Blog

Doktor teşhisi hatalarıDava; davacılar tarafından, İ. B.’in SSK Ankara Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Hastanesi’nde 05.11.2002 tarihinde gerçekleşen doğumu esnasında anne adayı M. B.’e gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği, uygulanan sağlık hizmeti sunumunda kusurlu davranıldığı, bu nedenle davacılardan İlker Başer’in bünyesinde korpus kollozum agenezisi, miyelinizasyon, migrasyonda gecikme rahatsızlıkları oluştuğu ileri sürülerek toplamda 340.000,00-TL maddî, 45.000,00-TL manevî olmak üzere 385.000,00-TL tazminatın 05.11.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır. Buna ilişkin karar şu şekildedir:

İstemin Özeti: Ankara 3. İdare Mahkemesi’nin 07/02/2013 günlü, E:2009/1139; K:2013/164  sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.

Savunmaların Özeti: Davalı idarece davacının temyiz taleplerinin reddi gerektiği savunulmakta olup, davacılar tarafından savunma verilmemiştir.

Danıştay Tetkik Hâkimi Düşüncesi: Davalı idarenin temyiz isteminin reddi ile anılan kararın kabule ilişkin kısmının onanması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda 30.4.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik ile bu değişiklikten yararlanmak amacıyla davacılar tarafından ıslah talebine ilişkin temyiz dilekçesinin, davacıların eksik harcı tamamlatıldıktan sonra idareye gönderilerek verilecek cevabın alınmasından sonra artırılan tazminat istemi hakkında yeniden bir karar verilmek üzere Mahkemeye gönderilmesi  gerektiği  düşünülmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

Hüküm veren Danıştay Onbeşinci Dairesince dosyanın tekemmül ettiği görülmekle davalı idarenin yürütmenin durdurulması istemi hakkında ayrıca bir karar verilmeksizin, gereği görüşüldü:

Dava; davacılar tarafından, İ. B.’in SSK Ankara Doğumevi ve Kadın Hastalıkları Hastanesi’nde 05.11.2002 tarihinde gerçekleşen doğumu esnasında anne adayı M. B.’e gerekli dikkat ve özenin gösterilmediği, uygulanan sağlık hizmeti sunumunda kusurlu davranıldığı, bu nedenle davacılardan İ. B.’in bünyesinde korpus kollozum agenezisi, miyelinizasyon, migrasyonda gecikme rahatsızlıkları oluştuğu ileri sürülerek toplamda 340.000,00-TL maddî, 45.000,00-TL manevî olmak üzere 385.000,00-TL tazminatın 05.11.2002 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalı idareden tazminine karar verilmesi istemiyle açılmıştır.

Ankara 3. İdare Mahkemesince; davacıya uygulanan teşhis ve tedavi işlemlerinin tıp kurallarına uygun olmadığı ve olayda ağır hizmet kusuru bulunduğunun anlaşıldığı gerekçesiyle davacıların maddi ve manevi tazminat istemlerinin kabulüne, 360.000,00-TL maddi, 25.000,00-TL manevi tazminatın adli yargı yerinde dava açma tarihi olan 12.10.2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davacılara ödenmesine karar verilmiştir.

Davalı idare ile müdahil tarafından, adı geçen Mahkeme kararının hukuka aykırı olduğu ileri sürülerek, temyizen incelenerek bozulması; davacılar tarafından ise  öncelikle mahkeme kararının “360.000,00-TL maddi ve 25.000,00-TL manevi tazminat isteminin kabulüne” şeklinde sonuç kısmında yapılan maddi hatanın “340.000,00-TL maddi ve 45.000,00-TL manevi tazminat isteminin kabulüne” şeklinde düzeltilerek onanması ve maddi tazminat istemlerinin 446.599,00-TL olarak ıslahına karar verilmesi istenilmektedir.

İdare ve Vergi Mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.

Diğer taraftan, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49/2. maddesinde, temyiz incelenmesi sonunda karardaki maddi yanlışlıkların düzeltilmesi mümkün ise kararın düzeltilerek onanmasına karar verileceği hüküm altına alınmıştır.

Temyize konu mahkeme kararında davanın kabulüne hükmedilmesine karşın maddi ve manevi tazminat tutarlarının sehven “360.000,00-TL maddi ve 25.000,00-TL manevi tazminat isteminin kabulüne” şeklinde yazıldığı, davacıların talebinin “340.000,00-TL maddi ve 45.000,00-TL manevi tazminat” olduğu anlaşıldığından, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49/2. maddesi uyarınca kararın sonuç kısmında yapılan maddi hatanın “340.000,00-TL maddi ve 45.000,00-TL manevi tazminat” şeklinde düzeltilmesi gerekmektedir.

Bu durumda Mahkeme kararının kabule yönelik kısmında 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 49. maddesinde sayılan bozma nedenleri bulunmamaktadır

Davacıların maddi tazminata yönelik ıslah istemlerine gelince;2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrasında; ” Taraflar, sürenin geçmesinden sonra verecekleri savunmalara veya ikinci dilekçelere dayanarak hak iddia edemezler. Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir” hükmü yer almaktadır.

Yine 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun geçici 7. maddesinin 1. fıkrasında ise;  “bu Kanunun 16’ncı maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır.” hükmü yer almaktadır.

Dava dosyasının incelenmesinden; temyiz  dilekçesinde 2577 sayılı Kanunun 6459 sayılı Kanun ile değişik 16/4 maddesi uyarınca maddi tazminat miktarının 446.599-TL olarak artırılması talebinde bulunulduğu görülmektedir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 3. maddesinin 2. fıkrasının (d) bendinde, tam yargı davalarında uyuşmazlık konusu miktarın gösterileceği; 15. maddesinde ise, 3. maddeye aykırı düzenlenen dava dilekçesinin reddedileceği belirtilmiş; ancak, tam yargı davalarında dilekçede gösterilen uyuşmazlık konusu miktarın artırılmasını yasaklayan bir hükme yer verilmemiştir.

2577 sayılı Yasada yer almamasına karşılık, Danıştay içtihatları ile istemle bağlı olma kuralı uygulanarak, tam yargı davalarında dilekçede gösterilen uyuşmazlık konusu miktarın artırılamayacağı kabul edilmiştir. Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralına ilişkin Danıştay’ın bu içtihatının, hak arama özgürlüğünün kullanımına ve adil yargılama hakkına engel oluşturduğu ileri sürülerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine başvurulmuş ve adı geçen Mahkemece ülkemiz aleyhine ihlal kararları verilmiştir.

Tam yargı davalarında istemle bağlı olma kuralının sebep olduğu hak kayıplarının giderilmesi amacıyla 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nun 16. maddesinin 4. fıkrasına, 30.4.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6459 sayılı Kanunun 4. maddesi ile ”Ancak, tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktar, süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin nihai karar verilinceye kadar, harcı ödenmek suretiyle bir defaya mahsus olmak üzere artırılabilir ve miktarın artırılmasına ilişkin dilekçe otuz gün içinde cevap verilmek üzere karşı tarafa tebliğ edilir” cümlesi, aynı Kanunun 5. maddesi ile de 2577 sayılı Kanuna Geçici 7. madde olarak ”Bu maddeyi ihdas eden Kanunla, bu Kanunun 16. maddesinin dördüncü fıkrasına eklenen hüküm, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da uygulanır. ” cümlesi eklenmiştir.

Nitekim, 6459 sayılı Kanunun 4. maddesinin (Tasarının 3. maddesi) gerekçesinde, ”AİHM, devletin sorumluluğuna ilişkin tazminat davalarında, davacıların yargılamanın yavaş işlemesinden doğan zararlarını ortadan kaldıracak yeterli bir çözüm bulunmadığı yönünde ülkemiz aleyhinde ihlal kararları vermektedir. Düzenlemeyle, idarî yargıda açılan tam yargı davalarında talep edilen tazminatın daha yüksek olduğunun dava devam ederken anlaşılması durumunda, davacıya talep edilen miktarı arttırma hakkı verilmemesinin adil yargılama hakkının ihlali olarak kabul edilmesi sebebiyle, nihai karar verilinceye kadar ıslah suretiyle talep edilen tazminat miktarını arttırma hakkı tanınmaktadır.” ifadesine yer verilmiştir.

2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu’nda, 6459 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikle tam yargı davalarında dava dilekçesinde belirtilen miktarın, kanun yolu aşaması dâhil, yürürlük tarihinde derdest olan davalarda da süre veya diğer usul kuralları gözetilmeksizin artırılmasına olanak tanınmıştır. Madde gerekçesinde de ifade edildiği üzere, yasal değişiklikle ilgililerin uğramış olduğu zararın, dava dilekçesinde gösterilen zarar miktarından fazla olmasına karşın, davacı veya davacıların dava dilekçesinde gösterdikleri zarar miktarını artırımlarına yönelik taleplerinin mahkemelerce kabul edilmeyerek istemle bağlı kalma kuralını uygulayarak dava dilekçesinde gösterilen zarar tutarı kadar tazminata hükmetmelerinden doğan hak kayıplarının giderilmesi amaçlanmıştır. Bir başka ifade ile mahkemelerce istemle bağlı olma kuralı uygulanmak suretiyle verilen kararlara karşı taraflardan herhangi birinin kanun yoluna başvurmuş olması şartıyla davacı veya davacıların artırılan miktara isabet eden harcı ödemek suretiyle kararı veren Mahkemeye verecekleri dilekçe ile bir defaya mahsus olmak üzere dava dilekçesinde gösterilen miktarı artırmaları mümkündür.

Mahkemece, hükmedilecek tazminat miktarının belirlenmesinde, istemle bağlı kalma kuralının uygulanmadığı, bir başka ifade ile dava dilekçesinde gösterilen tazminat miktarının bir kısmının kabulüne, fazlaya ilişkin kısmının reddine karar verilmesi durumunda ise, davanın kısmen reddine karşı kanun yolununa başvurmayan davacıların, miktar artırımına olanak tanıyan yasal değişiklikten yararlanmasına olanak bulunmamaktadır.

Bu durumda, Mahkeme aşamasında istemlerinin tamamı kabul edilen davacılar yönünden, yasal değişiklikten yararlanmak istemiyle yapılan başvuru dilekçesinin, 6459 sayılı Yasa değişikliği kapsamında değerlendirilerek, eksik harç davacılara tamamlatıldıktan sonra davalı idareye gönderilerek verilecek cevabın alınmasından sonra, artırılan tazminat miktarına göre (tazminat verilmesini gerektiren koşulların bulunup bulunmadığı yönünden inceleme de yapılarak) yeniden bir karar verilmesi gerekmektedir.

Açıklanan nedenlerle, 2577 sayılı Yasanın 49. maddesi uyarınca davalı idare ile müdahilin temyiz istemlerinin reddine, Ankara 3. İdare Mahkemesi’nin davanın kabulü yönünde verilen 07/02/2013 günlü, E:2009/1139; K:2013/164  sayılı kararının, hüküm fıkrasında yer alan “360.000,00-TL maddi ve 25.000,00-TL manevi tazminat isteminin kabulüne” ibaresinin “340.000,00-TL maddi ve 45.000,00-TL manevi tazminat tazminat isteminin kabulü” şeklinde düzeltilmesi suretiyle ONANMASINA,  6459 sayılı Yasa ile  değişik 16. maddesine  göre artırılan maddi tazminat miktarı ile ilgili olarak YENİDEN BİR KARAR VERİLMEK ÜZERE dosyanın, adı geçen İdare Mahkemesine gönderilmesine, 01.10.2013 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

T.C. DANIŞTAY 15.DAİRE

ESAS:2013/9520  KARAR:2013/6570  TARİH:01.10.2013

Bir önceki yazımız olan ÖN İNCELEMEDE YOKSULLUK NAFAKASI TALEBİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.