Blog

  kamulaştırma Yargıtay 5. Hukuk Dairesi’nin 03.03.2016 tarihli 2015/15052 Esas ve 201674153 Karar sayılı ilamında özetle; dava, 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili istemine ilişkindir. Resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek binaya değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olmakla birlikte alınan rapor  hüküm kurmaya yeterli değildir. Şöyle ki; dava konusu taşınmaz ile emsal taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2  değerlerinin karşılaştırılmasında; dava konusu taşınmazın,  emsal taşınmazdan daha değersiz olduğu anlaşılmasına rağmen, bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazdan daha değerli olduğu kabul edilerek değer biçildiğinden alınan rapor inandırıcı değildir.

Taraflar arasındaki  4650 s. Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün YARGITAY’ca incelenmesi, davacı idare vekilince verilen dilekçeyle istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:

– K A R A R –

Dava, 4650 s. Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun 10. maddesine dayanan kamulaştırma bedelinin tespiti ve kamulaştırılan taşınmazın davacı idare adına tescili İSTEMİNE İLİŞKİNDİR.

Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davacı idare vekilince TEMYİZ EDİLMİŞTİR.

Resmi birim fiyatları esas alınıp, yıpranma payı da düşülerek binaya değer biçilmesinde bir İSABETSİZLİK GÖRÜLMEMİŞTİR.

Arsa niteliğindeki taşınmazlara emsal karşılaştırması yapılarak değer biçilmesi yöntem itibariyle doğru olmakla birlikte alınan rapor  hüküm kurmaya YETERLİ DEĞİLDİR. Şöyle ki;

Dava konusu taşınmazla emsal taşınmazın Arsa Metrekare Rayiç Bedeli Takdir Komisyonu tarafından belirlenen emlak vergisine esas olan m2  değerlerinin karşılaştırılmasında; dava konusu taşınmazın,  emsal taşınmazdan daha değersiz olduğu anlaşılmasına rağmen, bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın, emsal taşınmazdan daha değerli olduğu kabul edilerek değer biçildiğinden alınan rapor İNANDIRICI DEĞİLDİR.

Bu durumda taraflara  dava konusu taşınmaza yakın bölgelerden ve yakın zaman içinde satışı yapılan benzer yüzölçümlü satışları bildirmeleri için imkan tanınması, lüzumu halinde resen emsal celbi yoluna gidilmesi, dava konusu taşınmazın, değerlendirme tarihi itibariyle, emsal alınacak taşınmazın ise satış tarihi itibariyle imar ya  da  kadastro  parselleri olup olmadığı  ilgili Belediye  Başkanlığı ve Tapu Müdürlüğünden sorulması, ayrıca dava konusu taşınmazın; imar planındaki konumu, emsallere ve değerini etkileyen merkezi yerlere olan uzaklığını da gösterir krokisi ve dava konusu taşınmazla emsal taşınmazların resen belirlenen vergi değerleri ve  emsal taşınmazların satış akit tablosu getirtilerek, dava konusu taşınmazın değerlendirmeye esas alınacak emsallere göre ayrı ayrı üstün ve eksik yönleri ve oranları açıklanmak suretiyle yapılacak karşılaştırma sonucu değerinin belirlenmesi bakımından, yeniden oluşturulacak bilirkişi kurulu marifetiyle mahallinde keşif yapılarak alınacak rapor sonucuna göre hüküm kurulması gerektiğinin düşünülmemesi,

DOĞRU GÖRÜLMEMİŞTİR.

Davacı idare vekilinin temyiz itirazları yerinde olduğundan hükmün açıklanan nedenlerle H.U.M.K.nun 428 inci maddesi gereğince BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harcının Hazineye irad kaydedilmesine,  03/03/2016 tarihinde  OYBİRLİĞİYLE KARAR VERİLDİ.

 

Bir önceki yazımız olan İŞ MÜFETTİŞLERİNİN İŞÇİ ALACAKLARINA İLİŞKİN TESPİTLERİ başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.