Davacı vekili; davacının davalı Sağlık Bakanlığına bağlı hastanede alt işverenler nezdinde çalıştığını, 2001 yılından itibaren ücretinin rızası dışında düşürüldüğünü ileri sürerek ücrct fark alacağının davalıdan tahsiline karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı Sağlık Bakanlığı cevabında; davacının işçileri olmadığını, işin anahtar teslim alt işverene verildiğini belirterek davanın reddine karar VERİLMESİNİ İSTEMİŞTİR.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece bilirkişi raporundaki hesaplamaya göre alacakların kabulüne karar verilmiş, karar Dairemiz tarafından fark ücretin belirlenmesi YÖNÜNDEN BOZULMUŞTUR. Mahkemece bozma ilamı doğrultusunda davanın kısmen kabulüne KARAR VERİLMİŞTİR.
Temyiz:
Karar taraflarca TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalının tüm; davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları YERİNDE DEĞİLDİR.
2-Taraflar arasındaki uyuşmazlık davacıya 2011 yılı Ocak ayından itibaren ödenen aylık ücretinin önceki seneye göre az ödenmesinin 4857 sayılı İş Kanunu’nun 22 nci maddesi kapsamında geçerli OLUP OLMADIĞIDIR.
4857 s. Kanun’un “Çalışma Koşullarında Değişiklik ve İş Sözleşmesinin Feshi” başlıklı 22 nci maddesinde iş yeri şartlarında yapılacak esaslı değişikliklerin yapılabilme ŞARTLARI DÜZENLENMİŞTİR.
4857 s. Kanun’un 22 nci maddesinde: “İşveren, iş sözleşmesiyle veya iş sözleşmesinin eki niteliğindeki personel yönetmeliği ve benzeri kaynaklar ya da işyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamaz. İşçi değişiklik önerisini bu süre içinde kabul etmezse, işveren değişikliğin geçerli bir sebebe dayandığını veya fesih için başka bir geçerli sebebinin bulunduğunu yazılı olarak açıklamak ve bildirim süresine uymak suretiyle iş sözleşmesini feshedebilir. İşçi bu durumda 17. ila 21 inci madde hükümlerine göre dava açabilir. Taraflar aralarında anlaşarak çalışma şartlarını her zaman değiştirebilir. Çalışma şartlarında değişiklik geçmişe etkili olarak yürürlüğe konulamaz.” HÜKMÜNÜ İÇERMEKTEDİR.
Madde metninde de açıkça “İşyeri uygulamasıyla oluşan çalışma koşullarında esaslı bir değişikliği ancak durumu işçiye yazılı olarak bildirmek suretiyle yapabilir. Bu şekle uygun olarak yapılmayan ve işçi tarafından altı işgünü içinde yazılı olarak kabul edilmeyen değişiklikler işçiyi bağlamayacaktır”.
4857 s. Kanun’un 22 nci maddesinin birinci fıkrasının asıl konuluş amacı işverenin tek taraflı değişiklik işlemlerine karşı işçiyi korumak; işçinin isteği dışında işini, işyerini ve diğer çalışma şartlarını değiştirecek işveren davranışlarına ENGEL OLMAKTIR. Öte yandan 4857 sayılı İş Kanun’un 62 nci maddesinde, her türlü işte uygulanmakta olan çalışma sürelerinin kanuni olarak daha aşağı sınırlara indirilmesi veya işverene düşen kanuni bir yükümlülüğün yerine getirilmesi nedeniyle ya da bu Kanun hükümlerinden herhangi birinin uygulanması sonucuna dayanılarak işçi ücretlerinden her ne şekilde olursa olsun eksiltme YAPILAMAYACAĞI BELİRTİLMİŞTİR. 4857 s. Kanun’un 62 nci maddesinde düzenlenen ücretlerde indirim yapılamıyacağı yasağı, işverenin tek taraflı indirim yapamamasıyla İLGİLİDİR. Taraflar karşılıklı anlaşarak ve ileriye dönük her zaman asgari ücretin altına inmemek şartıyla ücrette indirim yapabilirler. Zira işyerinin ekonomik şartları bunu zorunlu kılabilir ve işçi işsiz kalmamak için bunu kabul edebilir.
Davalı Sağlık Bakanlığıyla dava dışı alt işverenler arasında yapılan 2009 yılını kapsayan hizmet alım sözleşmelerinin eki olan idari şartnamelerde ücretin asgari ücrete endekslenerek işçinin yaptığı işe ve eğitim durumuna göre “asgari ücretin yüzde 15, 20, 25, 30, 35 fazlası” şeklinde belirlendiği, 2010 yılı için aktedilen hizmet alım sözleşmelerine ait idari şartnamelerde ise ücretin işçinin yaptığı işe ve eğitim durumuna göre değişmekle birlikte önceki dönem hizmet alım sözleşmelerinde kararlaştırılandan daha düşük oranlarda belirlendiği ve bu şekilde işçilerin ücretlerinde indirim yoluna gidildiği, asgari ücretteki artış oranına bağlı olarak ödenen ücret artmakla birlikte oranın düşürülmesi nedeniyle ücrette azalma OLDUĞU GÖRÜLMEKTEDİR.
Bu şekilde hizmet alımı sözleşmeleriyle yapılan ücretteki indirim 4857 s. Kanun’un 62 nci maddesine aykırı olduğu gibi, aynı Kanun’un 22 nci maddesi hükmüne uygun biçimde işçinin yazılı rızası alınmadığından işçiyi BAĞLAMAYACAĞI AÇIKTIR. Temel uyuşmazlık, fark ücret alacağının ne şekilde hesaplanacağına ilişkin olup davacının düşürülmeden önceki ücreti asgari ücretin belli bir orandan fazlası olarak kararlaştırıldığına göre bu oranın yeni dönemde de KORUNMASI ESASTIR. Her ne kadar bozma kararlarıyla uyuşmazlık döneminde asgari ücrete yapılan artış oranlarının uyarlanarak zamlı şekilde belirlenen ücrete göre hesaplama yapılmasının hatalı olduğu yönünde maddi hataya dayalı hüküm kurulmuşsa da mahkemece verilen uyma kararı usuli müktesap hak oluşturmayacak olup bilirkişinin 2009 yılı Aralık ayındaki ücreti o dönemdeki asgari ücrete oranlayarak tespit ettiği kat sayıyı esas alarak işçinin 2010 yılı Ocak ayı ve sonrasındaki dönemde alması gereken ücreti belirledikten sonra ödenen ücreti mahsup ederek fark alacak hesabı YAPMASI GEREKMEKTEDİR.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 22.05.2017 tarihin OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Bir önceki yazımız olan Kamulaştırma Konusu İrtifak Bedelinin Tespiti başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.