Archives: Kasım 2015

ayriyasamadaKarşılıklı açılan boşanma davaları Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun yürürlüğe girmesinden sonra ikame edilmiştir. Davalı-karşı davacı, cevap ve karşı dava dilekçesinde yoksulluk nafakası isteğinde bulunmamış, ön inceleme duruşmasında yoksulluk nafakası talep etmiş ve aynı oturumda hazır bulunan davacı-karşı davalı bu isteğe muvafakati olmadığını beyan etmiştir.Taraflar cevaba cevap ve ikinci cevap dilekçeleri ile serbestçe,ön inceleme aşamasında ise ancak karşı tarafın açık muvafakati ile iddia ve savunmalarını genişletebilir ceya değiştirebilirler. Ön inceleme duruşmasına taraflardan biri mazeretsiz olarak gelmezse, gelen taraf onun onayı aranmaksızın iddia ve savunmasını genişletebilir yahut değiştirebilir. Ön inceleme aşamasının tamamlanmasından sonra diğer tarafın açık muvafakati  ve ıslah dışında iddia ve savunma genişletilemez yahut değiştirilemez. Davalı-karşı davacının ilk defa ön inceleme duruşmasında ileri sürdüğü yoksulluk nafakası isteği, talep sonucunun genişletilmesi niteliğindedir.Açıkça muvafakat ve ıslah da söz konusu olmadığından, davalı-karşı davacının yoksulluk nafakası talebi artık incelenemez. Buna ilişkin karar şu şekildedir:

Taraflar arasındaki “boşanma” ve “karşı boşanma” davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm davacı-karşı davalı tarafından, diğer tarafın kabul edilen boşanma davası, fer’ileri, kusur belirlemesi ve manevi tazminat talebinin reddi yönünden; davalı-karşı davacı tarafından ise, davacı-karşı davalının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve tazminatların miktarı yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşüldü:

Devamını Oku..

consumer.jpg2828 sayılı yasa uyarınca alınmış olan korunma kararının kaldırılmasına yönelik istek, korunma altında bulunan çocuğun hak ve menfaatleriyle ilgilidir.Bu nedenle davanın, hakkında korunma kararı alınmış olan,inceleme tarihi itibariyle ergin olduğu anlaşılan, temyiz eden Yaşar’a yöneltilmesi, göstereceği deliller varsa toplanıp, sözü edilen yasanın 24.ve müteakip maddeleri çerçevesinde değerlendirilerek ulaşılacak sonuç uyarınca karar oluşturulması gerekir. Bu hususlar gözetilmeden kurulacak hüküm doğru bulunmamıştır. Buna ilişkin karar şu şekildedir:

1-Dava, 2828 s. Kanununa göre alınmış olan korunma kararının kaldırılmasına ilişkindir. Sözü edilen Kanun, korunmaya muhtaç çocukların, ergin oluncaya kadar, bu kanun hükümlerine göre kurulan sosyal hizmet kuruluşlarında bakılıp gözetilmeleri hususundaki tedbirin görevli ve yetkili mahkemece alınacağını hükme bağlamış (2828 s. K. m. 22/1), görevli ve yetkili mahkemenin hangi mahkeme olduğunu göstermemiş bulunmaktadır. Kanunun 24 üncü maddesi de, korunma kararı alınmasını gerektiren şartların ortadan kalkması halinde, kurum yetkililerinin önerisi üzerine mahkemece, çocuk ergin olmadan kaldırılabileceği gibi, ergin olduktan sonra da, çocuğun rızası alınmak şartıyla ve bu maddede gösterilen şartların varlığı halinde korunma kararının devamına karar verilebileceği hükme bağlamıştır.

Devamını Oku..

indirİİK’nın 361.maddesi gereğince icra dairelerince borçludan fazla  para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır.Ancak İİK’nın 361.maddesi hükmünün uygulanabilmesi için icra dairesince borçludan tahsil edilmiş bir para mevcut olması gerekir. Somut olayda icra dairesinden iade isteminde bulunan belediye icra takibinin borçlusu olmayıp takipte taraf olmayan 3.kişi olduğundan anılan maddeye dayalı olarak iade talebinde bulunamaz. Üçüncü kişi tarafından yanlışlıkla yapıldığı iddia edilen bu paranın iadesi yargılamayı gerektirdiğinden ancak adı geçen tarafından açılacak bir istirdat ya da sebepsiz zenginleşme davasında ileri sürülebilir. O halde mahkemece şikayetin kabulü ile icra müdürlüğünün İİK’nın 361.maddesi hükmüne aykırı işleminin iptaline karar verilmesi gerekir. Buna ilişkin karar şu şekildedir:

İİK’nun 361 inci maddesi gereğince icra dairelerince borçludan fazla para tahsil olunarak alacaklıya verildiği yahut yanlışlıkla bir tarafa para tediye olunduğu hesap neticesinde anlaşılırsa verilen para ayrıca hükme hacet kalmaksızın o kimseden geri alınır. Ancak, İİK’nun 361 inci maddesi hükmünün uygulanabilmesi için icra dairesince borçludan tahsil edilmiş bir para mevcut olması gerekir.

Devamını Oku..