Yargıtay 13. HD. yerel mahkemenin hastasını aydınlatmayan doktora verdiği 125bin TL’lik tazminat kararı 18.09.2008 tarihinde onamıştır. Karar, sadece aydınlatmamış olma sebep gösterilerek verilen ilk Yargıtay kararı olması bakımından önem taşıyor. Yargıtay kararına konu olayda, dava ameliyat sonrasında ses kısıklığı oluşması sebebiyle 2003 yılında açılıyor. Görülen yargılamada yerel mahkeme, doktorun kusuru olmasa da, ameliyat sırası ve sonrasındaki komplikasyonlar ile ilgili olarak hastanın bilgilendirilerek, aydınlatılmış onamının alınması gerektiği sebebiyle doktor aleyhine tazminata hükmedilmesine karar vermiştir. Verilen hükmün temyize götürülmesine ve Yargıtay aşamasında, hasta onamının sözlü şekilde alınmış olduğuna yönelik beyanlarda bulunulmasına karşın Yargıtay 13.HD. söz konusu onamın yazılı olarak alınmış olması gerektiğini belirterek, yerel mahkeme kararını onamıştır.
Hasta Hakları Yönetmeliği’nin 15. maddesinde, hastanın sağlık durumunu, kendisine uygulanacak tıbbi işlemleri, bunların faydaları ve muhtemel sakıncaları, alternatif tıbbi müdahale usulleri, tedavinin kabul edilmemesi halinde ortaya çıkabilecek muhtemel sonuçları ve hastalığın seyri ve neticeleri konusunda sözlü veya yazılı olarak bilgi istemek hakkına sahip olduğu belirtiliyor. Yönetmeliğe göre, hastanın veya kanuni temsilcisinin tıbbi müdahalenin konusu ve sonuçları hakkında bilgilendirilip aydınlatılması esastır. Hekim, hastanın sağlık durumu ve konulan tanı, önerilen tedavi yönteminin türü, başarı şansı ve süresi, tedavi yönteminin hastanın sağlığı için taşıdığı riskler, verilen ilaçların kullanılışı ve olası yan etkileri, hastanın önerilen tedaviyi kabul etmemesi durumunda hastalığın yaratacağı sonuçlar, olası tedavi seçenekleri ve riskleri konularında aydınlatır.
Etik açıdan bakıldığında aydınlatılmamış olan hastanın rızasının geçersiz olacağı ilkesi göz önünde bulundurulduğunda böyle bu husus Yargıtay nezdinde hukuki açıdan da somutluk kazanmıştır. Burada hekimin sorumlu tutulabilmesi için hekimin kusurlu olması şart değildir. Hekimin aydınlatma konusunda yanlış bilgi vermesinin sebebi kendi yanılgısı dahi olsa, hekim sorumluluğu bertaraf edilemeyecektir. Buna göre hekim, hastalığı yanlış teşhis etmiş olması sebebiyle bu farklı hastalıkla ilgili olarak hastayı bilgilendirmiş ve hastanın aydınlatılmış onamını almış ise, söz konusu onam geçersiz olacaktır. Bu hususta hekim hastasına zarar vermemiş dahi olsa, tazminata mahkum edilebilecektir. Zira, bu durum özel hukuk bakımından tazminat sorumluluğunu getirmektedir.
Yargıtay 13. Hukuk Dairesi 18.09.2008, 2008/4519E., 2008/10750K.
Bir önceki yazımız olan Seçim Yasakları başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.