Somut olayda, davacı vekili müvekkilinin mevsimlik işçilikte geçen hizmet süresi de dikkate alınmak sureti ile derece ve kademesinin tespitine ve buna bağlı olarak fark ücret, ilave tediye, ikramiye ve yıpranma primi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği ancak her bir alacak için talep ettiği miktarı belirtmediği gibi alınan bilirkişi raporu sonrasında ibraz ettiği ıslah dilekçesinde de alacak miktarlarını açıklamadığı, buna karşın davalının ıslaha karşı zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi için alınan ek bilirkişi raporunda denetime uygun olmayan şekilde bir kısım alacakların zamanaşımına uğradığı kabul edilerek alacakların hesaplandığı anlaşılmıştır. Hal böyle olunca Mahkemece öncelikle davacı vekilinden her bir alacak için ne miktar talepte bulunduğu hususu açıklattırılarak davalının ıslah karşı zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi amacıyla denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak sonuca gidilmelidir.
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi M. Hacıoğlu tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin Köy Hizmetleri Genel Müdürlüğünde kadroya geçmeden önceki dönemde mevsimlik işçi olarak çalıştığı ancak bu hizmetlerinin kıdeminden sayılmadığını, geçici işçilikte geçen çalışmaların kıdeminden sayılarak derece ve kademesinin tespitiyle yeni derece ve kademesi dikkate alınarak ilk kadroya geçişlerinden itibaren Toplu İş Sözleşmesinden kaynaklanan ücret farkı alacaklarının tahsilini TALEP ETMİŞTİR.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davacının geçici işçi olarak işe başlayıp kısmi süreli iş sözleşmeleriyle çalıştığını, 26.10.2000 tarihli protokol gereğince daimi işçi olarak kadrosuna geçinceye kadar bir tam yıl çalışmadığını dolayısıyla toplu iş sözleşmesinin ilgili maddelerinde düzenlendiği şekliyle kademe ve derece yükselmesinin şartlarını sağlayamadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini TALEP ETMİŞTİR.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan delillere ve bilirkişi raporuna göre, yazılı gerekçeyle davanın kısmen kabulüne KARAR VERİLMİŞTİR.
Temyiz:
Karar süresi içinde davalı vekili tarafından TEMYİZ EDİLMİŞTİR.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki diğer temyiz itirazları YERİNDE DEĞİLDİR.
2-Somut olayda, davacı vekili müvekkilinin mevsimlik işçilikte geçen hizmet süresi de dikkate alınmak suretiyle derece ve kademesinin tespitine ve buna bağlı olarak fark ücret, ilave tediye, ikramiye ve yıpranma primi alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ettiği ancak her bir alacak için talep ettiği miktarı belirtmediği gibi alınan bilirkişi raporu sonrasında ibraz ettiği ıslah dilekçesinde de alacak miktarlarını açıklamadığı, buna karşın davalının ıslaha karşı zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi için alınan ek bilirkişi raporunda denetime uygun olmayan şekilde bir kısım alacakların zamanaşımına uğradığı kabul edilerek alacakların HESAPLANDIĞI ANLAŞILMIŞTIR. Hal böyle olunca Mahkemece öncelikle davacı vekilinden her bir alacak için ne miktar talepte bulunduğu hususu açıklattırılarak davalının ıslah karşı zamanaşımı def’inin değerlendirilmesi amacıyla denetime elverişli bilirkişi raporu alınarak SONUCA GİDİLMELİDİR. Eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup BOZMAYI GEREKTİRMİŞTİR.
3-Mahkemece hükme esas alınan 20.10.2014 havale tarihli bilirkişi ek raporunda davalı vekilinin kök rapora itirazlarında belirttiği, davacının intibak sonrası tespit edilen ve alması gereken günlük ücretlerinin TİS’lerde bulunan yevmiye tablosuna göre tespit edilmediğine ilişkin itirazının değerlendirilmediği anlaşılmış olup dava konusu alacakların TİS’te bulunan yevmiye tablosuna göre tespit edilerek hesaplanması gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi İSABETLİ OLMAMIŞTIR.
4-Davacının yasal ilave tediye alacağının 4857 sayılı Yasada düzenlenen ücret alacaklarından olmadığı, bu nedenle en yüksek banka mevduat faizine değil, davacının talebiyle bağlı kalınarak yasal faiz oranını aşmamak üzere en yüksek banka mevduat faiziyle tahsiline karar verilmesi gerektiği gözardı edilerek, yazılı şekilde karar verilmesi de DOĞRU OLMAMIŞTIR.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen sebeplerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, 19.04.2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.
Kaynak:Corpus
UYARI: Firmamızca basılı ortamdan elektronik ortama aktarılan içtihat metni, tarafımızdan içeriği etkilenmeyecek şekilde değiştirilmiş ve değişikliği yapan algoritma TESCİL ettirilmiştir. Tescil edilmiş içtihat metninin Corpus sözleşmesinde belirtilen amaçlar dışında herhangi bir ortamda (elektronik veya yazılı) bulundurulması/kullanılması durumunda firmamız tüm kanuni haklarını KULLANACAKTIR.
Bir önceki yazımız olan YEMİN TEKLİFİNDE BULUNMA HAKKI başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.