Blog

Davacı, 25/11/2013 tarihli dava dilekçesinde açıkça belirsiz alacak davası açtığını belirterek fazla mesai ve resmi tatil alacaklarının tahsilini talep etmiştir. Mahkemece verilen kısmen kabul kararı, Dairemizce 19/04/2017 tarihinde bozulmuş ve bozma kararından sonra 12/07/2017 tarihli bedel arttırım dilekçesi ile davacı talep miktarını arttırmıştır. Mahkemece, bedel arttırım dilekçesinin yargılamanın her aşamasında verilebileceği hususu gözetilmeksizin bedel arttırım dilekçesine itibar edilmeden sonuca gidilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi taraflar vekillerince istenilmekle, temyiz taleplerinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi… tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:

Y A R G I T A Y K A R A R I

Davacı İsteminin Özeti:

Davacı vekili, davacının davalı şirkette 01.05.2003 tarihinden iş sözleşmesinin haksız feshedildiği 07.11.2013 tarihine kadar satış koordinatörü olarak çalıştığını, aylık net maaşının 2.400.00 TL olduğunu, 3 ayda bir bir maaş tutarında prim aldığını, davacının davalı şirkette 08:30 ile akşam 19:30 saatleri arasında, öğle tatilinde çalıştığını, ayda bir cumartesi günü 09:30-12:30’a kadar çalıştığını, 08.30’da işyerine gelindiğini, bölgeye çıkıldığını, akşam tekrar 17:30’da işyerine dönüldüğünü mesaiye devam edildiğini, iş yazışmalarına bakıldığında 19.24,19.34,20.14,19.56,19.36 civarında olduğunu ve davacının 19:30’a kadar çalıştığının açık ve net olduğunu, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, dini bayramlar dışındaki tüm resmi tatillerde çalıştığını ücretlerinin ödenmediğini fazla çalışma ve resmi tatil ücreti alacaklarının tahsiline karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.

Davalı Savunmasının Özeti:

Davalı vekili, davacının talep ettiği ücretlerin zamanaşımına uğradığını, davacının İzmir’de bulunan bölge müdürlüğünde satış koordinatörü olarak çalıştığını, davacının çalışma süresinin tamamını işyeri dışında geçiren satış koordinatörlerinden biri olduğunu, çalışma saatlerini nezaret edecek bir amirin bulunmadığını, öğlen dinlenme saatini kendisinin tespit ettiğini, işyerinde çalışma düzeninin 08:30-18:30 ve haftada 5 gün şeklinde olduğunu, hergün bir saat öğlen yemek arası verildiğini, ayrıca her 8 haftada bir cumartesi günleri yarım gün çalışıldığını, işin niteliğinin fazla çalışmaya elverişli olmadığını, davacının ulusal bayram ve genel tatil günlerinde çalıştığı iddiasının gerçek dışı olduğunu, bayilerin tamamının ulusal bayram ve genel tatillerde kapalı olduğunu, davacının fazla çalışma yapmadığını ve fazla çalışma alacağının bulunmadığını savunarak davanın reddini TALEP ETMİŞTİR.

Mahkeme Kararının Özeti:

Mahkemece, davacının üç ayda bir bir maaş tutarı kadar prim aldığı ve son beş yılda sürekli prim aldıklarına dair beyanları dikkate alındığında davacının fazla mesai çalışma ücreti alacaklarının aldığı primlerden daha fazla olmadığı gerekçesiyle fazla çalışma ücreti talebinin reddine, tanık beyanlarından tespit edilen genel tatil çalışmaları karşılığının kabulüne KARAR VERİLMİŞTİR. Dairemizce, fazla mesainin kabul edilmesi gerekirken reddi hatalı diye bozma KARARI VERİLMİŞTİR. Mahkemece, bozma gereği yerine getirilerek fazla mesai de hüküm ALTINA ALINMIŞTIR.

Temyiz:

Kararı, taraflar vekillerince süresinde TEMYİZ ETMİŞTİR.

Gerekçe:

Taraflar arasında, belirsiz alacak davasında bedel arttırım dilekçesinin yargılamanın her aşamasında verilip verilemeyeceği konusunda UYUŞMAZLIK BULUNMAKTADIR.

01.10.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 107 nci maddesiyle, mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu’nda yer almayan yeni bir dava türü olarak belirsiz alacak ve tespit davası KABUL EDİLMİŞTİR.

6100 s. Kanunun 107 nci maddesine göre,
“(1) Davanın açıldığı tarihte alacağın miktarını yahut değerini tam ve kesin olarak belirleyebilmesinin kendisinden beklenemeyeceği veya bunun imkânsız olduğu hâllerde, alacaklı, hukuki ilişkiyi ve asgari bir miktar ya da değeri belirtmek suretiyle belirsiz alacak davası açabilir.
(2) Karşı tarafın verdiği bilgi veya tahkikat sonucu alacağın miktarı veya değerinin tam ve kesin olarak belirlenebilmesinin mümkün olduğu anda davacı, iddianın genişletilmesi yasağına tabi olmaksızın davanın başında belirtmiş olduğu talebini artırabilir.
(3) Ayrıca, kısmi eda davasının açılabildiği hâllerde, tespit davası da açılabilir ve bu durumda hukuki yararın var olduğu kabul edilir.”

Somut olayda, davacı, 25/11/2013 tarihli dava dilekçesinde açıkça belirsiz alacak davası açtığını belirterek fazla mesai ve resmi tatil alacaklarının tahsilini TALEP ETMİŞTİR. Mahkemece verilen kısmen kabul kararı, Dairemizce 19/04/2017 tarihinde bozulmuş ve bozma kararından sonra 12/07/2017 tarihli bedel arttırım dilekçesiyle davacı talep MİKTARINI ARTTIRMIŞTIR. Mahkemece, bedel arttırım dilekçesinin yargılamanın her aşamasında verilebileceği hususu gözetilmeksizin bedel arttırım dilekçesine itibar edilmeden sonuca gidilmesi hatalı olup BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.

SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 28.02.2018 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan FAZLA ÇALIŞMA VE ULUSAL BAYRAM GENEL TATİL ALACAĞI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.