Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 11.maddesinin 1.fıkrasının son cümlesinde yer alan “Ancak bu ücret takip miktarını geçemez” ibaresinin Danıştay Sekinci Dairesinin 19.09.2013 günü E. 2013/215 sayılı kararı ile yürütmesinin durdurulmasına karar verilmiştir.
Avukatlık Ücret Tarifesi’nin dava konusu edilen 11. maddesinde, ”İcra ve İflas Müdürlüklerindeki hukuki yardımlara ilişkin avukatlık ücreti, takip sonuçlanıncaya kadar bütün işlemlerin karşılığıdır. konusu para veya para ile değerlendirilebiliyor ise avukatlık ücreti bu tarifenin üçüncü kısmına göre belirlenir. Şu kadarki takip miktarı 1.833,33-TL’ye kadar olan icra takibinde avukatlık ücreti, tarifenin ikinci kısmının, ikinci bölümünde, icra dairelerindeki takipler için öngörülen maktu ücrettir. ancak bu ücret takip miktarını geçemez.” hükmü yer almaktadır.
Dava konusu Avukatlık Ücret Tarifesi’ nin 11. maddesinde hükme bağlanan İcra ve İflas Müdürlüklerindeki konusu para veya para ile değerlendirilen hukuki yardımlarda, davanın sonucunda hükmedilecek avukatlık ücretine tarifenin 3. kısmına göre nispi olarak belirleneceği, hükmedilecek nispi avukatlık ücretinin, takip miktarı 1.833,33-TL’ye kadar olan icra takiplerinde tarifenin 2. kısmının 2. bölümünde icra dairelerindeki takipler için öngörülen maktu avukatlık ücret olduğu, ancak bu ücretin takip miktarını geçemeyeceği kuralıyla, avukatların mesleklerini icra ederken hak edecekleri ücretlere belli bir asgari sınır getirilmek suretiyle yapılan hukuki yardımın niteliği ve niceliği ne olursa olsun avukatın verdiği hukuki hizmetin maddi karşılığının belli bir miktarın altına düşmesinin engellenmek istenildiği anlaşılmakla birlikte; idari işlemlerin temel amacı kamu yararı olduğundan, tarifenin hazırlanması sırasında, avukatların davanın görülmesi sırasında harcadığı çaba, gayret ve emeğinin karşılığı, uyuşmazlığa konu alacağın değeri, taraflara ölçüsüz bir yükümlülük getirmemesi ve çeşitli sözleşmeler yoluyla avukatlık mesleğinin zarar görmesinin engellenmesi hususlarının da dikkate alınmasının zorunlu olduğu kuşkusuzdur.
Uyuşmazlık bu kapsamda değerlendirildiğinde; İcra ve İflas Dairelerindeki hukuki yardımların konusu para ile değerlendirilebilen davalarda hükmedilecek avukatlık ücretinin asıl alacak miktarı göz önünde bulundurulmadan asıl alacak ile birlikte feri alacaklar ve takip masraflarının toplamı olarak ifade edilebilecek takip miktarı ile sınırlandırılması, özellikle çok küçük miktarda alacaklar nedeniyle açılan davalarda karar aleyhine sonuçlanan taraf açısından ölçüsüz bir yükümlülük getirilebileceği gibi, seri davalar için, yalnızca karşı taraf vekalet sözleşmelerine dayanan avukatlık sözleşmeleri yapılarak mesleğin itibarının zarar görmesine, kısmen kabul, kısmen ret ile sonuçlanan davalarda ise, tarafların haklılık oranları arasında büyük bir fark bulunmasına rağmen, tarafların adalet ve hakkaniyet ile bağdaşmayacak bir şekilde eşit miktarda avukatlık ücretinden sorumlu tutulmasına yol açılması da mümkündür.
Bu durumda, ülkenin ekonomik ve sosyal durumu, avukatların davanın görülmesi sırasında harcadığı çaba, gayret ve emeğinin karşılığı, uyuşmazlığa konu alacağın değeri taraflara ölçüsüz bir yükümlülük getirilmemesi ve çeşitli sözleşmeler yoluyla avukatlık mesleğinin zarar görmesinin engellenmesi hususları dikkate alındığında, icra ve iflas dairelerinde konusu para ile değerlendirilen davalarda, takip miktarı 1.833,33-TL’nin altında olan icra takiplerinde, hükmedilecek nispi avukatlık ücretinin tarifeye göre belirlenen maktu avukatlık ücretinin altında kalması durumunda, hükmedilecek vekalet ücretine de takip miktarını geçemeyeceği yönünde bir sınırlandırılma getirilmesini, asıl alacak tutarından fazla vekalet ücretine hükmedilmesi sonucunu doğuracak şekilde asgari sınır getirilmesine yönelik dava konusu tarife kuralında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle; dava konusu avukatlık ücret tarifesinin 11. maddesinin 1. fıkrasının son cümlesinde yer alan ” Ancak bu ücret takip miktarını geçemez.” ibaresinin uygulanması halinde telafisi güç ve imkansız zararların oluşacağı açık olduğundan, yürütmesinin durdurulmasına 19/09/2013 tarihinde oybirliğiyle karar verilmiştir.
Bir önceki yazımız olan NEFRET SUÇLARI, SİYASİ PARTİLERE EKONOMİK TEŞVİK, TOPLANTI VE GÖSTERİ YÜRÜYÜŞLERİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.