kurmuştur. Yargıtayın bozma kararı gerekçesiyle birlikte aşağıda paylaşılmıştır.
- Yerel mahkemece davalı kadına duruşmaya gelip, sorulan sorulara cevap vermediği takdirde başka bir erkekle olan ilişkisini kabul edeceği belirtilerek isticvap davetiyesi çıkarılmış, davalı kadının davetiye tebliğine rağmen gelmemesi nedeniyle bu ilişkinin varlığı kabul edilerek boşanmaya karar verilmiştir.
- Boşanma davalarında tarafların ikrarı hakimi bağlamaz. Bu şekilde isticvap davetiyesi çıkarılması da usul hükümlerine göre doğru değildir. Dosyada davacı erkeğin davalı kadına terk ihtarı gönderdikten sonra, davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirir bir kusurlu davranışın varlığı da ispatlanmamıştır. O halde davanın reddine karar vermek gerekir.
- Mahkemece davalı kadına duruşmaya gelip, sorulan sorulara cevap vermediği takdirde başka bir erkekle olan ilişkisini kabul edeceği belirtilerek isticvap davetiyesi çıkarılmış, davalı kadının davetiye tebliğine rağmen gelmemesi nedeniyle bu ilişkinin varlığı kabul edilerek boşanmaya KARAR VERİLMİŞTİR. Boşanma davalarında tarafların ikrarı hakimi bağlamaz . Açıklanan sebeple bu şekilde isticvap davetiyesi çıkarılması da usul hükümlerine göre DOĞRU DEĞİLDİR. Dosyada davacı erkeğin davalı kadına terk ihtarı gönderdikten sonra, davalı kadından kaynaklanan boşanmayı gerektirir bir kusurlu davranışın varlığı DA İSPATLANMAMIŞTIR. O halde davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmayıp BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.
- Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re’sen) almak zorundadır (TMK md. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3 üncü maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya AYKIRI BULUNMUŞTUR.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple BOZULMASINA, duruşma için takdir olunan 1.100.00 TL vekalet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine, istek halinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ. 12.05.2015(Salı)
Bir önceki yazımız olan KEFALET SÖZLEŞMESİNİN GEÇERSİZLİĞİ başlıklı makalemizde KEFALET SÖZLEŞMESİNİN GEÇERSİZLİĞİ hakkında bilgiler verilmektedir.