Blog

7b98bac423425030_630x350DAVA : Davacı, kıdem, ihbar tazminatı, yıllık izin, fazla mesai ücreti, hafta tatiliyle ulusal bayram ve genel tatil ücreti alacaklarının ödetilmesine karar verilmesini istemiştir. Mahkeme, isteği kısmen hüküm altına almıştır. Hüküm süresi içinde davalılar avukatları tarafından temyiz edilmiş olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Davacı, davalılar arasında asıl işveren-alt işveren ilişkisi bulunduğunu, iş sözleşmesinin feshedildiğini beyanla kıdem ve ihbar tazminatıyla ücret, fazla mesai, hafta tatili, ulusal bayram genel tatil ve yıllık izin ücreti alacaklarının davalılardan tahsili istemiştir.

Davalılar, davanın reddini savunmuştur.

Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar dair verilen karar, Dairemizin 2013/26628 esas, 2014/36114 sayılı kararıyla hafta tatili ücreti talebinin reddi ve davacıya ait hesaplanan fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil alacaklarından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu tutulması gerektiği belirtilerek bozulmuştur. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonrası hafta tatili ücreti talebi reddedilmiş ve dava konusu diğer alacakların tamamından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları yönünde hüküm kurulmuştur.

Karar  davalılar tarafından temyiz edilmiştir.

1-Dosya içeriğine göre sorun, bozma üzerine verilen kararda, bozma kapsamı dışında kalan hususlar hakkında yeniden hüküm kurulup kurulmayacağıdır.

2-6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 297 nci maddesi uyarınca, mahkeme kararlarının;

a)Hükmü veren mahkemeyle hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin ad ve soyadlarıyla sicil numaraları, mahkeme çeşitli sıfatlarla görev yapıyorsa hükmün hangi sıfatla verildiğini,

b)Tarafların ve davaya katılanların kimlikleriyle Türkiye Cumhuriyeti kimlik numarası, varsa kanuni temsilci ve vekillerinin ad ve soyadlarıyla adreslerini,

c)Tarafların iddia ve savunmalarının özetini, anlaştıkları ve anlaşamadıkları hususları, çekişmeli vakıalar hakkında toplanan delilleri, delillerin tartışılması ve değerlendirilmesini, sabit görülen vakıalarla bunlardan çıkarılan sonuç ve hukuki sebepleri,

ç)Hüküm sonucu, yargılama giderleriyle taraflardan alınan avansın harcanmayan kısmının iadesi, varsa kanun yolları ve süresini,

d)Hükmün verildiği tarih ve hâkim veya hâkimlerin ve zabıt kâtibinin imzalarını,

e)Gerekçeli kararın yazıldığı tarihi, içermesi, hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi zorunludur. Bu biçim yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereğidir. Aksi hal, hükmün infazında zorluklara ve tereddütlere, yargılamanın ve davaların gereksiz yere uzamasına, davanın tarafı bulunan kişi ve kurumların mağduriyetlerine sebebiyet verecek ve kamu düzeni ve barışını olumsuz yönde etkileyecektir.

Hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılması bu kısımların bağımsız bir şekilde onandığını göstermez, hükmün bir kısmının bozma kapsamı dışında bırakılmasının amacı bu kısımların doğru olduğunu belirlemek, bozmanın sınırlarını çizmek ve bu şekilde usulü kazanılmış hakları oluşturup, korumaktır.

Bozma kararı üzerine önceki hüküm tamamen ortadan kalkar. Bu sebeple bozma kararından sonra mahkemece 6100 s. Kanun’un 297 nci maddesinde belirtilen unsurları içeren yeni bir karar verilmek zorunda olacaktır.

Somut olayda, mahkeme tarafından, hükmüne uyulan bozma kararı doğrultusunda, hafta tatili ücreti talebinin reddedilmesi, fazla mesai ve ulusal bayram genel tatil ücreti alacaklarından davalıların müştereken ve müteselsilen sorumlu oldukları yönünde karar verilmesi doğru olacaktır. Ancak hükmüne uyulan  bozma ilamının kapsamı dışında kalan yıllık izin ücreti ve ihbar tazminatı alacakları hakkında, davalı İstanbul … Fab. San ve Tic. A.Ş.’nin bozma öncesi olduğu gibi sınırlı sorumlu tutulması, kıdem tazminatı alacağından ise sorumlu tutulmaması gerekirken  yazılı şekilde hüküm kurulması  hatalı ve usulü kazanılmış hak ilkesine aykırı olup bozmayı gerektirmektedir.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı sebeplerden dolayı BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 02.09.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

T.C. YARGITAY 22.HUKUK DAİRESİ

ESAS : 2015/20614     KARAR: 2015/23960    TARİH: 02.09.2015

Bir önceki yazımız olan KANUN YARARINA BOZMA-GÖREV UYUŞMAZLIĞI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.