Blog

 

Unal Hukuk Kumar (1) Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan hükümlü hakkında, 5237 sayılı TCK.nun 228/1 ve 62. maddeleri uyarınca verilen 25 gün hapis cezasının TCK.nun 50/3. maddesi uyarınca, TCK.nun 50/1. maddesinde belirtilen adli para cezası veya seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi yasaya aykırıdır.

Kumar oynanması için yer ve imkan sağlama suçundan sanık Ercan Yıldız’ın, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 228/1, 62 ve 52/2 nci maddeleri gereğince 25 gün hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezasıyla cezalandırılmasına, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/5 inci maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ve 5 yıl süreyle denetimli serbestlik tedbirine tabi tutulmasına dair İzmir 6. Sulh Ceza Mahkemesinin 24.10.2013 tarihli ve 2013/485 esas. 2013/928 sayılı kararının kesinleşmesini müteakip, sanığın deneme süresi içinde yeniden suç işlediğinden bahisle 5271 s. Kanun’un 231/11 inci maddesi uyarınca hükmün açıklanmasına, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 228/1, 62 ve 52/2 nci maddeleri gereğince 25 gün hapis ve 80,00 Türk lirası adli para cezasıyla cezalandırılmasına ilişkin (İZMİR) 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.10.2014 tarihli ve 2014/539 esas, 2014/202 sayılı kararını kapsayan dosyasıyla ilgili olarak;

Dosya kapsamına göre;

1- 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun “Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olmak koşuluyla, mahkum olunan otuz gün ve daha az süreli hapis cezasıyla fiili işlediği tarihte onsekiz yaşını doldurmamış veya altmışbeş yaşını bitirmiş bulunanların mahkum edildiği bir yıl veya daha az süreli hapis cezası, birinci fıkrada yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilir.” şeklindeki 50/3 üncü maddesinin emredici hükmü karşısında, sanık hakkında otuz günden az hükmedilen kısa süreli hürriyeti bağlayıcı cezanın aynı Kanun’un 50/1 inci maddesinde yazılı seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesinde yasal zorunluluk olduğunun gözetilmemesinde,

2- 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231/11 inci fıkrasında yer alan “denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlemesi veya denetimli serbestlik tedbirine ilişkin yükümlülüklere aykırı davranması halinde, mahkeme hükmü açıklar. Ancak mahkeme, kendisine yüklenen yükümlülükleri yerine getiremeyen sanığın durumunu değerlendirerek; cezanın yarısına kadar belirleyeceği bir kısmının infaz edilmemesine ya da koşullarının varlığı halinde hükümdeki hapis cezasının ertelenmesine veya seçenek yaptırımlara çevrilmesine karar vererek yeni bir mahkumiyet hükmü kurabilir.” şeklindeki düzenleme nazara alındığında, mahkemece sanığın celp edilmesi, varsa diyecekleri sorulup, anılan fıkra uyarınca değerlendirme yapıldıktan sonra hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden, sanığın savunması tespit edilmeyerek savunma hakkını kısıtlayacak biçimde ve yazılı şekilde karar verilmesinde, isabet görülmediğinden bahisle 5271 sayılı CMK.nun 309 uncu maddesi uyarınca anılan kararın bozulması lüzumu Yüksek Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğünün 29.01.2015 gün ve 7081 s. Kanun Yararına Bozma istemine atfen YARGITAY C.Başsavcılığının 10.02.2015 gün ve KYB/2015-44449 sayılı ihbarnamesiyle dairemize tevdii kılınmakla incelendi.

TÜRK MİLLETİ ADINA

GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

1- Hakkında 24.10.2013 tarihli kararla hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına dair karar verilen hükümlünün, kararın kesinleşmesinin ardından denetim süresi içerisinde kasıtlı bir suç işlemesi nedeniyle yapılan ihbar üzerine, hükümlüye usulüne uygun olarak, gelmemesi halinde yokluğunda karar verileceği şerhini taşıyan tebligatla duruşma gününün bildirilmesine rağmen hükümlünün duruşmaya gelmediği ve yokluğunda hükmün açıklandığı anlaşılmış olup, mahkemece CMK.nun 231/11 inci maddesi uyarınca duruşma açılarak oluşan yeni durum nedeniyle savunma alınması için girişimde bulunulmasına rağmen, hükümlünün duruşma davetine uymaması nedeniyle yeniden beyanı alınamadan hüküm kurulmasında, sorgusu daha önce yapılmış olduğundan savunma hakkının kısıtlanması söz konusu olmadığından, ihbarnamede yer alan (2) no’lu talebin oybirliğiyle (REDDİNE),

2- Daha önce hapis cezasına mahkum edilmemiş olan hükümlü hakkında, 5237 sayılı TCK.nun 228/1 ve 62 nci maddeleri uyarınca verilen 25 gün hapis cezasının TCK.nun 50/3 üncü maddesi uyarınca, TCK.nun 50/1 inci maddesinde belirtilen adli para cezası veya seçenek yaptırımlardan birine çevrilmesi zorunluluğunun gözetilmemesi,

Yasaya aykırı ve Adalet Bakanlığı’nın Kanun Yararına Bozma istemine dayalı YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığının ihbarname içeriği bu itibarla yerinde görüldüğünden İzmir 27. Asliye Ceza Mahkemesinin 23.10.2014 gün, 2014/539 esas, 2014/202 sayılı kararının CMK.nun 309 uncu maddesi uyarınca (BOZULMASINA), hükümlü hakkında 5237 sayılı TCK.nun 228/1 ve 62 nci maddeleri uyarınca tayin edilen 25 gün hapis cezasının 5237 sayılı TCK.nun 50/3 üncü madde ve fıkrası yollamasıyla aynı yasanın 50/1 inci maddesi uyarınca suçlunun kişiliği, şahsi ve ekonomik durumu gözetilerek,

TCK.nun 52/1 inci maddesi gereğince günlüğü 20 TL’den 500 TL adli para cezasına çevrilmesine, sonuç olarak adli para cezasına hükmedildiğinden hükümden TCK.nun 53 üncü maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkarılmasına, infazın bu şekilde yapılmasına, dosyanın Adalet Bakanlığına gönderilmek üzere YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığına tevdiine, 23.03.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

Yargıtay
8. Ceza Dairesi

Esas : 2015/3859
Karar : 2015/14851
Tarih : 23.03.2015

Bir önceki yazımız olan SAYAÇSIZ SU KULLANMA başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.