Blog

kimler-ise-iade-davasi-acabilir_646x340Hakaret ve tehdit suçlarından sanık Hacı Kadir hakkında yapılan yargılama sırasında, sanığın tehdit suçunu silahtan sayılan taşla gerçekleştirdiği gerekçesiyle, mahkemenin görevsizliğine dosyanın Küçükçekmece Asliye Ceza Mahkemesine gönderilmesine dair, Küçükçekmece 9. Sulh Ceza Mahkemesinin 05.12.2013 tarihli ve 2012/855 esas, 2013/983 sayılı kararını müteakip, bu kez Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 02.01.2014 tarihli ve 2013/601 esas, 2014/3 sayılı görevsizlik kararı üzerine, ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi amacıyla dosyanın gönderildiği Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesince verilen, Küçükçekmece 9. Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına dair, 28.02.2014 tarihli ve 2014/526 değişik iş sayılı kararının, Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığının 29.04.2014 gün ve 146705 sayılı istem yazısıyla, Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.

İstem yazısında; “Küçükçekmece Cumhuriyet Başsavcılığınca tanzim olunan 06.06.2012 tarihli iddianamedeki anlatıma göre, dosyanın diğer sanıkları Halil Hatun’un tartıştıklarını gören sanığın, eline taş alıp, sanık Halil’e hitaben, “bu çocuğu yiyeceğim” diyerek tehdit edip, üzerine yürümesi şeklindeki eyleminin, silahtan sayılabilecek taşla gerçekleştirilmiş olması karşısında, mevcut delillerin takdir ve değerlendirilmesinin üst dereceli asliye ceza mahkemesine ait olduğu cihetle, Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılması yerine, yazılı gerekçeyle Küçükçekmece 9. Sulh Ceza Mahkemesinin kararının kaldırılmasında İSABET GÖRÜLMEMİŞTİR.” denilmektedir.

TÜRK MİLLETİ ADINA

I- Olay:

Hakaret ve tehdit suçlarından sanık Hacı Kadir hakkında yapılan yargılama sonucunda, Küçükçekmece 9. Sulh Ceza Mahkemesinin 05.12.2013 tarihli kararıyla, sanığın tehdit eylemini silahtan sayılan taş ile gerçekleştirdiği gerekçesiyle, asliye ceza mahkemesine görevsizlik kararı verildiği, Küçükçekmece 10. Asliye Ceza Mahkemesi ise, tehdit suçunda kullanılan taşın ele geçirilemediği ve korkutuculuk etkisinin değerlendirilemediği gerekçesiyle, eylemin basit tehdit olduğunu kabul ederek karşı görevsizlik kararı verdiği ve ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığının giderilmesi için dosyayı Bakırköy 8. Ağır Ceza Mahkemesine gönderdiği, bu mahkemece yapılan inceleme sonucunda, Küçükçekmece 9. Sulh Ceza Mahkemesinin görevsizlik kararının kaldırılmasına karar verilmesi üzerine, kesin olan bu karara karşı kanun yararına bozma yoluna başvurulduğu anlaşılmaktadır.

II- Kanun Yararına Bozma İstemine İlişkin Uyuşmazlığın Kapsamı:

Sulh ve asliye ceza mahkemeleri arasında ortaya çıkan görev uyuşmazlığını, olumsuz görev uyuşmazlığın giderilmesi yoluyla inceleyerek sonuçlandıran merci kararının, hukuka uygun olup olmadığının belirlenmesine ilişkin ise de, kesin olan bu tayini merci kararının kanun yararına bozma yoluyla incelenmesinin olanaklı olup olmadığı öncelikli olarak ele alınacaktır.

III- Hukuksal Değerlendirme:

Kanun yararına bozma, kesinleşen hükümde verildiği zaman yürürlükte bulunan usul ve maddi hukuka ilişkin hukuka aykırılıkların giderilmesiyle sınırlı olduğundan, inceleme karar tarihindeki mevzuat hükümlerine GÖRE YAPILMIŞTIR.

Öğretide “olağanüstü temyiz” olarak adlandırılan kanun yararına bozma olağanüstü yasa yolunun koşulları ve sonuçları, “kanun yararına bozma” adı ile 5271 sayılı CMK’nın 309 ve 310. maddelerinde düzenlenmektedir.

5271 s. Kanun’un 309 uncu maddesi uyarınca, hakim veya mahkemece verilip istinaf veya temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşen karar veya hükümlerde, maddi hukuka veya yargılama hukukuna ilişkin hukuka aykırılık bulunduğunu öğrenen Adalet Bakanlığı, o karar veya hükmün YARGITAYca bozulması istemini yasal nedenlerini açıklayarak, YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığına yazılı OLARAK BİLDİRECEKTİR. Bunun üzerine YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığı da hükmün veya kararın bozulması istemini içeren yazısına bu nedenleri aynen yazarak YARGITAY ceza dairesine verecek, ileri sürülen nedenlerin YARGITAYca yerinde görülmesi halinde karar veya hüküm yasa yararına bozulacak, yerinde görülmezse istem reddedilecektir.

Böylece ülke sathında uygulama birliğine ulaşılacak, hakim ve mahkemelerce verilen cezaya ilişkin karar veya hükümlerdeki hukuka aykırılıklarla uygulamadaki esaslı yanlışlar ve esasa etkili usul yanılgılarının, toplum ve birey açısından hukuk yararına giderilmesi sağlanır.

Kanun yararına bozma yasa yoluna, istinaf ve temyiz incelemesinden geçmeksizin kesinleşmiş hüküm ve kararlara karşı gidilmesi nedeniyle kesin hükmün otoritesinin bütünüyle zedelenmemesi amacıyla bu yola başvurabilmek için hukuka aykırılık halinin ciddi boyutlara ulaşması gerekmektedir.

YARGITAY İçtihadı Birleştirme Kurulunun 14.11.1977 gün ve 3-2 sayılı kararında da açıkça vurgulandığı üzere, bu yasa yolunun olağanüstü bir yasa yolu olması nedeniyle, her türlü hukuka aykırılık iddiası, yasa yararına bozma konusu yapılamayacak, bu kapsamda hakimlerin takdir hakkı alanına giren ve suç işleyenler için bir hak teşkil etmeyen hususlarla mahkemenin takdirine bağlı istekler ve uygulamadaki takdir yanılgıları veya takdirin yerinde olup olmadığının denetlenmesine ilişkin başvurular, temyiz yasa yolundan farklı olarak yasa yararına bozma konusu yapılamayacağından, bu YOLLA DENETLENEMEYECEKTİR.(Ceza Genel Kurulunun 23.03.2010 tarih ve 2/29-56 sayılı kararı da BU DOĞRULTUDADIR.)

Kanun yararına bozma konusu yapılan husus, olumsuz görev uyuşmazlığı üzerine ortak görevli mercii tarafından verilen tayini merci kararının, hukuka uygun olup olmadığının denetlenmesine yöneliktir.

Anayasamızın 37 nci maddesinde, “Hiç kimse kanunen tabi olduğu mahkemeden başka bir merci önüne çıkarılamaz.” 142 nci maddesinde, ” Mahkemelerin kuruluşu, görev ve yetkileri, işleyişi ve yargılama usulleri kanunla düzenlenir.” hükümlerine yer verilmiştir,

5271 sayılı CMK’nın göreve ilişkin 3/1 maddesinde, “Mahkemelerin görevleri kanunla belirlenir.” 4 üncü maddesinde, “(1) Davaya bakan mahkeme, görevli olup olmadığına kovuşturma evresinin her aşamasında re’sen karar verebilir. 6 ncı madde hükmü saklıdır.

(2) Görev konusunda mahkemeler arasında uyuşmazlık çıktığında, görevli mahkemeyi ortak yüksek görevli mahkeme belirler.” hükümleri düzenlenmiştir.

Görev uyuşmazlığı konusunda ortak görevli merci tarafından verilen kararın niteliği ile bu kararın temyiz incelemesi safhasında denetlenip denetlenemeyeceği hususunun ele alındığı 10.06.1942 tarih ve 1942/26-16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında, “Başka başka mahkemeler veya mahkemelerle kaza salahiyetini haiz heyetler arasında selbi veya icabi zuhur eden ihtilaf üzerine tayini merci makamlarınca salahiyetli tayin olunan mahkeme veya heyetin tayini merci kararına karşı ısrar hakkı olmadığı cihetle esas davayı rüyetle neticede taayyün eden suçun mahiyetine ve tetabuk eylediği kanun hükümlerine göre vermeğe mecbur olduğu hükmün temyizen tetkiki sırasında tekrar vazife ciheti bahismevzuu yapılarak vazifesizlikten naşi bozulamıyacağına…” karar verilmiştir.

Yukarıda yer verilen, 10.06.1942 gün ve 26-16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi, mahkemeler arasında ortaya çıkan olumsuz görev uyuşmazlığı üzerine tayini merci makamlarınca görevli olduğu belirlenen mahkemenin, merci kararına karşı direnme hakkı bulunmadığı gibi, merci tarafından görevli olduğu belirlenen mahkemece verilen hüküm, temyiz incelemesi sırasında “velev ki görevsiz mahkeme tarafından verilmiş bile olsa” görev CİHETİNDEN BOZULAMAYACAKTIR. (YARGITAY Ceza Genel Kurulunun 26.02.2008 gün ve 2008/11-17 esas, 2008/38 sayılı kararı da BU DOĞRULTUDADIR.)

Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde; görev uyuşmazlıklarının çözümüne ilişkin tayini merci kararlarının, genel ve birincil nitelikteki olağan kanun yolu olan temyiz incelemesi sırasında dahi denetlenemeyeceği, diğer bir deyişle bu kararların hukuka uygun olup olmadıklarının görev yönünden bozma konusu yapılamayacağı halen yürürlükte bulunan 1942/26-16 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararıyla belirlendiğine göre, kapsam itibariyle daha sınırlı konuların incelenebildiği, istisnai nitelikteki olağanüstü kanun yolu olan kanun yararına bozma yoluyla da denetlenemeyeceği sonucuna varılmakla, istemin reddine karar verilmiştir.

IV- Sonuç ve Karar:

Yukarıda açıklanan nedenlerle;

YARGITAY Cumhuriyet Başsavcılığının düzenlediği tebliğnamedeki düşünce, yerinde görülmediğinden, CMK’nın 309 uncu maddesi uyarınca KANUN YARARINA BOZMA İSTEĞİNİN REDDİNE, 12.03.2015 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

YARGITAY 4.CEZA DAİRESİ

ESAS: 2014/25145    KARAR: 2015/24393      TARİH: 12.03.2015

 

Bir önceki yazımız olan TASARRUFUN İPTALİ DAVALARINDA YETKİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.